Hükümetimiz sağolsun, ekonomik sorunları halletti, enflasyon düştü, terör çözülüyor, sağlık sektöründe, tarımda, dış politikada her şey harika(!). Ve en son noktayı da Milli Eğitimle koyarak bu idari başarılarını perçinliyorlar. Öyle ki artık nur topu gibi bir Kazak sistemimiz var. Zaten biliyorsunuz ülkemizdeki kadar çok eğitim sistemi değiştiren ülke neredeyse yok. Nitekim daha geçtiğimiz eylül ayında yürürlüğe giren, eğitimcilerin uyarılarına kulak asmadan adeta inat edercesine yürürlüğe giren 60 aylık çocukların okula başlaması yönündeki uygulama geçen haftalarda okullara gönderilen bir yazı ile çocukların uyumsuzluk yaşadığı gerekçesi ile kaldırılma sinyalleri verdi. Tabi bu sene okula başlayan bu çocukların deneme tahtası olmuş olması kimsenin umurunda değil. Ömür boyu hep zorlanacak olmaları, bu yıl yaşadıkları tecrübenin belki bütün hayatlarını etkileyebilecek olması da kimsenin umurunda değil.
Bundan 5 yıl önce kalkan OKS sınavının yerine 4 yıl uygulamada kalıp bu yıl kalkmış olan üç aşamalı SBS’nin yerine getirilen tek aşamalı sınav da bu yıl ilk ve son kez uygulanacak. Sınavın adı hatırlarsanız DBS olarak değiştirilmiş ve 700 puan üzerinden hesaplanacağı söylenmişti ama aslında değişen hiçbir şey olmadı, çünkü sınavın adını ve puan katsayılarını değiştirince sistem değişmiş olmuyor. Sayın başbakanımızın okyanus ötesindekilere kızıp dersaneleri kapatıp sınavları kaldırma kararının ardından bakanlıktaki bürokratların yaşadığı karışıklık dillere destan oldu. Yılbaşında açıklanacağı söylenen sistemle ilgili ilk haberler Mayıs ayıyla birlikte ortaya çıkmaya başladı. Kazakistan’dan alınacak bir model ortaya atıldı. Ortaokul öğrencilerinin büyük çoğunluğunun Meslek Liselerine yönlendirilmesini hedefleyen bu sistemde Anadolu ve Fen liselerine gidecek öğrencilerin önce çoktan seçmeli bir sınava girip bu sınavı geçenlerin açık uçlu sorulardan oluşan ikinci bir sınava girmeleri söz konusu. Yalnız bu sınavı kimlerin nasıl değerlendireceği ve torpillerin önüne nasıl geçileceği konusunda bir açıklama yok. Meslek liselerine kimin neye göre yönlendirileceği de bilinmiyor. Buna paralel üniversite sınav sistemi de değişecek mi orası meçhul. Üniversite sınavı demişken bir de 2013 YGS sınavı sonuçlarına bir göz atmakta fayda var. Bu yıl YGS sınavına giren öğrencilerin %30’u LYS’ye girmek için gerekli 180 puan barajını aşamadı. 1.300.000 aday fen sorularına hiç dokunmadı. 8586 öğrenci sıfır çekti. Matematik testinden 5 netin altında kalan öğrenci sayısı geçen yıl 105.000 iken bu yıl 870.000. Meslek lisesi öğrencilerinin %90’ı barajın altında...
Diğer yandan lise ders müfredatı değişiyor. Ders kitapları yeniden basılacak. Devlet tarafından öğrencilere ücretsiz dağıtılan bu kitaplar aslında öğrencilerin ihtiyacını karşılamadığı için kullanılmamakta. Onun yerine bir sürü paralar ödenip test kitapları alınmakta. Devletin dağıttığı, milli servet olan kitaplar da çöpe gidiyor. Mecburen kitap kullanılarak işlenen sözel derslerin kitapları da dinlerarası diyalog faaliyetlerine destek olmak için basılmış sanki. 8 yıllık mecburi eğitimle beraber içi boşaltılan müfredat sonucu liseye gelen öğrencilerin çarpım tablosunu bile bilmediklerini görüyoruz. Kılık kıyafetin serbest bırakılmasından sonra okullarda yaşanan karmaşa da cabası.
Öğretmenlerin durumuna, atama bekleyenlerin yaşadıklarına hiç girmiyorum. Anlayacağınız hükümetimiz diğer bütün alanlarda olduğu gibi Milli Eğitim’de de çok başarılı(!)
