Yazıma başlık olarak aldığım "Modern çağın en büyük aptallığı" sözü İngiltere eski başbakanı M. Thatcher tarafından kaleme alınan "Statecraft" isimli kitabında, AB için söylenmiştir. M. Thatcher; kitabında, Avrupa'nın dünyadaki sorunların bir çoğunun kaynağı olduğunu ve İngiltere'nin AB'den çekilmesi gerektiğini belirtmektedir. Thatcher kitabında AB'nin, reform yapamayan, hantal, dünyaya problem ihraç eden, var olan hiçbir sorunu çözemeyen, bir birlik olarak tanımlıyor. Demir leydi yirminci yüzyılın sorunlarından bir çoğunun Avrupa'dan kaynaklanmasına rağmen, çözümlerinin Amerika'da arandığını belirterek; AB'nin kurulmasının, modern çağın en büyük aptallığı olduğunu ifade ediyor. M. Thatcher; İngiltere'nin AB'nin savunma, dış politika, tarım ve balıkçılık alanındaki politikalarından derhal çekilmesi zorunluluğu üzerinde durarak, aksi takdirde bağımsızlıktan taviz verilmesinin kaçınılmazlığını vurgulayarak, bunun da ülkesinin sonu olacağını ifade etmiştir. Thatcher'ın kitabında tavsiye ettiği politikalar, İngiltere Başbakanı Tony Blair tarafından, günümüzde harfiyen uygulanmakta olup, bu doğrultuda, İngiltere kendi çıkarlarını, AB dışında aramaktadır. Bundan dolayıdır ki, İngiltere için, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) üyeliği, belirleyicilik açısından, AB'den daha önemlidir. İngiltere küresel dünya politikasının en büyük savunucusu olarak, Yeni Dünya Düzeni oluşumunun, ABD ile en büyük mimarıdır. Yeni Dünya Düzeninin temeli olan, Samuel Huntington'un Medeniyetler Çatışması tezi veya Fukiyama'nın bu konuda kamuoyuna aktardığı teoriler, aslında İngiliz tarihçi Bernard Levis tarafından kaleme alınan beş sayfalık bir makaleye dayanmaktadır. Yani yeni dünya düzeni ya da düzensizliğinin mimarı, aslında İngiltere'dir. ABD'nin bütün uygulamalarının arkasında, İngiliz teorisyenler vardır. ABD'de kendilerini (WASHP) beyaz Amerikalı, tanrının seçtiği üstün kişiler olarak tanımlayan, "Kalvenizm" teolojisini benimseyen "New England" bölgesinde, Massacusset, Rhoda, Wermoth'ta yaşayan elit bir kesim, BOP da dahil, sarı ya da pembe devrim gibi siyasi hareketlerinde planlayıcılarıdır. ABD'nin kendilerine tanrı tarafından vaat edilmiş topraklar olduğu gibi bir inanç etrafında birleşen bu grup, Yale Üniversitesinde kurulan; "Skull and the Bonds" (Kafatası ve Kemikler) gibi karanlık örgütler sayesinde, yeni kıtanın vazgeçilmez yönetici kadrosunu oluşturmaktadırlar. ABD tarihine bakıldığında, onyedi başkanın aynı soy ağacına mensup olduklarını görmekteyiz. Bu başkanlara G. W. Bush da dahildir. İngiltere'nin South Hampthon kasabasından, My Flower isimli gemi ile yeni dünyaya ayak basan ataları, kurdukları bu yeni devleti dünyayı sömürmek için kullanmaktadırlar. Bu geleneksel İngiliz siyasetinin, sadece şekil ve isim değiştirmiş versiyonudur. Servetleri ve dayandıkları gücü, Osmanlı Devleti dahilinde, Islahat Fermanı'yla sağlanan, yabancıların toprak edinmeleri yasası uyarınca, ürettikleri haşhaştan elde edilen uyuşturucuyu, başta Çin olmak üzere, Uzakdoğu'ya satarak sağlamışlardır. Örnek verirsek, Morgan ailesi, Rockofeller, Bush, Harriman ve Forbes gibi aileler sayılabilir. Skull and the Bonds'un kurucularından birinin Huntintgton ailesine mensup William Huntington olması ne kadar manidar değil mi?
Bu sömürgeci mantık, ABD'nin gerçek sahipleri Kızılderililer'e, ancak 1924 yılında öz vatanlarında "vatandaşlık hakkı" tanımıştır. Yeni dünya düzeninin (düzensizliğinin) mimarı tarihçi Bernard Levis; "AB din olarak Müslümanlığı seçerse, ancak Türkiye'yi üyeliğe kabul edebilir" demiştir. Başka bir deyimle, Türkiye ancak Hıristiyanlığı benimserse AB'ye girebilir demektir. Bütün bunlara bakarak denilebilir ki; dağılmaya mahkum, kültürel ve dinsel olarak tamamen yabancısı olduğumuz AB uğruna tarih, din, kültür, dil, bağımsızlık ve kutsal vatanı heba etmekten çekinmeyen, geçmiş bütün hükümetler ve Erdoğan'ı, Gül'ü, Arınç'ı ve dahi niceleri ile AKP acaba nereye koşmaktadır. AKP ve Avrupa hastalığına tutulmuş zevat hakkında tarih neler yazacak acaba? Karacaoğlan'ın bir dizesinde dediği gibi,
Seyredüben gelirler Karadeniz'i,
Kanları yok sarı, sarı benizli,
Bir öğün ederler kara domuzu,
Dinleri var bizim dine benzemez?
Ey Avrupa hastalığının şifa bulmaz mecnunları; sizin dininiz onlara çok mu benziyor. Bir haç uğruna ne hilaller batırmaktasınız. Ama siz ve sizin gibiler bırakın bizim sivrisinek kabilinden uyarılarımızı dikkate almayı, davul zurna ile gelen felaketlere bile kulaklarınızı tıkadınız ? Ne diyelim Allah (c.c) akıl ve izan versin.
Bu sömürgeci mantık, ABD'nin gerçek sahipleri Kızılderililer'e, ancak 1924 yılında öz vatanlarında "vatandaşlık hakkı" tanımıştır. Yeni dünya düzeninin (düzensizliğinin) mimarı tarihçi Bernard Levis; "AB din olarak Müslümanlığı seçerse, ancak Türkiye'yi üyeliğe kabul edebilir" demiştir. Başka bir deyimle, Türkiye ancak Hıristiyanlığı benimserse AB'ye girebilir demektir. Bütün bunlara bakarak denilebilir ki; dağılmaya mahkum, kültürel ve dinsel olarak tamamen yabancısı olduğumuz AB uğruna tarih, din, kültür, dil, bağımsızlık ve kutsal vatanı heba etmekten çekinmeyen, geçmiş bütün hükümetler ve Erdoğan'ı, Gül'ü, Arınç'ı ve dahi niceleri ile AKP acaba nereye koşmaktadır. AKP ve Avrupa hastalığına tutulmuş zevat hakkında tarih neler yazacak acaba? Karacaoğlan'ın bir dizesinde dediği gibi,
Seyredüben gelirler Karadeniz'i,
Kanları yok sarı, sarı benizli,
Bir öğün ederler kara domuzu,
Dinleri var bizim dine benzemez?
Ey Avrupa hastalığının şifa bulmaz mecnunları; sizin dininiz onlara çok mu benziyor. Bir haç uğruna ne hilaller batırmaktasınız. Ama siz ve sizin gibiler bırakın bizim sivrisinek kabilinden uyarılarımızı dikkate almayı, davul zurna ile gelen felaketlere bile kulaklarınızı tıkadınız ? Ne diyelim Allah (c.c) akıl ve izan versin.
Mustafa Bekaroğlu / diğer yazıları
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (48) / Yazı dizisi / 07.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (47) / Yazı dizisi / 06.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (46) / Yazı dizisi / 05.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (45) / Yazı dizisi / 04.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (44) / Yazı dizisi / 03.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (43) / Yazı dizisi / 02.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (42) / Yazı dizisi / 01.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (42) / Yazı dizisi / 28.02.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (41) / Yazı dizisi / 27.02.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (40) / Yazı dizisi / 26.02.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (47) / Yazı dizisi / 06.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (46) / Yazı dizisi / 05.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (45) / Yazı dizisi / 04.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (44) / Yazı dizisi / 03.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (43) / Yazı dizisi / 02.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (42) / Yazı dizisi / 01.03.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (42) / Yazı dizisi / 28.02.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (41) / Yazı dizisi / 27.02.2006
- Yahudi fanatizmi ve İsrail (40) / Yazı dizisi / 26.02.2006