1991'de "adalet tesis etmek, saldırgan Irak'ı geri püskürtmek ve mazlum Kuveyt'i korumak" maksadıyla, ABD müdahale etmişti. Başta Türkiye olmak üzere, Ortadoğu'nun pekçok ülkesi, harekatı desteklemişti. Neticede ABD'nin lehine, Türkiye'nin aleyhine pekçok sonuç gelişti. Ekonomide 50 milyar dolardan fazla zarara uğradık. Güneydoğudaki terör tırmanışa geçti.
Alınan bilgilere ve yapılan yorumlara göre ABD, Irak'a, İran'a ve hiç hesapta olmayan bazı Ortadoğu ülkesine saldırabilecekmiş. Bu haberlerin sıhhati tartışılabilir olduğu halde, eğer doğruysa ABD bu sefer yalnız kalacaktır. 91 müdahalesinde olduğu gibi gözü kapalı fedailer kullanamayacaktır.
Sn. Kıvrıkoğlu bu konuya açık bir şekilde temas ederek, ABD'nin yalnız kalacağını ifade etmiştir. Bu tespit hemen hemen her insanın ortak görüşüdür.
Çünkü olay, faili cezalandırmak ise, Bin Ladin'in şahsı ve onun şahsında yoksul ve savunmasız Afgan halkı cezalandırılmaktadır. Kaldı ki sivil halka ihtiyar, kadın, çocuk gibi hedeflere bile ciddi zararlar verilmiştir. ABD, pardon diyerek işine devam ediyor. Bütün dünyada ABD aleyhine açık bir kamuoyu gelişiyor.
Bin Ladin bahanesi ile mazlum Afgan halkının cezalandırılması dünyayı rahatsız etmiştir. Bu halin devamında ABD'nin değil Ortadoğu'da, Afganistan'da bile yalnız kalma ihtimali kuvvetlidir.
ABD, muhalefet gruplarını bile yeterince karşı saldırıda harekete geçirememiştir.
Düşünülen yeni rejim, pazarlık konusudur. Türkiye'nin bu safhada bir adım önde görünmesi de ayrı bir tartışma konusu. Zira 91'de bir koyduk sıfır aldık. Şimdi bunun hesabı çok iyi yapılmalıdır.
Türkiye başta turizm olmak üzere pekçok alanda ekonomik zarara uğramıştır. 11 Eylül Türk ekonomisine yeni bir yük getirmiştir. Gelinen bu zor kavşakta çok iyi hesap yapmak gerekir. Zira Türkiye'nin Ortadoğu'da sempatiye ihtiyacı var. Ortadoğu pazarında adeta yokuz. Sadece İsrail'le iyi ilişkiler kurmak yetmemektedir.
Petrol ve doğalgaz zengini olan bu ülkelerle iyi ilişkiler içinde olmamız ülkemiz yararınadır. Tarihi ve manevi bağımız bulunan Ortadoğu ülkelerinin bizden, bizim de onlardan yararlanacağımız pek çok konu var.
Osmanlıların son dönemlerinde, İngilizlerin uyguladığı politikayı hiç bir zaman unutamayız. Yüce Osmanlı Devleti, sinsi İngiliz planlarının etkisiyle Ortadoğu'yu kaybetmiştir. Ortadoğu'nun petrolü ve pazarı onların eline geçmiştir. Filistin'deki Yahudi mızrağı da o dünyanın eseridir. Zira İsrailliler hep Batı'nın himayesiyle bugünlere gelmişlerdir.
Bugün İsrail fütursuz bir politika izliyorsa, bilinmelidir ki, Batılı ülkelere olan güvencinden dolayıdır. 91'de olduğu gibi artık ABD'ye hak verebilecek İslam ülkesi kalmamıştır. Bazı İslam ülkelerine, işe İsrail'i de katarak saldırılırsa, ciddi sonuçlar meydana gelebilir.
Türkiye olarak Ortadoğu'da barışı korumak temel hedefimizdir. Özellikle komşularımızın toprak bütünlüğü bizim için çok önemlidir.
36. paralelin kuzeyindeki durum ülkemizle komşu olması itibariyle daha da hassastır. Başta Talabani olmak üzere bazı küçük grupların kışkırtmalarına seyirci kalınmamalıdır.
Irak topraklarında Bin Ladin'in ne askeri ve ne de taraftarı mevcuttur. Bazı siyasi rantlar için bölgeye ateş davet etmek hem davet edeni ve hem de tüm bölgeyi yakar.
