Nuh'un Gemisi'nde buluşalım

17 Nisan 2016, yani önümüzdeki Pazar günü İstanbul tarihi bir toplantıya ev sahipliği yapacak: "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt Sempozyumu"?
Sempozyum saat 10.00'da başlayacak.
3 oturumdan oluşacak Sempozyum'da birçok değerli akademisyen çok önemli sunumlar yapacaklar ve final konuşmasını Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey yapacak.
Bu tarihi Sempozyum'da; özellikle günümüzde kan gölüne döndürülen İslam coğrafyasının ve de ülkemizin bu zifiri karanlık günlerden çıkışının tek yolunun birlik ve beraberlikten geçtiği ve bunun da ancak Ehl-i Beyt ortak paydasıyla sağlanabileceği vurgulanacak.
Ülkemiz ve İslam coğrafyası üzerinde kirli hesapları olan küresel güçlerin en çok kullandıkları argüman Şii-Sünni çatışmasıdır. Ve Prof. Dr. Baş'ın yıllardır vurguladığı gibi Şiilerin, Sünnilerin, Alevilerin, Caferilerin kısaca tüm İslam coğrafyasının buluşabilecekleri tek ortak payda Ehl-i Beyt'tir.
Nasıl olmasın ki?
Cenabı- Hak Yüce Kur'an'ında "Ey Ehl-i Beyt! Yüce Allah sizden her türlü günahı, haramı, fenalığı, çirkinliği, basitliği uzaklaştırmak ve sizi tertemiz yapmak istiyor" (Ahzab suresi, 33) buyuruyor. 
İşte biz, tertemiz olduklarına bizzat Allah'ın şahit olduğu bu kutlu insanları yad etmek, onların nurundan, feyzinden istifade etmek için bu Sempozyum'a iştirak edeceğiz.
Cenab-ı Hak, "De ki (Muhammedim): 'Ben, peygamberliğimi tebliğime karşılık sizden, Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka hiçbir ücret istemiyorum" (Şura suresi, 23) buyuruyor.
İşte biz, Allah'ın ve Habibi'nin bize buyurduğu bu Ehl-i Beyt sevgisinin bir ispatı olarak Sempozyum'a iştirak edeceğiz.
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Ben sizin aranızda iki değerli emanet bırakıyorum; onlara sarıldığınız sürece benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitab'ı ve benim itretim Ehl-i Beyt'imdir. Bu ikisi, Kevser Havuzu'nun başında bana tekrar dönünceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar. " (Sahih-i Müslim, Kitab-u Fezail-i Ali ibn-i Ebi Talib, c.7, s.122; Sahih-i Tirmizi, c.5, s.328; Nesai, EI Hasais, s.21; Müsned, Ahmed ibn-i Hanbel, c.3, s.17)
İşte biz, Allah Resulü'nün bizlere emanet ettiği Ehl-i Beyt'e sahip çıktığımızı ilan etmek için bu Sempozyum'a katılıyoruz. 
Hz. Peygamber şöyle buyuruyor: "Ehl-i Beyt'im Nuh'un Gemisi gibidir; ona binen kurtulur; uzak duran boğulup helak olur." (Hakim, Mustedrek, III, 151; Ahmed, Müsned, III, 157; Taberani, el-Kebir, No:2636-2638)
İşte biz, Nuh'un Gemisi'ne binip kurtulanlardan olmak için bu Sempozyum'a katılıyoruz.
Resulüllah Efendimiz şöyle buyuruyor: "Ya Ali! Seni mü'minden başkası sevmez ve Sana münafıktan başkası buğzetmez." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.144; Sahih-i Tirmizi, c.13, s.177; Müsned, Ahmed ibn-i Hanbel, c.3, s.207)
İşte biz, mü'min olduğumuzu ispatlamak, münafık olanları da çatlatmak için bu Sempozyum'a iştirak
ediyoruz.
Hz. Peygamber (s.a.v), Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in ellerinden tutarak şöyle buyurdu: "Bir kimse Beni severse ve şu ikisini (Hasan ve Hüseyin) bir de bunların anasını (Hz. Fatıma) ve babasını (Hz. Ali) severse, kıyamet gününde dereceleri Benimle olur." (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Hüseyin, s.119; Tirmizi, Sünen, Menakıb, 31; İbn Sa'd, Tabakat, c.3, s.19-20)
İşte biz, Peygamber Efendimize ahirette, cennette komşu olabilmek, O'nunla beraber olabilmek için bu Sempozyum'a, O'nun sevin dediklerini sevdiğimiz için iştirak ediyoruz.
Bizler Ehl-i Beyt'in nurundan, feyzinden istifade edebilmek, Onları hakkıyla sevenlerin yanında olabilmek için Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt Sempozyumu'na iştirak ediyoruz ve sizleri de aramızda görmek istiyoruz.
Allah Ehl-i Beyt'in şefaatinden bizleri mahrum
etmesin.