Kim adına, ne karşılığında böyle bir yazı yazdınız?

Sayın Köylü,

Kulislerde konuşulanların arkasına sığınarak aktardığınız ifadeler, tamamen yalan ve iftiradan ibarettir.

Kulislerde şahsınızı küçük düşürecek konuşmalara tanık olsak ve sizinle temasa geçmeden yayınlasak nasıl tepki koyardınız?

Lütfen biraz empati yapın.

Gerçekten de hakkınızda duyduklarımız var ama bizi ilgilendirmez. Biz bu tür haberlere dedikodudur der geçeriz. Gerek duyarsak da size ulaşır, sizinle konuşuruz.

Prof. Dr. Haydar Baş, hayatı boyunca bu tür yalan ve iftiralara maruz kalmıştır. Ama sonunda kazanan hep O olmuştur.

Genelde yalan ve iftiraların merkezinde ya Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları ya da FETÖ gibi cemaat ve tarikatlar vardır.

Bunların dışında haset edenlerin de sayısı az değildir.

Akademisyenler, genelde bir disiplin içinde kalarak eser verirler.

Zira mühendisliğin, hukukun, tıbbın, tarihin vs. birbirinden farklı akademik disiplinleri vardır. Akademisyenler o disiplin içerisinde kalarak makale ve eser ortaya koyarlar.

Prof. Dr. Haydar Baş akademik olarak birçok farklı disiplinde eserler ortaya koymuş, nadir araştırmacılardan bir bilim adamıdır.

Genelde Sayın Baş'ın olağanüstü başarısının nereden geldiğini, nedenlerini araştırmak yerine, kolayı tercih edenler hasetlerinden iftiraya ve yalana sarılmışlardır.

Ekonomi sahasında "Milli Ekonomi Modeli" eserini ortaya koyarak ekonomiye devrim niteliğinde bir bakış açısı geliştirmiştir.

BRICS ülkelerinin kendi aralarında 'milli paralarla ticaret' fikri Haydar Baş'a aittir.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın yazdığı "Hoş Geldin Atatürk", bir yakın tarih araştırma eseridir.

Bugüne kadar Atatürk hakkında yazılan eserlerin dışında, Atatürk'ü anlatan kendi sahasında tek eserdir.

'Hoş Geldin Atatürk' eserinde, Atatürk'ün hafız olduğunu, manevi yönünün güçlü olduğunu, annesi ve babası tarafından peygamber soyundan geldiğini ve emperyalist güçlerle savaşmış dört dörtlük MÜSLÜMAN olduğunu ortaya koymuştur.

Sayın Baş'ın bu yakın tarih çalışması, başta FETÖ ve FETÖ türevi cemaat ve tarikatları aşırı derecede rahatsız etmiştir.

Bir de Müslüman Atatürk'ü, kendi hayatlarında içselleştiremeyen, sosyal demokratları temsil etmeyen ama kendilerini sosyal demokrat olarak gösteren küçük bir grup da rahatsızlık duymuştur.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın ayrıca siyasi tarih araştırmaları, bölgemiz ve dünyada gelişen olaylar üzerine yaptığı okumalar isabetli ve yol gösterici olmuştur. Bu hususta eserler kaleme almıştır.

Özellikle emperyalist devletlerin kaşıdığı, fitne ürettiği, etnik köken ve mezhepler üzerinden savaşlar planladığı gerçeğini tespitle Prof. Dr. Haydar Baş,  birliğin adresini "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" eserleriyle ortaya koymuştur.

Yüzlerce akademik yayını olan ve 40'ın üzerinde eser veren, fikirleriyle dünyaya mal olmuş bir devlet ve siyaset adamı hakkında, kulis dedikodularıyla hareket etmek hiçbir ahlaki değere sığmaz Sayın Köylü.

Göreviniz, işiniz gereği bilmiyordum, tanımıyordum da diyemezsiniz.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın akademik çalışmalarının her anına şahit olmuş bir kişiyim.

O dönemde Aydın Doğan'ın sahip olduğu kanal D, Bakü'ye bir grup muhabir göndermişti. Haydar Baş'ın diploma kayıtlarına ulaşmak ve haber yapmak için. Bu süreçten bizim hiçbir haberimiz olmadı.

Bu olayı biz, o dönemde Bakü Devlet Üniversitesi'nin rektörü Prof. Dr. Murtuz Alesgerov ve Haydar Baş'ın tez hocası Prof. Dr. Vasim Memmedaliyev'den, Bakü'ye gittiğimizde öğrendik.

Şöyle olmuş:

Rektör, Haydar Baş Hocanın kayıtlarını muhabirlerin istedikleri belgeleri gösterdikten sonra onları Haydar hocamın tez hocası olan Prof. Dr. Vasim Memmedaliyev'e yönlendirir.

Rektör Sayın Murtuz Alesgerov, arkadan Vasım hocayı arayarak, bu gelenlerin niyetinin gerçekleri öğrenmek olmadığını düşünüyorum çünkü istedikleri belgeleri gösterince yüzleri düştü. Sen bunları karşına al niyetlerini öğren, diyerek Vasım hocaya gönderir.

Vasım hoca muhabirlere kamerayı açın "Ben Görkemli Türk âlimi Haydar hocanın tez hocasıyım, hakkında her şeyi sorabilirsiniz" dediğinde muhabir doğru bir soru bile soramaz.

Bunun üzerine Prof. Dr. Vasım Memmedaliyev;

"Ta kalkıp Türkiye'den Bakü'ye gelmişsiniz, Haydar hoca hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz. Ne bir makalesini ne de bir kitabını okumuşsunuz. Açın kamerayı ben size Haydar hocayı anlatayım. Haydar hocanın tez hocasıyım bu doğrudur ama ben ondan çok şeyler öğrendim. Bu açıdan bakarsanız o benim hocam oldu. Şarkiyat fakültesinde kürsüsü var.  Üzerinde kendi ismi yazılı dersliği var gidip çekebilirsiniz" der.

Sohbete devamla Memmedaliyev, "Haydar Hocanın okuduğum eserlerinden anlatmaya başladığımda kameramanın kamerayı kapattığını gördüm" demişti.

Bunun üzerine Vasım hoca "Sizin niyetiniz düzgün değil siz hakikat için buraya gelmediniz" diyerek bunları yolcu eder.

İşin ilginç tarafı Prof. Dr. Haydar Baş, kuruldan izin alınarak doktora tezinin savunmasının kayıt altına alınmasını istemiştir.

Bana dönerek "İleride fitne ve yalan söyleyenler çıkabilir bu onlara bir cevap olur" demişti.

O dönemin YÖK başkanı Gürüz'e açılan ve kazanılan hukuki dava bile var.

Sayın Köylü, size samimi bir sorum olacak. Kim adına, ne karşılığında böyle bir yazı yazdınız? Kamera karşısına geçip video çektiniz.

Asla değil diyorsanız o zaman çektiğiniz videoyu kaldırın. Ayrıca hakkı teslim edecek yazı ve video yayınını bekliyoruz.

Hakikati öğrenmek adına biz hep buradayız.