Kurun hem uluslararası hem de ulusal bazda neden olduğu sorunların, analistlerin repertuarlarında giderek daha geniş yerler işgal ettiğine şahit olmaktayız. İçeride, alışık olunmayan düşük kur sayesinde, önceden yüksek kurda soyulmaya alışmış insanımız tecrübelerine yeni tecrübeler eklerken dışarıda, Çin'in ucuza maledebilme kabiliyetinden kaynaklanan dünya pazarlarındaki rekabet avantajını, parasını revalüe ettirerek(değerlendirerek) dengeleme kavgaları var. Özellikle ABD'nin baskısı ve Çin mallarına kota uygulama tehdidi etkili oldu. Çin parasını yüzde 2.1 oranında değerlendirdi. Parası renminbiyi çeşitli paraların oluşturduğu bir kur sepetine bağladı. Fakat bu ABD'yi tatmin etmedi ve ABD, Çin tekstil ürünlerine sınırlama getirdi. AB ile de belli bir gümrük oranında anlaşmak zorunda kalan Çin şimdilik Avrupa pazarındaki sıkıntısını ertelemiş gözüküyor. Fakat yinede kardan fedakarlık yaparak bu sorunu çözebildi.En az yüzde 5 lik bir revalüasyon beklenirken Çin'in, dış baskıları yumuşatmak, vaziyeti kurtarmak için böyle bir oranı tercih ettiği konusunda aşağı yukarı herkes hemfikir. Hal böyleyken önümüzdeki aylarda bu konudaki ABD taleplerinin Çin'i yeniden köşeye sıkıştıracağı beklentisi de ağırlıkta olan görüş. Getirdiği tekstil kısıtı aslında daha sonraki isteklerinin aba altı sopası. Çünkü ABD, dış ticaret açığını, renminbi bu düzeydeyken finanse edemeyeceğini iyi biliyor.Sadece karşılıklı ticaretlerinde verdiği açıktan dolayı değil, Çin firmalarının, dünya pazarlarında durmadan karşısına çıkması ve ihracatını frenleyen etkisi yüzünden de. Çin, parasını ABD dolarına endeksleyip parası renminbiyi adeta doların gölgesi yaparak, son 3-4 yıldır dolarda meydana gelen değer kaybından parasını nasiplendirdi ve özellikle son birkaç yılda dünya ticaretini neredeyse ele geçirdi. Ama dolar karşısında kendisine avantaj sağlayacak bir devalüasyon yapmadı. Yani ABD'nin itirazı eşit şartlarda bile mücadele etmek istememesinden. ABD'nin buna rağmen revalüasyon isteği bu yüzden haksız bir istek. Haksız istekler ise bildiğiniz gibi ABD'nin göbek adı. Görüldüğü gibi, bize her fırsatta IMF vasıtasıyla gümrükleri indirin, yabancı sermayeyi baş tacı edin diyenler, bizden çok daha güçlü ekonomilere sahip olmalarına rağmen, kendi özel stratejik kuruluşlarını yabancılara verdirmedikleri gibi, yeri geldiğinde sanayicisini gümrük duvarlarıyla kollama refleksini göstermekten de kaçınmıyorlar.Tüm bu tartışmaların arasından çekip çıkarmamız gereken bir ayrıntı, ülkemizdeki kur meselesini de anlamamıza yardım edecektir sanıyorum. Sözünü ettiğim şey, kendi parasının değerini, gerek başka bir paraya endeksleyerek olsun gerekse sabit kur uygulayarak yada belki uluslararası oyuncular sizin elinizdeyse, görünüşte serbest bırakıp uzaktan kumandayla belirlemek, sizin mücadele edebilme gücünüzü direkt etkileyen bir faktör. Bu sebeple, yüzde 2 lik bir revalüasyon için kıyameti koparmaları hiçte anlamsız değil.Kur meselesine aradan birkaç hafta geçmiş olsada, ABD ile Çin arasındaki kur gerginliğiyle başlamamızın sebebi, ülkemizdeki kur rejimini incelerken diğer ülkelerin bu konuya nasıl baktıkları konusunda bir fikir edinmemizi sağlamaktır. Gelecek yazımızda, ülkemizdeki kur tartışmalarını analiz etmeye çalışacağız.
KONU / Serdar PEKER
KONU / Serdar PEKER
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012