E-POSTA: alperen_polat@mynet.com Medyanın çivisi çıktı, kimin eli kimin cebinde belli değil. Eski dostlar düşman, eski düşmanlar can dostu olmuş. Medya patronluğuyla, banka patronluğunu özdeşleştiren patronlar; Aydın Doğan, Dinç Bilgin, Mehmet Emin Karamehmet cephelerinde yoğun bir savaş havası hakim. Diğer bir patron Cem Uzan'ı şimdilik ayrı tutuyorum. Çünkü o, şu anda kendisine biçilen "light milliyetçilik" misyonunun altyapı çalışmalarıyla meşgul. ("Cem Uzan ve light milliyetçilik" başlıklı uzun bir yazım önümüzdeki dönemlerde yayınlanacak)
Bu patronların ortak özelliği, Türkiye'de medyayı kullanarak, ticari rantlarını temin etmek ve heybelerini doldurmak. Ve içten içe birbirlerinin kuyularını kazmak. Bu son özellik son zamanlar iyice su yüzüne çıktı. Birinin hortumladığı banka fona devredilince diğerleri dört koldan saldırıyor. Çünkü bir noktadan sonra çıkarları çakışıyor ve birbirlerini yemek zorunda kalıyorlar. Çıkarları çakışmasa herşey sütliman, kardeş kardeş hortumlayıp idare edecekler!
Tercüman kavgaları başladı
Bütün bunlar bilenmeyen şeyler değil. Ama son günlerde Tercüman gazetelerinin piyasaya çıkmasıyla iyice alevlenen bir kavga var ki, sormayın. Bu kavgayla su yüzüne çıkan kirli ilişkiler, kirli hesaplar ve birbirine geçmiş çıkar bağları gerçekten tiksindirici bir boyutta. Şimdi bunlardan birkaç örnek verelim, kimin eli kimin cebinde siz karar verin:
Aydın Doğan ile Dinç Bilgin arasındaki kavga uzun bir geçmişe sahip. Hürriyet ve Sabah gazetelerinin ansiklopediden başlayıp tencerede de nihayetlenmeyen promosyon kavgasını hatırlarsınız. Daha sonra işin içine batan bankalar girince Aydın Doğan Dinç Bilgin'i hayli hırpalamıştı. Hele bir de Bilgin cezaevine girince Doğan zevkten dört köşe olmuştu. Son olarak, Sabah gazetesinden ayrılan gazetecileri destekleyen Aydın Doğan, Vatan Gazetesinin çıkmasında öncülük etmişti. Bu gazeteye her türlü desteği vermiş, hiçbir fedakarlıktan çekinmemişti. Ne de olsa, eski dostunun(!) gazetesinden ayrılmışlardı. Bilgin bunun altında kalır mı, O da, eskiden Aydın Doğan'ın gazetelerinden kovulan gazetecileri destekleyerek, gazete Habertürk'ün çıkmasına önayak oldu. Gazetesinin eski promosyon kitaplarını bu gazetenin kullanımına sundu.
Karamehmet de kavgaya girdi
Sonra sahneye Çukurova holding patronu Mehmet Emin Karamehmet çıktı. O da Pamukbank'ını fona kaptırmıştı. Önce AKP'yle seçim öncesi temasa geçti, seçim sonrası bankasını kurtarttı. Bunu hazmedemeyen Doğan ve Bilgin, kılıçlarını Karamehmet'e çektiler. Karamehmet'in Akşam gazetesiyle Doğan'ın gazeteleri arasında büyük bir kavga başladı. Batık banka muhabbetini ağızlarına sakız ettiler, sanki o bankaları kendileri hortumlamamış gibi. Olayın evveliyatında Doğan'ın silahtarlarından Tuncay Özkan, büyük paralar karşılığında Karamehmet saflarına geçmişti. Önce Doğan için Karamehmet'e saldırırken, şimdilerde Karamehmet için Doğan'a saldırıyor.
Ilıcaklar yeniden sahnede
Bir süredir sessizliğini koruyan Nazlı Ilıcak öncülüğündeki Ilıcak ailesi de, bu sessizliğini AKP iktidarıyla birlikte bozdu ve onlar da sahneye çıktı. Doğan'ın eski düşmanı Ilıcaklar, şimdilerde Doğan'la sıcak ilişkiler dönemine girdi. Ilıcaklar'ın Akşam'ıyla Doğan'ın tutuştuğu kavga daha hafızalarımızda tazeliğini koruyor. Nazlı Ilıcak'ın eşi AKP milletvekili Emin Şirin Sabah Gazetesi patronu Dinç Bilgin'in batık bankası Etibank'la ilgili Meclis'te soru sormaya kalkınca Doğan, Ilıcak ailesiyle yakın ve sıcak temasa geçti. Şu aralar aralarından su sızmıyor.
Ilıcaklar Tercüman'ı çıkarmaya karar verince de en büyük destekçileri Doğan oldu. Ama bu kez hesapta olmayan Karamehmet sahneye atıldı. Karamehmet Ilıcaklar'ın Tercüman'ı çıkardığı günlerde başka bir Tercüman gazetesi çıkardı. Çünkü isim hakkı hâlâ Karamehmet'teydi. Tuncay Özkan Karamehmet'in medya savaşlarındaki en büyük silahşörü. İşleri o yürütüyor, yeni Tercüman'ı da o çıkarıyormuş. Şimdi iki Tercüman birbirine saldırıp duruyor. Aydın Doğan da Ilıcaklar'ın Tercüman'ını tam gaz destekliyor. İşin enteresan tarafı, bu savaşlarda saflar net değil, kimin eli kimin cebinde belli değil. Nazlı Ilıcak'la Tuncay Özkan gazetelerinde birbirlerine acımasızca saldırırken, Aynı televizyon programını paylaşıyorlar. Orada birbirlerine tahammül etmeye çalışıyorlar. Akşam'ın yazarlarından Mehmet Barlas'ın karısı Canan Barlas Ilıcaklar'ın Tercüman'ında boy gösteriyor.
