Kurban Bayramı ve Hac

Bir bayramımız daha geride kaldı.Yazıma başlamadan önce, tüm okurlarımızın mübarek Kurban Bayramını tebrik ediyorum. İnşallah nice bayramları mutlu bir şekilde yaşamayı Cenab-ı Hak cümlemize nasip eder.Bayramda, kimimiz bulunduğu yerde kurbanını kesti, kestiği kurbanın etinin bir kısmını imkanı olmayanlara dağıttı, onların gönüllerini yaptı, kabirlere gidip ahirete göçenlere fatiha, yasin okudu, eşini, dostunu, hastasını ziyaret etti, büyüklerinin elini öptü, küçüklerine elini öptürdü ve bayram harçlığıyla onları sevindirdi. Kısaca bulunduğu yerde hem ibadetini yerine getirdi, hem de sosyal dayanışmanın zirvesini yaşadı. Bu manada bayramlarımız hem milli hem de dini birlik ve beraberliğimizi sağlayan en önemli unsurlardan birisidir.Bayramda kimimiz de -daha nasipli olan kimimiz de diyebiliriz- kutsal topraklara giderek Hac farizasını yerine getirdi. Allah (cc)'ın beytini, O'nu anarak, kendini O'na teslim ederek, yalvararak, ağlayarak tavaf etti. Arafat'ta ise vakfeye durarak, dualarla, tesbihatla birlikte Rabbiyle sohbet etti, halini O'na arzetti.Kurbanlar kesildi, şeytanlar taşlandı.Tabii bu anlattıklarımızı yaşayarak anlatmak isterdik, ama bu sene nasip olmadı. Seneye inşallah nasip olur.Hepsinin İslam'da farklı bir anlamı var.Nasıl oruç sadece aç kalmak değilse, nasıl namaz beden eğitimi hareketi değilse Hac'da yaşanan bütün ibadetlerin de farklı bir yönü vardır. Bir gün Hz. Ömer (RA) Hacer'ül Esved'i öptükten sonra, "Ey taş, sen de bildiğimiz taşlardan birisin. Eğer Allah Resulü seni öpmeseydi ben de öpmezdim" dediği vakit, Hz. Ali (KV), "Öyle deme Ya Ömer. O taşta Bezm-i Elest'te verdiğimiz sözler saklı" diyerek cevap veriyor. Bu derin ilim karşısında Hz. Ömer, "Ya Rabbi beni Ali'den sonraya bırakma" şeklinde dua ediyor.Haccın her unsurunun da bunun gibi anlamları vardır. Vakfeye durmak, tavaf etmek, Şeytan taşlamak, kurban kesmek?Neticede yapılanlar ya Allah'ın emri, ya da Resulünün sünnetidir. Bunların anlamını kavramak elbetteki arzu edilendir, ama kavrayamasak da, salih bir niyetle yapmak, peygamber efendimizi ve de sahabesini bu konuda takip etmek elbetteki sonuca götürecektir.Atalarımız ne güzel demiş, "Kimin izini takip ederseniz, onun gittiği yere varırsınız".Tabii, Hacca gidip de, Cenab-ı Hakk'ın "Habibim" dediği, "Alemlere Rahmet", alemlerin yüzü suyu hürmetine yaratıldığı Resulüllah Efendimizi (SAV) ziyaret etmeden olur mu? Bayramların en güzeli o Dost'la bayramlaşmak değil mi? Kabir ziyaretlerinin en güzeli onun kabrini ziyaret değil mi?Cenab-ı Hak "şehitlere ölü demeyin" derken, peki, kabrini ziyaret ettiğimiz zat, hem şehit, hem de Rabbimizin sevgilisi ise? Allah (cc) cümlemize onun kabrini ziyaret etmeyi nasip eylesin.Evet. Bir Kurban Bayramı ve de bu dönemde yapılan Hac ibadetinin bizlere anımsattıkları bunlar. Daha çok şeyler ifade edilebilir, ama şimdilik bu kadar kafidir zannediyorum.Kurban Bayramı, isminden de anlaşılacağı üzere oldukça meşakkatli bir bayram, ama o çile ve ızdırap O'nun içinse, muhabbet de o çile nispetince fazla olacaktır. Nice bayramlara kavuşmak dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum.