Bugünkü yazımın başlığı bir seçim sloganı. 31 Mart yerel seçimlerinde Bağımsız Türkiye Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Sayın Selim Kotil'in seçim sloganı. İlk duyduğumda şöyle bir düşündüm ve son dönemin en iyi sloganı olmanın yanında aslında mevcut durumumuzun sebebini de en iyi tespit eden cümle olduğunu gördüm. Yakın siyasi tarihimize şöyle bir göz attığımızda göreceklerimizin özeti adeta bu cümle.
Evet, elbette ki ülkelerin yönetiminde birinci derecede söz sahibi olanlar aynı zamanda birinci derecede sorumlu olanlardır da. Ancak iyi bir muhalefet iktidarın yanlış yapmasının önündeki en büyük engeldir. Dolayısıyla aslında iktidarın yaptığı iyi ya da kötü icraattan onlar da sorumludur. Bu mantıkla birkaç olayı kaba hatlarıyla hatırlayalım.
Son dönem Meclis'ten geçen birçok kanun kimin sayesinde geçti? MHP'nin. Erken seçim kararları kimin sayesinde alındı? MHP'nin. AKP'nin meclis başkanı seçecek çoğunluğu yokken bile kim AKP adayını meclis başkanı seçtirdi? MHP.
Hem seçimlerin güvenirliğinden şüphe ediyoruz deyip, müşahit grupları kurup 'Gerekirse sabaha kadar YSK'nın kapısında yatarız' deyip sonra da bir TV spikerine mesaj atıp ortadan kaybolan kimdi? CHP'nin cumhurbaşkanı adayı.
Büyük umutlar verip yeni bir oluşum diye ortaya çıkıp sonra umduğunu bulamayınca küsüp giden sonra yine dönen kimdi? İyi Parti.
Siyaset çocuk oyuncağı değildir ki. Bir gün öyle deyip, bir gün tam aksini yapasın. Muhalefeti ya da siyaseti sürekli birbirine hakaret edip sonra tazminat davası açıp birbirinden para koparmak sanan kim? Bu ismini saydığımız partilerin hepsi. Peki, çözüm üreten, milletin hayrına projeler üreten kim? Hiç biri. Ülkede birlik beraberlik için, huzur için uğraşan kim? Hiçbiri.
Evet, ülkemizde tarım bitti, hayvancılık bitti. Sırp'ın etine muhtaç durumdayız. Samanı bile ithal ediyoruz. Fabrikalarımız satıldı, madenlerimiz yabancı şirketlere peşkeş çekildi. Domuz eti kasaplarda satılmaya başladı. Müslümanları bombalayan savaş uçakları bizim üslerimizden havalansın diye tezkereler çıkarıldı. Peki, bu kanunları hükümet kendi kendine mi çıkardı? Muhalefet o sırada ne yapıyordu? Elbette ki şahsi olarak söz almış ve itirazda bulunmuş, eleştirmiş milletvekilleri oldu zaman zaman ama Türkiye'de partiler lider partilerdir. Lider ne derse o olur.
Maalesef son dönem gelinen noktada meclisteki mevcut muhalefet partilerinin hiçbiri iktidar olma hedefinde değil. Milletvekilleri özgür iradeleriyle, ellerini vicdanlarına koyup da oy kullanamıyorlar. Bir taraftan da bulundukları konumdan memnun görünüyorlar. Muhalefette kalıp, Meclis'te olup, milletvekilliğinin imkanlarından faydalanıp meclis toplantılarında bir iki kavga gürültü, birkaç beyanatla mutlu mesut yaşamayı tercih ediyorlar ve maalesef iktidarın koltuğunu sağlamlaştırıyorlar.
Gerçek muhalefet, vatan için, milletin yararına yapıcı eleştiri, ortak müştereklerde uzlaşıp vatandaşın hayrına bir şeyler yapma kaygısı çoktan unutulup gitmiş. İktidar -ne kadar yanlışta olursa olsun- muhalefet görevini yaparsa o yanlışlardan dönmeye mecbur kalır. Baktınız ki uğraştınız, didindiniz yanlıştan dönmüyor mu? Sine-i millete dönersiniz. Olur biter. Yanlışa ortak olmaktansa o koltuğu terk etmeyi tercih edersiniz. Çünkü orası millete hizmet etme yeridir, zarar verme yeri değil.
İşte bu yüzden Selim Bey'e hak verdim. Türkiye'de eğer iyi, doğru, dürüst bir iktidar istiyorsak, bir şeylerin değişmesini istiyorsak buna önce muhalefetin değişmesiyle başlamalı. İktidara hakaret eden değil, yol gösteren, uyaran bir muhalefete ihtiyaç var. Çözüm üreten, proje sunan bir muhalefete ihtiyaç var. Ülkenin, milletin menfaatlerini birinci önceliğine alan bir muhalefete ihtiyaç var. İktidar olmayı hedefleyen bir muhalefete ihtiyaç var. Bu sağlandığı takdirde iktidar da ya düzelir ya da değişir. Ülkeye hizmet yarışı başlar. Bu yarışa tüm siyasetçiler katılmak zorunda kalır. Aksi takdirde siyaset yapamaz hale gelirler çünkü. Sonuçta kazanan ise devlet olur, millet olur
Selim Kotil'in şu ana kadarki konuşmalarına baktığımızda böyle bir muhalefet örneği görüyoruz gerçekten. Ayrıca orijinal projeler de sunarak çözüm üretiyor. Böyle giderse muhalefet gerçekten değişecek gibi görünüyor. Gerçi BTP kadroları yıllardır başta Genel başkan Prof. Haydar Baş olmak üzere zaten hep böyle bir muhalefet sergilediler. Selim bey de şu an aynı çizgide devam ediyor. Ne diyelim? Başarılar. 'İstanbullular, Selim Kotil'i takip edin' derim…
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020