Osmanlılar hilafeti aslında Mercidabık meydan muharebesinde almışlardı. Memluklu ordusu dağılmış, komutanı olan Memluklu Sultanı Kansu Gavri öldürülmüştü. Göstermelik cam şişedeki cin misali, halife üçüncü Mütevekkil Yavuz'un eline düşmüştü. İşin ilginci düşman safındaki halife, şişedeki cin gibi hürmet görmüştür. Bazı kaynaklarda üç sene daha İstanbul'da yaşadıktan sonra öldüğü yazılı. Soyu da ortadan kaldırılınca halifeliğin Osmanlı'ya geçtiği söylenir. Başka bir kaynakta ise Yavuz'un ölümünden (1520) sonra memleketine döndüğü 1543 yılına kadar yaşadığı söylenir. Osmanlı, Muaviye ve daha sonrasında gelen halifeler nasıl hilafeti aldıysa, el koyduysa o şekilde alıp devam etti. İmam Ali'nin hakkını gasp edenlerin, hilafete babalarının malıymış gibi oturmaları, sonrasında hilafeti gerçekten babadan oğula geçen bir sisteme çevirdi. Beş yüz yılda Osmanlılar babalarının haklarıymış gibi, babalar gibi halife oldular. Halifeliği ve Mısır'ı Osmanlı'dan geri almak isteyen Tomanbay ise Kahire kapısı olan Babüzzüveyle'de kelleyi bırakmak zorunda kalmıştır. Osmanlı arkada Memluklu ailesinden çoğunun da işini bitirmiştir. Osmanlı hala Mısır'da, Sudan'da, Suriye'de, sömürücüymüş gibi görülür.Ben nereden mi biliyorum? Mısır'da okuduğum için. El Ezher'de birinci sınıfta, ikinci senemde bir hocamız; Yavuz'un ne zaman Mısır'ı sömürmeye başladığını sormuştu. Ben de Osmanlı'nın sömürmediğini, fethettiğini söylemiştim. O sevecen hoca küplere binmişti. Fetih etmenin manasının, İslam'a açmak olduğunu. Türkler İslam olmadan önce, kendilerinin zaten Müslüman olduklarını. Türklerin Mısır'ın zenginliklerini almak için savaştıklarını, kesinlikle yanlış yaptıklarını söyledi. Mimar Sinan, İstanbul'un su ihtiyacını karşılayabilecek suyolunu yapabileceğini, zamanın padişahı Kanuni^'ye söylemiştir. Bu iş için, Kemerburgaz'dan Edirnekapı'ya kadar altın dolu keselerin yan yana dizilmesi gerektiğini söylemiştir. Kanuni de, Mısır'dan gelecek iki senelik vergilerle bu işin ödemesinin yapılacağını Mimar Sinan'a söylemiştir. Mısır'ın iki senelik vergisi İstanbul'un su problemini halletti. İyi güzel buna yardımlaşma diyelim, geri kalan üç yüz senede Osmanlı Mısır'a ne verdi? Şimdi de sözüm ona bazı devlet ricali kalkmış Osmanlıcılık hayalleri kuruyor. Osmanlı'nın nasıl gözüktüğünü hiç bilmezler mi? Yoksa, biraz da biz halifecilik oynayalım mı derler?
Ali Nezir / diğer yazıları
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023