Öğrenilmiş Çaresizlik Kuramı Martin Seligman tarafından 1970'lerde ortaya atılmıştır. Peş peşe gelen hüsran neticesinde zihin çaresiz olduğuna ve onları engelleyemeyeceğine inanmaya başlar.Örnek olarak Hindistan'da tonlarca ağırlıktaki dev Fil, yavruyken ağır metal zemine sağlam zincirle bağlanır. Fil her kaçmaya çalıştığında büyük acılar çeker. Çaresizliği öğreninceye kadar bu eylem uygulanır. Fil, kaçmada çaresiz olduğunu öğrendikten sonra ise asla kaçmaya yeltenmez. Bundan sonra artık özgürlüğü ile arasındaki engel zincir değil zihnindeki öğrenilmiş çaresizliktir.Öğrenilmiş çaresizlikte insan, sürekli depreyon halindedir. Hastalığını da kendi üretir tedavinin önünü de kendi tıkar. Maalesef Türk toplumuna da öğrenilmiş çaresizlik öğretilmiştir. Türk milleti; borçsuz, zengin ve huzurlu bir hayat süreceğine olan inancını kaybetmiştir. "Ben buna mahkûmum" çaresizliği ona öğretilmiş ve psikolojik bir kelepçe olarak zihnine takılmıştır.Bir insan neden Gümüşhane'den Artvin'e kadar uzayan yanı başındaki altın dağına değil de çeyrek altındaki kuruşluk fiyat düşüşün peşinde koşar dersiniz? 5.000 TL asgari ücreti kendisine verecek model varken neden sürünme ücretine mecburum der? Milli Ekonomi Modeli ile huzur ve zenginliğin reçetesi bir adım ötesindeyken hangi düşünce onu borçlu ve sefil bir hayata çeker? Bunun sebebi etki ajanları tarafından aşama aşama toplum içine şırınga edilmiş "öğrenilmiş çaresizlik" virüsüdür.Ahmet Zühdü Paşa'nın 1894'te hazırladığı rapora göre Osmanlı'nın son yıllarında Anadolu topraklarında kurulan Gayri Müslim okul sayısı 4 bin 547'dir.İşte bu okulların fiiliyattaki asıl faaliyetleri Türk milletine öğrenilmiş çaresizliği öğretmektir. Azınlık okullarının yıkıcı faaliyet yuvaları haline geldiğini gören Atatürk bu sebeple bunlara karşı etkin bir mücadele vermiş ve Lozan'da Türk eğitim sistemine dahil edilmesini sağlamıştır."Biz bu savaşı kazanamayız", "Bizden adam olmaz", İngiliz mandası altında yaşayalım", "Ahırdaki mandalarla yaşayalım", "Merada otlayalım", "ABD mandası altında güvende oluruz", "Kuvayi Milliyeciler vatan hainidir" gibi insan prototiplerini kim yetiştirdi sanıyorsunuz. Müslüman görünümlü, sarıklı cüppeli bu ihanet güruhu bu kişiler, Osmanlı topraklarına kök salmış 4 bin 547 azınlık okullarının faaliyetlerinin ürünüdür.Bugünkü kaos ortamına baktığımızda görünen o ki öğrenilmiş çaresizlik virüsü yayıldıkça yayılmıştır. Çoğunluk, çaresizlik etrafında birleşip çareyi reddeder noktaya gelmiştir. Ancak bu gidişat maalesef ülkenin ekonomik olarak çöküşüne, üniter yapının da bölünmesine kadar gelmiştir. Milli Ekonomi Modelini uygulayan her ülke yaşam standardını en üst noktaya taşırken buna en çok ihtiyacı olan Türk Milletinin bunu görmesi, "öğrenilmiş çaresizlik" hastalığından kurtulmak için hiç değilse bir defalık olsun doktoruna güvenmesini umut ediyoruz.
Kazım Üstün / diğer yazıları
- İklim krizinin çözümü Z kuşağına kaldı / 17.12.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021