Ey Türk Halkı! Çocuklarınızın geleceği için, sınavsız üniversite için, doğru ve güvenilir bilgiler almaları, vatanlarına, milletlerine hayırlı evlatlar olarak yetişmeleri için Prof. Dr. Haydar Baş’ı iktidara getirmek zorundayız. Lakin aynası iştir kişinin lafa bakılmaz. Her hafta Milli Kahramanları Anma programlarında kendisinin yetiştirdiği kişileri görüyoruz. Bizim çocuklarımız da onlar gibi olmasınlar mı?
Bundan 5 yıl önce kalkan OKS sınavının yerine 4 yıl uygulamada kalıp bu yıl kalkmış olan üç aşamalı SBS’nin yerine getirilen tek aşamalı sınav da bu yıl ilk ve son kez uygulanacak. Sınavın adı hatırlarsanız DBS olarak değiştirilmiş ve 700 puan üzerinden hesaplanacağı söylenmişti ama aslında değişen hiçbir şey olmadı, çünkü sınavın adını ve puan katsayılarını değiştirince sistem değişmiş olmuyor. Sayın başbakanımızın okyanus ötesindekilere kızıp dersaneleri kapatıp sınavları kaldırma kararının ardından bakanlıktaki bürokratların yaşadığı karışıklık dillere destan oldu. Yılbaşında açıklanacağı söylenen sistemle ilgili ilk haberler Mayıs ayıyla birlikte ortaya çıkmaya başladı. Kazakistan’dan alınacak bir model ortaya atıldı. Ortaokul öğrencilerinin büyük çoğunluğunun Meslek Liselerine yönlendirilmesini hedefleyen bu sistemde Anadolu ve Fen liselerine gidecek öğrencilerin önce çoktan seçmeli bir sınava girip bu sınavı geçenlerin açık uçlu sorulardan oluşan ikinci bir sınava girmeleri söz konusu. Yalnız bu sınavı kimlerin nasıl değerlendireceği ve torpillerin önüne nasıl geçileceği konusunda bir açıklama yok. Meslek liselerine kimin neye göre yönlendirileceği de bilinmiyor. Buna paralel üniversite sınav sistemi de değişecek mi orası meçhul. Üniversite sınavı demişken bir de 2013 YGS sınavı sonuçlarına bir göz atmakta fayda var. Bu yıl YGS sınavına giren öğrencilerin %30’u LYS’ye girmek için gerekli 180 puan barajını aşamadı. 1.300.000 aday fen sorularına hiç dokunmadı. 8586 öğrenci sıfır çekti. Matematik testinden 5 netin altında kalan öğrenci sayısı geçen yıl 105.000 iken bu yıl 870.000. Meslek lisesi öğrencilerinin %90’ı barajın altında...
Diğer yandan lise ders müfredatı değişiyor. Ders kitapları yeniden basılacak. Devlet tarafından öğrencilere ücretsiz dağıtılan bu kitaplar aslında öğrencilerin ihtiyacını karşılamadığı için kullanılmamakta. Onun yerine bir sürü paralar ödenip test kitapları alınmakta. Devletin dağıttığı, milli servet olan kitaplar da çöpe gidiyor. Mecburen kitap kullanılarak işlenen sözel derslerin kitapları da dinlerarası diyalog faaliyetlerine destek olmak için basılmış sanki. 8 yıllık mecburi eğitimle beraber içi boşaltılan müfredat sonucu liseye gelen öğrencilerin çarpım tablosunu bile bilmediklerini görüyoruz. Kılık kıyafetin serbest bırakılmasından sonra okullarda yaşanan karmaşa da cabası.
Öğretmenlerin durumuna, atama bekleyenlerin yaşadıklarına hiç girmiyorum. Anlayacağınız hükümetimiz diğer bütün alanlarda olduğu gibi Milli Eğitim’de de çok başarılı(!)
Ey Türk Halkı! Çocuklarınızın geleceği için, sınavsız üniversite için, doğru ve güvenilir bilgiler almaları, vatanlarına, milletlerine hayırlı evlatlar olarak yetişmeleri için Prof. Dr. Haydar Baş’ı iktidara getirmek zorundayız. Lakin aynası iştir kişinin lafa bakılmaz. Her hafta Milli Kahramanları Anma programlarında kendisinin yetiştirdiği kişileri görüyoruz. Bizim çocuklarımız da onlar gibi olmasınlar mı?
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020