Nasuh Mahruki’den İstanbul için korkunç deprem senaryosu
Mahruki, "İstanbul küçücük bir coğrafya ama 20 milyon insan yaşıyor. İstanbul depremi yaşansa ortaya çıkacak asayiş sorunu, güvenlik sorunu, yağma, talan, taciz, tecavüz çocuk kaçırma, organ kaçırma şiddet şu bu sorunu. Bunlar aklınızın alamayacağı miktarlara ulaşabilir" dedi.
09.02.2024 10:02:00 / Güncelleme: 09.02.2024 10:38:07
Önder Yılmaz
Önder Yılmaz





AKUT Eski Başkanı Nasuh Mahruki 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde önemli değerlendirmeler yaptı.
Mahruki deprem sonrası yaşanan koordinasyonsuzluğun felaketin boyutlarını daha da artırdığını söyledi.
Mahruki, "İşte bölgede kilometrelerce yardım tırı kuyrukları oluştu. Plansızlık programsızlıktan dolayı gelen kurtarma ekipleri saatlerce beklediler. Hadi ekipleri yolladılar, 'malzemeyi arkadan getireceğiz' dediler. Malzemeyle ekip bir araya gelemedi. Gelen kurtarmacı çocuklar tecrübeliler ama ellerinde malzeme yok çünkü dediler ki siz gidin sığamıyoruz uçağa siz gidin biz malzemeleri yollayacağız dediler. Öyle bir buluşma olmadı tabii ki. Afet anında her şey korkunçtur biliyoruz, yaşadık herkes gördü bunu" dedi.
Olası deprem sonrası sığınmacılar nasıl davranacak?
6 Şubat depremleri sırasında yaşanan bu krizin asıl nedeninin Türk Silahlı Kuvvetlerinin elinden afetlere müdahale yetkisinin alınması olduğunu ifade eden Mahruki bu kafayla devam edilmesi durumunda olası İstanbul depreminde çok daha büyük sorunları ortaya çıkacağını söyledi.
Mahruki şunları söyledi, "Şimdi İstanbul depremini bekliyoruz. İstanbul küçücük bir coğrafya ama 20 milyon insan yaşıyor. İstanbul depremi yaşansa ortaya çıkacak asayiş sorunu, güvenlik sorunu, yağma, talan, taciz, tecavüz çocuk kaçırma, organ kaçırma şiddet şu bu sorunu. Bunlar aklınızın alamayacağı miktarlara ulaşabilir. Bir de 4 milyon sığmadı yaşıyor şehirde. Afet anında bunların nasıl davranacağını kestiremezsiniz. Bunların içlerinden bazılarının korkunç davranacağı, korkunç sorunlara yol açacağı ortada. Bunu bilmek için, görmek için yaşamaya gerek yok. Hayatın doğal akışında bunu öngörebilirsiniz. Böyle bir riske girilmez, dünyanın hiçbir akıllı ülkesi böyle bir riske girmez ama biz giriyoruz."
"TSK'ya yetkisi verilmeli"
Nasuh Mahruki, "Bütün bu sorunların ortaya çıkması için hangi adımların atılması gerekir ?" sorusuna ise şu şekilde cevap verdi;
"Öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne afetlere müdahale yetkisinin geri verilmesi lazım. Bunu yapmadığınız takdirde diğer bütün atacağınız adımların da anlamının pek olmayacağı ortada. Öncelikli konu Türk Silahlı Kuvvetleri'ne tekrar bu yetkinin verilmesi ve bu planları tekrar yapmasının sağlanması. 17 bölgeye ayırmışlardır Türkiye topraklarını. 17 bölge içerisindeki her bölgenin kendine özgü afet risklerine göre planlamaları vardı. Bu sivillere bırakılabilecek bir konu değil. Bu işi AFAD yapamaz, AKUT yapamaz, bilmem ne derneği, bilmem ne vakfı yapamaz bunu. Bir tek Ordu öncülüğünde yapılabilir. Ordunun imkan ve kabiliyetleri, koordinasyon yeteneği, iletişim yeteneği, emir komuta zinciri ile birlikte arka plandan gelecek o bütün diğer kurtarma ekiplerini, sivil ekipleri, gönüllüleri, amatörleri, yurt dışından gelenleri, belediyelerin ekiplerini, özel sektörün ekiplerini vs. bunların hepsini koordine edecek güçtedir."
