Asgari ücretlilerle ilgili verilen bir soru önergesine Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz'ın verdiği rakamlar oldukça dikkat çekici?Nüfusu 72 milyon olan Türkiye'de toplam 9 milyon 574 bin 873 kişi sigortalı çalışıyor.Yani yaklaşık nüfusun 8'de biri sigortalı?Bu sigortalı çalışanların 3 milyon 925 bin 698 kişisi maalesef asgari ücretle çalışıyor. Oransal olarak yüzde 41,1'i, yani neredeyse yarısı?Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre hizmet akdiyle çalışanlarda bağımlılık oranı 2008 yılında yüzde 2,57?Her bir sigortalı ortalama 2,57 kişiye bakmakla yükümlü?Yani asgari ücretle geçinmek zorunda kalan 4 milyona yakın sigortalı çalışan toplam 10 milyon 89 bin 44 kişiye bakmakla yükümlü?İstihdam verilerine göre 10 milyon civarında çalışan kesim de sosyal güvenceden tamamen mahrum çalışıyor, ayrıca asgari ücrete bile ulaşamıyor.İşte Türkiye'nin çalışan kesiminin acı tablosu?Çalışmayan milyonlar ise bu çalışıp da kendisine bile bakamayan kesimin eline bakıyor.Asgari ücret ne kadar? 600 TL'ye yakın?Peki 4 kişilik bir alenin açlık sınırı ne kadar? 860 TL. Yoksulluk sınırı ise 2800 TL.Bunun anlamı şu: Türkiye'de nüfusun çoğunluğunun geliri açlık sınırının oldukça altında? Türk milleti sadece mutfak masrafını bile karşılamaktan aciz durumda?Bugüne kadar Türk milletini ayakta tutan gerçek, sosyal yardımlaşmadır. Ama bu nereye kadar devam edecek?Eğer benzer bir tablo herhangi bir batı toplumunda yaşanmış olsaydı, bu tabloya yol açan siyasileri asla koltuklarında tutmazlardı.Bizim milletimiz ise birbirine destek oluyor, ama bu tabloya yol açan siyasileri maalesef cezalandırmıyor. Siyasiler de milletimizin bu durumundan istifade ederek yanlış politikalara aynen devam ediyor.Bugün milletimizin hala ayakta kalabilmesinde hükümetin hiçbir fonksiyonu yoktur. Tam tersine vergilere, cezalara, elektriğe, suya vs yapılan zamlarla milletimizin sırtına sürekli yük yükleniyor. Siyasilerin yaptığı yanlışların faturası sürekli millete kesiliyor.Milletimiz medya ve basının dolduruşlarına, siyasilerin oynadığı mağduriyet tiyatrolarına öylesine kanıyor ki yaşadığı durumun içerisinden kurtulma çabası da maalesef hiç göstermiyor.Millet olarak öyle bir hale geldik ki artık dilencilik yapmayı, sadaka ekonomisiyle yaşamayı doğal olarak görüyoruz. Bu arada bizi abat edecek olan bütün kaynaklarımız elimizden bir bir gidiyor, farkında değiliz.İçinde bulunduğu girdaba alışmış bir halimiz var.Gelirimiz en az yoksulluk sınırı olması gerekirken, açlık sınırına bile ulaşmayan maaşlar artık millet olarak bizleri tatmin ediyor.Bu altı üstü hazine olan ülkede daha iyi koşullarda yaşamak, alan el değil veren el olmak, dilenci değil cömert bir efendi olmak mümkün?Yapmamız gereken sadece Milli Ekonomi Modeli'ni kavramak ve Model'in sahibi Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ı acilen iş başına getirmek.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024