Rahmetli Ali Gedik Hocam, zaman zaman ibretlik bir hikayeyi bizlere anlatırdı.
Hikayeye göre, birbirlerine husumetli olan iki kişi yolda karşılaşırlar. Birinin elinde sigara, diğerinde ise el feneri vardır. Sigarası olan, "Sigaramı yakar mısın?" der ve sigarayı ağzına götürür. Diğeri de el fenerinin düğmesini açarak sigarayı yakacakmış gibi tutar.
Aradan epey bir zaman geçer; sigarası olan nefes alamayacak kadar yorulmuştur, el fenerini tutanın ise fenerinin pili tükenmiştir. Birbirlerinden ayrılırlar; biri, "Oh olsun fenerinin pilini bitirdim" derken, diğeri de, "Oh olsun nefesini tükettim" der.
Diplomasilerde de aktardığımız hikayede olduğu gibi bazen kimin kazandığını, kimin kaybettiğini anlamak mümkün değildir. Osman Kavala konulu büyükelçilerle yaşadığımız son kriz de biraz böyle oldu.
Yetkililerimiz yaptıkları açıklamalarda karşı tarafın geri adım attığını ifade ederken, Batılı yetkililerin açıklamaları ve Batı basınında çıkan haberler ise Türk siyasilerin geri adım attığı hatta pes ettiği noktasındaydı. Dilerseniz bu açıklamaların bir kısmını aktaralım.
Önceki akşam gerçekleşen kabine toplantısının ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: "Bizim niyetimiz asla kriz çıkarmak değildir. Ülkemizin hakkını, hukukunu, onurunu, çıkarlarını ve egemenlik haklarını korumaktır. Bugün aynı büyükelçilikler tarafından yapılan yeni bir açıklamayla yargımıza ve ülkemize yönelik bühtandan geri dönülmüştür."
Hükümete yakınlığıyla bilinen Abdulkadir Selvi ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 büyükelçinin sınır dışı edilmesiyle ilgili çıkışının etkili olduğunu belirterek, "Mesaj yerine ulaştı. Ama Türkiye, Batı dünyası ile ilişkilerin kopmasına yol açacak sınır dışı kararını almayarak, büyük bir krizin yaşanmasına fırsat vermedi" ifadelerini kullandı.
Peki, Batılı yetkililerden gelen açıklamalar nasıldı?
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Ankara Büyükelçisi David Satterfield'ın görev süresi boyunca Türkiye'de kalacağını söyledi. Price, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 ülkenin büyükelçilerine yönelik, "Ülkemizin bağımsızlığına saygı duymayan hiç kimse bu ülkede barınamaz" sözlerinin "not edildiğini" ifade etti. Price ayrıca, 18 Ekim'de Osman Kavala'ya yönelik açıklamanın Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesiyle tutarlı olduğunu ifade etti.
Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nde (SPD) dış politika uzmanı Nils Schmid yaptığı açıklamada, zorlu bir diplomatik süreçten geçtiklerini ancak sonunda Erdoğan'ın 'pes ettiğini' söyledi. Schmid, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Osman Kavala kararını hatırlatarak, "Türkiye bu kararları uygulamamakta ısrar ederse Avrupa Konseyi üyeliğinden çıkarılması kaçınılmaz olur" dedi. Schmid, Erdoğan'ın bu çıkışının ardından 'iç siyasetteki zayıflığının' olduğunu öne sürerken, "dış politikadaki gerilimi tırmandırarak dikkatleri iç siyasi zayıflıktan başka yöne çevirmeye çalışıyor" ifadelerinde bulundu.
Batı basınında çıkan haberler de bu açıklamalara paraleldi.
ABD merkezli medya kuruluşu Bloomberg, "Erdoğan büyükelçilerin sınır dışı edilmesi çağrısını iptal etti, gerilimden kaçtı" başlığını kullandı; "Erdoğan büyükelçilerin sınır dışı edilme talebini bıraktı ve Türk lirasını sarsan diplomatik gerilimi azalttı. Bu gerilim Ankara'nın kilit partnerleriyle ilişkisini yıkıma uğratacaktı" yorumunu yaptı.
ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times da "Erdoğan 10 büyükelçiyi sınır dışı etme kararında geri adım attı" başlığını uygun gördü. Yazıda, "Sınır dışı etme tehdidi ciddi ekonomik sorunlara sebep olabilecek ve NATO içerisinde dağılmaya sebep olabilecekti. Erdoğan, Pazartesi günü 10 büyükelçiyi sınır dışı etme kararından geri adım attı ve analist ve diplomatlara göre Türkiye'ye ekonomik felaket getirecek ve NATO ittifakına zarar verecek diplomatik fırtınadan kurtuldu" denildi.
Fransa merkezli medya kuruluşu France24, "Erdoğan diplomatları sınır dışı etme tehdidinde U-dönüşü yaptı" başlığını kullandı ve "Büyükelçiliklerin Viyana Sözleşmesi açıklamalarından sonra Erdoğan, sınır dışı etme tehdidini geri çekti" yorumunu yaptı.
Washington Post, "Erdoğan büyükelçilere tehdidini geri çekti, ABD ve diğer Batılı müttefikleriyle krizi önledi" başlığını attı. Gazete, "Uzmanlara göre Erdoğan'ın Kavala konusundaki ani çıkışı, dış siyasette gerilimi azaltmak yerine tırmandırması onun dikkati çözemediği ekonomik krizden başka bir yere çekmek ve popülaritesini artırmak için endişeli olduğunu gösteriyor" yorumunu yaptı.
Alman Der Spiegel, "İnsan hakları aktivistinin serbest bırakılması çağrısında bulunan büyükelçilerin Türkiye'yi terk etmesine gerek kalmadı. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önceki açıklamalarını değiştirdi" yorumunu yaptı. Dergi, "Erdoğan daha önce kariyeri boyunca hiç olmadığı kadar yerel baskı altında. Türkiye ekonomisi çok büyük bir kriz içinde, lira giderek daha da değer kaybediyor. Birçok gözlemci, Erdoğan'ın büyükelçilere tehdidinin dikkati ekonomik krizden uzaklaştırmak olduğunu düşünüyor" ifadesini kullandı.
Batı basınındaki yorumlarda dikkatimi çeken ise; bu gerilimi, Türkiye ekonomisindeki kötü gidişatın üstünü örtme girişimi olarak değerlendirmeleri. Yani, büyükelçiler üzerinden "cambaza bak" oyunu oynandı diyorlar. Yaşanan bu gerilimden kimin kazançlı çıktığını bilemiyoruz ama kimin kaybettiği belli: Türk milleti. Dolar bir günde 9.85 liraya çıkarak rekor tazeledi ve 44 kuruşluk akaryakıt zammına bir gün sonra 28 kuruşluk daha zam geldi. Bunların yansımalarını her sahada göreceğiz.
Türkiye'nin bu tür gerilimlerden ve bunun neticesinde doğan krizlerden kurtulması için Türk milletinin, Batının gemisinde bulunup da Batı ile gerilim yaşatan siyaset anlayışından vazgeçip, "Ne AB, ne ABD tek çözüm tam bağımsız Türkiye" diyen Bağımsız Türkiye Partisi'nin gemisine binmesi lazım.
Ancak böyle fırtınalardan kurtuluruz, gerçek bir istikrara kavuşuruz.
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025