Sosyal medyada son zamanlarda her gün Prof. Dr. Haydar Baş beyle ilgili tweetlerin Türkiye ve dünya gündemine girmesiyle birlikte yazılı ve görsel medya da sürekli kendisiyle ilgili haberler yapmaya başladı. Bu elbette ki güzel bir gelişme. Ancak medya kuruluşlarının haber yaparken daha çok araştırması Haydar Baş Bey'in sözlerini daha dikkatle irdelemesi gerekiyor. Zira O'nun sözleri diğer liderlerinki gibi laf olsun torba dolsun diye söylenen sözler olmadığı için iyi anlamaları ve anlatmaları gerekiyor.Örneğin; geçtiğimiz pazar günü parti seçim bildirgesinin okunduğu ve milletvekili adaylarının tanıtıldığı toplantıda yapmış olduğu konuşmada Haydar Baş Bey, 'Şu anda kullandığımız para milli paramız değil. Biz iktidara geldiğimizde milli para kullanılacak' demişti ve bu sözlerini açıklamıştı. Ancak bir kanalda haberlere 'Haydar Baş, iktidara geldiklerinde TL'yi kaldırıp para birimini değiştireceklerini açıkladı' diye yansıdı. Halbuki eğer biraz dikkatli dinleselerdi, Haydar Baş Bey bu sözünden kastını açıklamıştı. Şu an kullandığımız para, adı Türk lirası olan ama aslında sendikasyon kredileriyle alıp hazinenin kasasına koyduğumuz doların karşılığı olan bir paradır. Oysa BTP iktidarında senyoraj hakkının devreye konulmasıyla basacağımız TL, insanımızın üretiminin, emeğinin karşılığı olan milli para olacak. Anlatılmak istenen şey buydu ve medya Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modeli'ndeki milli para bahsinin dünya çapında ekonomi profesörleri tarafından anlatıldığı 9. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresini takip etselerdi bu cümleyi belki daha iyi anlayabilirlerdi. Yine başka bir kanal; flaş haber olarak 'Haydar Baş, Atatürk'ün hafız olduğunu ve Hz. Hüseyin'in soyundan geldiğini söyledi' diye bir haber yaptı. Oysaki Prof. Dr. Haydar Baş bu bilgiyi kamuoyuyla paylaşalı birkaç yıl oldu. Yine düzenlenen Ehl-i Beyt kongrelerinde, aylardır Türkiye'nin dört bir yanında düzenlettiği panellerde bunları defalarca anlattı, anlattırdı. Ya da asgari ücreti 5000 TL yapacağını, ev hanımlarına maaş vereceğini, vatandaşlık maaşını, çocuk maaşını, sınavsız üniversiteyi ve daha birçok projesini yıllardır, kaç seçim dönemidir söyleye söyleye dilinde tüy bitti desek yanlış olmaz.Neyse diyelim bir hatadır oldu bugüne kadar, halkımızı bu projelerden haberdar etmeyerek mahrum ettiler ama artık Haydar Baş güneşi öyle bir parlıyor ki herkes o ışığın etkisine girdi. Çünkü halkımız artık tek çözümün, tek kurtuluşun Haydar Baş bey ve kadrosunda olduğunu gördü. Bu hepimiz için harika bir durum.Ancak Haydar Baş öyle bir ışık ki insanın bakınca gözleri kamaşır. O yüzden de hazırlıklı olmak gerekir. Ben medyanın yerinde olsam başta Milli Ekonomi Modeli olmak üzere Sosyal Devlet Milli Devlet eseri, Ehl-i Beyt Külliyatı ve diğerleri hakkında etraflıca bilgi edinmeye ve Haydar Baş beyi tarafsız bir gözle tanımaya ve hakkında doğru haberler yapmaya çalışırdım. Çünkü artık güneş balçıkla sıvanmıyor. Dünyanın önünde eğildiği değerimiz artık Türkiye'de de tüm halkımızın gündeminde. Medyanın da bu gerçeğin dışında kalması elbette ki mümkün değil. Prof. Dr. Haydar Baş bir derya ve hepimiz, madden, manen geleceğimiz için ona muhtacız. O yüzden medya da bu deryaya bir an önce derinlemesine dalmalı ve her gün hakkında doğru haberler yaparak millet olarak, devlet olarak içinde bulunduğumuz durumdan kurtuluş sürecimizi hızlandırmalı?
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020