Anlayacağınız bu günlerde bu medyanın gündemi Irak savaşı değil, medya savaşı.
Bu patronların ortak özelliği, Türkiye'de medyayı kullanarak, ticari rantlarını temin etmek ve heybelerini doldurmak. Ve içten içe birbirlerinin kuyularını kazmak. Bu son özellik son zamanlar iyice su yüzüne çıktı. Birinin hortumladığı banka fona devredilince diğerleri dört koldan saldırıyor. Çünkü bir noktadan sonra çıkarları çakışıyor ve birbirlerini yemek zorunda kalıyorlar. Çıkarları çakışmasa herşey sütliman, kardeş kardeş hortumlayıp idare edecekler!
Tercüman kavgaları başladı
Bütün bunlar bilenmeyen şeyler değil. Ama son günlerde Tercüman gazetelerinin piyasaya çıkmasıyla iyice alevlenen bir kavga var ki, sormayın. Bu kavgayla su yüzüne çıkan kirli ilişkiler, kirli hesaplar ve birbirine geçmiş çıkar bağları gerçekten tiksindirici bir boyutta. Şimdi bunlardan birkaç örnek verelim, kimin eli kimin cebinde siz karar verin:
Aydın Doğan ile Dinç Bilgin arasındaki kavga uzun bir geçmişe sahip. Hürriyet ve Sabah gazetelerinin ansiklopediden başlayıp tencerede de nihayetlenmeyen promosyon kavgasını hatırlarsınız. Daha sonra işin içine batan bankalar girince Aydın Doğan Dinç Bilgin'i hayli hırpalamıştı. Hele bir de Bilgin cezaevine girince Doğan zevkten dört köşe olmuştu. Son olarak, Sabah gazetesinden ayrılan gazetecileri destekleyen Aydın Doğan, Vatan Gazetesinin çıkmasında öncülük etmişti. Bu gazeteye her türlü desteği vermiş, hiçbir fedakarlıktan çekinmemişti. Ne de olsa, eski dostunun(!) gazetesinden ayrılmışlardı. Bilgin bunun altında kalır mı, O da, eskiden Aydın Doğan'ın gazetelerinden kovulan gazetecileri destekleyerek, gazete Habertürk'ün çıkmasına önayak oldu. Gazetesinin eski promosyon kitaplarını bu gazetenin kullanımına sundu.
Karamehmet de kavgaya girdi
Sonra sahneye Çukurova holding patronu Mehmet Emin Karamehmet çıktı. O da Pamukbank'ını fona kaptırmıştı. Önce AKP'yle seçim öncesi temasa geçti, seçim sonrası bankasını kurtarttı. Bunu hazmedemeyen Doğan ve Bilgin, kılıçlarını Karamehmet'e çektiler. Karamehmet'in Akşam gazetesiyle Doğan'ın gazeteleri arasında büyük bir kavga başladı. Batık banka muhabbetini ağızlarına sakız ettiler, sanki o bankaları kendileri hortumlamamış gibi. Olayın evveliyatında Doğan'ın silahtarlarından Tuncay Özkan, büyük paralar karşılığında Karamehmet saflarına geçmişti. Önce Doğan için Karamehmet'e saldırırken, şimdilerde Karamehmet için Doğan'a saldırıyor.
Ilıcaklar yeniden sahnede
Bir süredir sessizliğini koruyan Nazlı Ilıcak öncülüğündeki Ilıcak ailesi de, bu sessizliğini AKP iktidarıyla birlikte bozdu ve onlar da sahneye çıktı. Doğan'ın eski düşmanı Ilıcaklar, şimdilerde Doğan'la sıcak ilişkiler dönemine girdi. Ilıcaklar'ın Akşam'ıyla Doğan'ın tutuştuğu kavga daha hafızalarımızda tazeliğini koruyor. Nazlı Ilıcak'ın eşi AKP milletvekili Emin Şirin Sabah Gazetesi patronu Dinç Bilgin'in batık bankası Etibank'la ilgili Meclis'te soru sormaya kalkınca Doğan, Ilıcak ailesiyle yakın ve sıcak temasa geçti. Şu aralar aralarından su sızmıyor.
Ilıcaklar Tercüman'ı çıkarmaya karar verince de en büyük destekçileri Doğan oldu. Ama bu kez hesapta olmayan Karamehmet sahneye atıldı. Karamehmet Ilıcaklar'ın Tercüman'ı çıkardığı günlerde başka bir Tercüman gazetesi çıkardı. Çünkü isim hakkı hâlâ Karamehmet'teydi. Tuncay Özkan Karamehmet'in medya savaşlarındaki en büyük silahşörü. İşleri o yürütüyor, yeni Tercüman'ı da o çıkarıyormuş. Şimdi iki Tercüman birbirine saldırıp duruyor. Aydın Doğan da Ilıcaklar'ın Tercüman'ını tam gaz destekliyor. İşin enteresan tarafı, bu savaşlarda saflar net değil, kimin eli kimin cebinde belli değil. Nazlı Ilıcak'la Tuncay Özkan gazetelerinde birbirlerine acımasızca saldırırken, Aynı televizyon programını paylaşıyorlar. Orada birbirlerine tahammül etmeye çalışıyorlar. Akşam'ın yazarlarından Mehmet Barlas'ın karısı Canan Barlas Ilıcaklar'ın Tercüman'ında boy gösteriyor.
Anlayacağınız bu günlerde bu medyanın gündemi Irak savaşı değil, medya savaşı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012