Umarız ki ABD aklı seçer, Ortadoğu'da böyle bir maceraya gitmez. Şayet her şeye rağmen Ortadoğu'da müdahale ederse, bu müdahale başta ABD olmak üzere bütün dünya için zararlı olacaktır.
Alınan bilgilere ve yapılan yorumlara göre ABD, Irak'a, İran'a ve hiç hesapta olmayan bazı Ortadoğu ülkesine saldırabilecekmiş. Bu haberlerin sıhhati tartışılabilir olduğu halde, eğer doğruysa ABD bu sefer yalnız kalacaktır. 91 müdahalesinde olduğu gibi gözü kapalı fedailer kullanamayacaktır.
Sn. Kıvrıkoğlu bu konuya açık bir şekilde temas ederek, ABD'nin yalnız kalacağını ifade etmiştir. Bu tespit hemen hemen her insanın ortak görüşüdür.
Çünkü olay, faili cezalandırmak ise, Bin Ladin'in şahsı ve onun şahsında yoksul ve savunmasız Afgan halkı cezalandırılmaktadır. Kaldı ki sivil halka ihtiyar, kadın, çocuk gibi hedeflere bile ciddi zararlar verilmiştir. ABD, pardon diyerek işine devam ediyor. Bütün dünyada ABD aleyhine açık bir kamuoyu gelişiyor.
Bin Ladin bahanesi ile mazlum Afgan halkının cezalandırılması dünyayı rahatsız etmiştir. Bu halin devamında ABD'nin değil Ortadoğu'da, Afganistan'da bile yalnız kalma ihtimali kuvvetlidir.
ABD, muhalefet gruplarını bile yeterince karşı saldırıda harekete geçirememiştir.
Düşünülen yeni rejim, pazarlık konusudur. Türkiye'nin bu safhada bir adım önde görünmesi de ayrı bir tartışma konusu. Zira 91'de bir koyduk sıfır aldık. Şimdi bunun hesabı çok iyi yapılmalıdır.
Türkiye başta turizm olmak üzere pekçok alanda ekonomik zarara uğramıştır. 11 Eylül Türk ekonomisine yeni bir yük getirmiştir. Gelinen bu zor kavşakta çok iyi hesap yapmak gerekir. Zira Türkiye'nin Ortadoğu'da sempatiye ihtiyacı var. Ortadoğu pazarında adeta yokuz. Sadece İsrail'le iyi ilişkiler kurmak yetmemektedir.
Petrol ve doğalgaz zengini olan bu ülkelerle iyi ilişkiler içinde olmamız ülkemiz yararınadır. Tarihi ve manevi bağımız bulunan Ortadoğu ülkelerinin bizden, bizim de onlardan yararlanacağımız pek çok konu var.
Osmanlıların son dönemlerinde, İngilizlerin uyguladığı politikayı hiç bir zaman unutamayız. Yüce Osmanlı Devleti, sinsi İngiliz planlarının etkisiyle Ortadoğu'yu kaybetmiştir. Ortadoğu'nun petrolü ve pazarı onların eline geçmiştir. Filistin'deki Yahudi mızrağı da o dünyanın eseridir. Zira İsrailliler hep Batı'nın himayesiyle bugünlere gelmişlerdir.
Bugün İsrail fütursuz bir politika izliyorsa, bilinmelidir ki, Batılı ülkelere olan güvencinden dolayıdır. 91'de olduğu gibi artık ABD'ye hak verebilecek İslam ülkesi kalmamıştır. Bazı İslam ülkelerine, işe İsrail'i de katarak saldırılırsa, ciddi sonuçlar meydana gelebilir.
Türkiye olarak Ortadoğu'da barışı korumak temel hedefimizdir. Özellikle komşularımızın toprak bütünlüğü bizim için çok önemlidir.
36. paralelin kuzeyindeki durum ülkemizle komşu olması itibariyle daha da hassastır. Başta Talabani olmak üzere bazı küçük grupların kışkırtmalarına seyirci kalınmamalıdır.
Irak topraklarında Bin Ladin'in ne askeri ve ne de taraftarı mevcuttur. Bazı siyasi rantlar için bölgeye ateş davet etmek hem davet edeni ve hem de tüm bölgeyi yakar.
Umarız ki ABD aklı seçer, Ortadoğu'da böyle bir maceraya gitmez. Şayet her şeye rağmen Ortadoğu'da müdahale ederse, bu müdahale başta ABD olmak üzere bütün dünya için zararlı olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002