Mahruki deprem sonrası yaşanan koordinasyonsuzluğun felaketin boyutlarını daha da artırdığını söyledi.
Mahruki, "İşte bölgede kilometrelerce yardım tırı kuyrukları oluştu. Plansızlık programsızlıktan dolayı gelen kurtarma ekipleri saatlerce beklediler. Hadi ekipleri yolladılar, 'malzemeyi arkadan getireceğiz' dediler. Malzemeyle ekip bir araya gelemedi. Gelen kurtarmacı çocuklar tecrübeliler ama ellerinde malzeme yok çünkü dediler ki siz gidin sığamıyoruz uçağa siz gidin biz malzemeleri yollayacağız dediler. Öyle bir buluşma olmadı tabii ki. Afet anında her şey korkunçtur biliyoruz, yaşadık herkes gördü bunu" dedi.
Olası deprem sonrası sığınmacılar nasıl davranacak?
6 Şubat depremleri sırasında yaşanan bu krizin asıl nedeninin Türk Silahlı Kuvvetlerinin elinden afetlere müdahale yetkisinin alınması olduğunu ifade eden Mahruki bu kafayla devam edilmesi durumunda olası İstanbul depreminde çok daha büyük sorunları ortaya çıkacağını söyledi.
Mahruki şunları söyledi, "Şimdi İstanbul depremini bekliyoruz. İstanbul küçücük bir coğrafya ama 20 milyon insan yaşıyor. İstanbul depremi yaşansa ortaya çıkacak asayiş sorunu, güvenlik sorunu, yağma, talan, taciz, tecavüz çocuk kaçırma, organ kaçırma şiddet şu bu sorunu. Bunlar aklınızın alamayacağı miktarlara ulaşabilir. Bir de 4 milyon sığmadı yaşıyor şehirde. Afet anında bunların nasıl davranacağını kestiremezsiniz. Bunların içlerinden bazılarının korkunç davranacağı, korkunç sorunlara yol açacağı ortada. Bunu bilmek için, görmek için yaşamaya gerek yok. Hayatın doğal akışında bunu öngörebilirsiniz. Böyle bir riske girilmez, dünyanın hiçbir akıllı ülkesi böyle bir riske girmez ama biz giriyoruz."
"TSK'ya yetkisi verilmeli"
Nasuh Mahruki, "Bütün bu sorunların ortaya çıkması için hangi adımların atılması gerekir ?" sorusuna ise şu şekilde cevap verdi;
"Öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne afetlere müdahale yetkisinin geri verilmesi lazım. Bunu yapmadığınız takdirde diğer bütün atacağınız adımların da anlamının pek olmayacağı ortada. Öncelikli konu Türk Silahlı Kuvvetleri'ne tekrar bu yetkinin verilmesi ve bu planları tekrar yapmasının sağlanması. 17 bölgeye ayırmışlardır Türkiye topraklarını. 17 bölge içerisindeki her bölgenin kendine özgü afet risklerine göre planlamaları vardı. Bu sivillere bırakılabilecek bir konu değil. Bu işi AFAD yapamaz, AKUT yapamaz, bilmem ne derneği, bilmem ne vakfı yapamaz bunu. Bir tek Ordu öncülüğünde yapılabilir. Ordunun imkan ve kabiliyetleri, koordinasyon yeteneği, iletişim yeteneği, emir komuta zinciri ile birlikte arka plandan gelecek o bütün diğer kurtarma ekiplerini, sivil ekipleri, gönüllüleri, amatörleri, yurt dışından gelenleri, belediyelerin ekiplerini, özel sektörün ekiplerini vs. bunların hepsini koordine edecek güçtedir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.