Yaşanan sosyal olaylara bakınca, toplumda büyük oranda rahatsızlıkların varlığını görürsünüz. Bunu görmek için ne müneccim olmaya, ne fal bakmaya, ne de araştırmaya gerek yoktur. Çünkü atalarımız: “Görünen köy kılavuz istemez” demişler.Sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel her alanda çözümsüzlük mevcuttur. Sokaklarda yürüyen kalabalıkların yüz ifadelerine bakınca mutsuz bir toplum haline geldiğimiz hemen anlaşılıyor. Ben de bu toplumun bir ferdiyim. Bende mutsuzum. Nasıl mutlu olalım ki?Emekliyim, aldığım maaş; elektrik, su, ev telefonu, cep telefonu, internet, gaz, arabamın yakıtına zorla yetiyor. Sigara, alkol, eğlence kültürü, gece hayatı gibi fuzuli masrafım da yok. Bir çocuğumuzun eğitim giderlerini, mutfak masraflarımızı, hayati ihtiyaçlarımızı, bunları da kredi kartıyla karşılayıp aydan aya zor zekât ödemeye çalışıyoruz. Masrafları karşılayalım, ele âleme muhtaç olmayalım diye emeklilikten sonra esnaf olalım dedik. Bu sefer de kira öde, vergi öde, aidat öde, maaş öde, derken gene elde var sıfır. Şöyle bir etrafıma bakıyorum. Etrafımda gördüğüm çok insandan daha iyi bir haldeyim. Çok şükür kapıma alacaklılarım, banka hacizleri falan gelmiyor. Etrafta öyle iflaslar, öyle korkunç esnaf manzaraları var ki. Aylardır iş yerinin kirasını dahi ödeyemeyen çok esnaf tanıyorum. Borcunu ödemek, namusunu kurtarmak, ele âleme rezil olmamak için yakasını tefecilere, bankacılara kaptırmış o kadar esnaf var ki her birinin çilesi, trajedisi; hakkında kitap yazılacak kadar kabarık.Velhasıl ticaret sahibi ayakta kalmak için ecel terleri döküyor. Açlıkla boğuşuyor. Ankara Ticaret Odası da çıkmış “IMF’ye borcumuzu sıfırlayan Başbakanımıza teşekkürler” yazılı bilbortlarla sanki vatandaşa karşı sinir harbi ilan etmiş. Ankara Ticaret Odası (ATO) kendince bir yol seçmiş. Başbakanına teşekkür ediyor. Hem de sadece Ankara’da değil başka illerde de aynı afişleri astırmış. Beyler kendinize gelin! IMF ye borç, devede kulak mesabesindedir. Semboliktir. Asıl borcun, sendikasyon kredileri adı altında alınan faizli borçlar olduğunu, herkesin gırtlağına kadar borca batmış olduğunu, iç ve dış bankalara borcumuzun ödenemeyecek derecede kabardığını bu ülkede en iyi bilenler olduğunuz halde yapmayın bunu! Bırakın bu tiyatroları. Siz bu teşekkürünüzü gidin Başbakanınızın elini öperek, eteğine sarılarak, ne şekilde yapıyorsanız yapın. Milletin açlıktan ağzı kokuyor. Siz IMF ye borcun sıfırlanmasını bir perde olarak kullanıp asıl olan borçları ve ekonominin gerçek durumunu örtüyorsunuz. Bu yaptığınız, ölümü gelen hastanın hayat destek ünitesinde bağlı yaşamasını sağlamak gibidir. Hastanın beyin ölümü gerçekleşti. Bari dürüst davranın, hastanın organlarını bağışlayın da başka hayatlar kurtulsun!Ekonomi hakkında gerçeği örtmek isteyen ATO’ya son bir söz daha söyleyelim: Bu afiş çuvalı çok küçük, mızrak çok büyük. “Mızrak çuvala sığmıyor.” Millete gülünç duruma düşüyorsunuz, hem de çok tepki topluyorsunuz.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- 23 Nisan’ın hatırlattıkları / 25.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024
- 23 Nisan’a ulusal egemenlik açısından bakış / 24.04.2024
- 23 Nisan Bayramı Türk milletine hayırlı olsun / 23.04.2024
- Sorunlardan korkmayın! / 22.04.2024
- ‘Biz bitti demeden bitmez’ miş / 20.04.2024
- Timsah gözyaşları kanıma dokunuyor / 19.04.2024
- Emanetine biz sahip çıkacağız / 18.04.2024
- ‘Haydar Hoca ezber bozandı’ / 17.04.2024
- Ölüm sende dirildi / 16.04.2024
- Sensiz zifiri karanlıklardayız / 15.04.2024