Hz. Davut peygamberin emriyle oğlu Hz. Süleyman Peygamber tarafından inşa etilen Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi, Peygamberimizin miraç öncesi durağıdır. Peygamber efendimizin bütün peygamberlere imamlık yaptığı, Peygamberimiz ile Cebrail'in iki rekât namaz kıldığı, ayetlere konu olan kutsal mekânın adıdır Mescid-i Aksa. Onun için Mescid-i Aksa, tüm Müslümanların ortak değeridir.
144 dönüm üzerin inşa edilen Mescid-i Aksa, ırk, dil ayırt etmeksizin yer yüzünde yaşayan bütün Müslümanların maddi ve manevi hukukunun ve hakkının olduğu yerdir.
Mescid-i Aksa gibi, haccın kabul olması için Arafat dağında vakfeye durmak farz olduğuna göre Arafat Dağı, Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebevi de aynı hukuka tabi olmalıdır. Bu seçilmiş mekanlar bütün Müslümanların ortak değerleridir. Yeryüzündeki tüm Müslümanların sorumluluğu, tasarrufu altındadır.
Bu mekanlar hangi ülkenin toprakları içerisinde olursa olsun, sadece o ülkenin tasarrufunda olamaz, olmamalıdır. Bu mekanlar, Müslümanların ortak hareket edecekleri, ortak karar alacakları, hukukunu da beraber koruyacakları kutsal yerlerdir.
Peygamberimiz herhangi bir devletin veya milletin peygamberi değildir, yer yüzündeki bütün Müslümanların peygamberidir. Kur'an-ı Kerim'in emir ve yasakları bir millet veya bir devlet için değil, inanan bütün Müslümanlar içindir ve her Müslüman'ı bağlar. Benim Hac ibadetim için Arafat dağında vakfeye durmam şartsa Arafat dağı sadece bulunduğu ülkenin toprağı değildir ve Arafat dağının korunup kollanması, hukukunun korunup savunulması bütün Müslümanların sorumluluğundadır. Diğer kutsal mekanlar da aynıdır.
Mescid-i Aksa coğrafi olarak nerde bulunursa bulunsun sorumluluğu ve tasarrufu yeryüzündeki tüm Müslümanlara aittir. Ayrıca hukukunun korunup savunulması bütün Müslümanların sorumluluğundadır.
Onun için Prof. Dr. Haydar Baş Hocam, Mescid-i Aksa için "yeryüzündeki tüm Müslümanların başkenti olmalıdır, gerçek budur" tespitinde bulunmuşlardı.
Türkiye başta olmak üzere bölge devletlerinin üzerlerine düşen ne görev varsa onu yerine getirmelidirler. Samimiyet bunu gerektirir.
Aklın yolu birdir, yapılması gerekenleri sıralayabiliriz.
1- Geçmişten bugüne kadar İsrail ile yapılan ne kadar uluslararası anlaşma varsa hepsini askıya almak.
2- İsrail'e çok kapsamlı ambargo uygulamak.
3- Müslüman ülkeler başkentlerine sahip çıkma adına ortak askerî harekât planlamalıdır. Caydırıcı güçlerini göstermelidirler. (Müslümanlar Atatürk'ün hasta yatağında Mescid-i Aksa'ya sahip çıkışından ilham almalıdırlar.)
4- Suriye ile sorun yaşayan devletler bilmelidirler ki arada oluşturulan sorunun kaynağı İsrail'dir. Bu aşamada ivedilikle Suriye devleti ile ilişkiler normalleşme sürecine girmeli ve Suriye'ye destek verilmelidir.
Bu gerçekler ışığında "Mescid-i Aksa, yeryüzündeki bütün Müslümanların başkenti olduğu ilan edilmelidir. Çözüm bu tespitin altını doldurmaktan geçer tespitinde bulunan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, siyasal söylemlerinin uygulanması noktasında siyasileri samimiyete davet etmektedir.
Bölgemizin huzuru bu söyleme kulak vermekten geçer. Bizden söylemesi…
- Zulme baş kaldırmak sistemle olur / 19.11.2023
- Hamaset mi, çözüm mü? / 16.11.2023
- Asıl hedef Türkiye! / 06.11.2023
- Sahi siz kimsiniz, Sayın Önkibar? / 08.05.2023
- Yeni Mesaj’la çeyrek asır / 01.12.2022
- İslam’ı yaşamak, Ehl-i Beyt’i anlamaktan geçer / 04.08.2022
- Gadir-i Hum bayramını anlamak / 18.07.2022
- Bermuda ekonomi üçgeninden kurtulmanın yolu / 02.12.2021
- Böyle bir şey olabilir mi, biz neyi tartışıyoruz? / 01.12.2021