Küreselleşme başlangıçta her ne kadar kaynakların ve bilginin sınırları aşarak ortak kullanımı olarak ifade edilse de pratikte hiçbir zaman böyle olmamıştır.Ekonomik tabanını Kapitalizmden alan küreselleşme tüm dünyadaki kaynakların ve bilginin belirli ellerde tekelleşmesini sağlamıştır.Gözünü ihtiras bürümüş olan küresel sermaye grupları, kaynaklara ve sermayeye ulaşabilmek ve sahip olabilmek için küreselleşmeyi bir basamak olarak kullanmakta ve kendilerine göre bir sömürü düzeni oluşturmaktadır.Dilerseniz bu sömürü düzeni nasıl oluşuyor ülkemizden de misaller vererek açıklamaya çalışalım. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, küresel sermayedarlar ülkemize talimatlarını IMF, Dünya Bankası, AB ve ABD üzerinden göndermektedir.Ülkemizde kendi üretimimizin karşılığında, kendi paramız değil, dolar, euro gibi yabancı paralar, gittikçe yabancılaşan bankaların piyasaya sürdüğü kredi kartları, çek ve senetler, bono ve hisse senetleri dolaşmaktadır.Merkez Bankasının emisyonu genişletme ve Hazine'yi finanse etme özelliği kaldırılmıştır. Hazine, ihtiyaç duyduğu parayı küresel tefecilerden gerek iç gerekse dış borç şeklinde almaktadır.Özelleştirme adı altında karlı kamu kuruluşlarımız küresel şirketlere ya da yerli uzantılarına haraç mezat satılmaktadır. Madenlerimiz küresel şirketlerin kontrolüne geçmektedir. Tarıma destekler kaldırılmakta ve üretime tahdit konulmaktadır.Faiz gelirlerinden vergi alınmamakta, para satan küresel sermayedarların önündeki vergi, gümrük gibi engeller kaldırılmaktadır.Vergilerde ağırlık dolaylı vergilere kaydırılarak, küresel güçlerden alınan borçların ve faizlerinin yükü vatandaşın sırtına yüklenmektedir. "Yabancı sermayesiz olmaz" hurafesi sürekli gündemde tutulmakta, yerli sermaye zayıflatılmaktadır. Tahkime evet denilerek, yabancı sermaye önündeki engeller hukuki olarak da kaldırılmaktadır.Teknoloji yatırımları kaldırılmakta ve engellenmekte, bize pahalıya mal olan ve dışarıya bağımlılığımızı artıran teknoloji transferi teşvik edilmektedir.Enflasyon hedeflemesi, mali disiplin gibi bahanelerle vatandaşın alım gücü sürekli daraltılmakta, vatandaş borçlandırılarak küresel sermaye gruplarının kucağına itilmektedir.Tabii bu saydıklarımız ve sayamadıklarımız küresel güçlerin sadece ekonomik sömürü planlarının bir parçasıdır. Bunun dışında siyasi, sosyal, kültürel, dini birçok plan ve projeleri de vardır.Küresel güçlerin dünyadaki birçok ülke için planları insanları köle gibi kullanıp, onlara ait olan bütün kaynakları ele geçirmektir, ama konu Türkiye ve Türk milleti olunca hedef sadece bununla sınırlı değildir.Küresel güçlerin hedefleri arasında ülkemizin sadece kaynakları değil, coğrafyası da vardır. Yani küresel güçler için Türk milletinin köleleştirilmesi, aç ve yoksul bırakılması yeterli bir hedef değildir. Asıl hedef Türk milletinin tamamen yok edilmesidir.Bu açıdan da baktığımızda küreselleşmeye panzehir olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Sosyal Devlet, Milli Devlet tezi Türk milleti için vazgeçilemez bir çözüm modelidir, varlığımızın devamı için gereklidir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024