Mısıroğlu'nun üstüne sifon çekmek Erdoğan'a düşüyor

Eski Başbakan R. T. Erdoğan, 10 Kasım konuşmasında çok sayıda Atatürk'ün üretildiğinden söz etti, gerçek Atatürk'ü tanımamız gerektiğini belirtti, son günlerde AKP'nin yaptığı Yeni Türkiye vurgusunun ilk kez onun tarafından Nutuk'ta zikredildiğine dikkat çekme ihtiyacı hissetti.Gerçek Atatürk'ü hatırladı Erdoğan.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türk milletine ve insanlığa M. Kemal Atatürk'ü gerçek kimliğiyle, Ehl-i Beyt soyundan gelen bağımsızlık karakterli bir devlet adamı olarak idrak ettirmeye başlayınca; Ankara'nın taşları da yerinden oynamaya başladı.Erdoğan'ın bile Atatürk söylemi değişti.Ancak Erdoğan, Atatürk konusunda henüz işin başındadır, dahası ciddi bir samimiyet sınavındadır.Erdoğan'ın samimiyetinin ilk göstergesi, acilen paçasını Kadir Mısıroğlu'ndan sıyırmasıdır? Çünkü İngiliz hoparlörü ve Amerikan raportörü kırmızı külahlı Mısıroğlu, Erdoğan'ın akıl hocasıdır.Erdoğan'ı ABD'nin BOP'una batıran Mısıroğlu'dur? Kendisi öyle anlatıyor, Erdoğan da tekzip etmiyor. Kendisi kibrinden cüce bu üçüncü sınır kasaba tarihçisi diyor ki: Ankara'ya gittim, 1 saat Erdoğan'la bizzat görüştüm, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'ne onu ben ikna ettim, Clinton'a ben de rapor sundum. Amerika'nın BOP'u Türkiye için bir nimettir!Amerikan ve İngiliz mandası bile, Mısıroğlu'nun bu müfsid vaziyetinden bin gömlek daha seviyelidir.Mısıroğlu, Türk milletini devletinden, devleti de dininden ve milletinden kopartmak üzere yalan ve iftiralarla sezonuna göre türlü türlü Atatürkler üreten seri imalatçıdır. Üçüncü sınıf kasaba tarihçisi değildir, tarihçi hiç değildir. Ömrü Ehl-i beyt düşmanlığıyla, Yezid'e rahmet okumak ve Atatürk'ü de dinsiz ilan etmekle geçmiştir? Ahir ömründe de dolap beygiri gibi aynı yalan ve kenef etrafında dönüp duruyor.Erdoğan- Mısıroğlu arasındaki ahbap-çavuş ilişkisi, Mısıroğlu'nun kendi ifşaatlarıyla ve Erdoğan'ın geçmişteki Mısıroğluvari söylemleriyle maalesef sırıtıyor.Haçlı ordularına karşı Türk milletinin namus ve vatanını müdafaa edip iman ve asaletimizi teminat altına alarak, Osmanlı'nın küllerinden Türkiye Cumhuriyeti devletini çıkartan Ehl-i Beyt soylu Gazi M. Kemal Atatürk'ün vefat gününde Mısıroğlu'nun sergilediği keneflik vaziyete müdahil olmak, hem devletin başı, hem de Mısıroğlu'nun arkadaşı olarak öncelikle Erdoğan'a düşüyor? Zira Mısıroğlu "10 Kasım'da saat 9:05'de kenefe gidin" çağrısı yaparak kendini kenefe atıyor? Hayatında Atatürk'e dair keneflik laflar üretmekten gayrı bir şey üretmemiş, bir hak dostunun deyimiyle "ömründe bir kenef dahi inşa etmemiş" olan Mısıroğlu, ömrü savaş meydanlarında geçmiş, Türkiye Cumhuriyeti devletini kurmuş Gazi M. Kemal Atatürk hakkında keneflik vaziyet arz ediyorsa; Mısıroğlu'nun anlayacağı dilden sifonu çekmek, öncelikle Erdoğan'ın samimiyet sınavıdır... Mısıroğlu üstüne sifon çekmek Erdoğan'a düşüyor.Zira Erdoğan, bugün, çok sayıda Atatürk'ün üretilmesinden sızlanıyor, milletimize gerçek Atatürk'ü tanıtmak gerektiğinden söz ediyor. Bu söylem ve duruşundaki samimiyetin göstergesi, Erdoğan'ın, kendisinin ve milletin paçasından Mısıroğlu'nu sıyırmasıdır. Bu tavır, etki ve yetkisi nispetinde Erdoğan'ın devlet, millet ve iman borcudur.Ardından izlenecek yol ise; Mısıroğlu'nun ifsadıyla bugüne kadar Atatürk hakkında gizli ve aşikar yapılan dedikodu, iftira ve bühtanlardan tevbe-i nasûh ederek, Prof. Dr. Haydar Baş'tan gerçek Atatürk'ü öğrenmek, milletimize ve gençliğimize de öğretmektir.