Gerçek bilginin oluşması ve vatandaşın doğrulara ulaşabilmesi için herkesin uymak zorunda olduğu bir şart vardır ki; O şartta "dürüstlüktür." Toplumun en ağır yaralarından birisi, dürüst adam sıkıntısıdır.
Dürüst yazar, dürüst siyasetçi, dürüst ilim adamı, dürüst din adamı, sıkıntısı çekilen bir toplumda, bırakın olanı biteni öğrenmeyi, doğru bildiklerinizde bile onların sayesinde yanılırsınız. Kafanız karışır, yolunuzu dahi kaybedersiniz…
Doğru ve dürüst haber anlayışını ilke edinen medya, bir toplumun doğruya ulaşmasında en önemli şarttır. Ama maalesef öyle bir medyamız var ki dostlar başına…
Almışlar ellerine kameralarını, boyalı boyalı kalemlerini; işleri güçleri nifak çıkarmak, ayrıştırmak, iftira atmak, kendince sansürlemek, istediğini haber yapıp, istemediğini karartmak, örtmek…(yapmayanları tenzih ederiz) Masum geçinenlerin de ne kalemi var yazmaya, ne kamerası var çekmeye, onlar da seyreder dururlar(!) Doğruyu, haklıyı savunan, Allahın rızasını düşünen, milletin menfaatini gözetenler de yok değil tabiî ki. Onlara selam olsun!
Peki, dürüst olmak bu kadar zor mu? Dedikodudan uzak, sadece gerçekleri savunmak, millet menfaatine olan bilgileri aktarmak, haklıları savunmak gibi onurlu bir iş, gerçekten bu kadar zor mu? Zor olsa gerek ki; daha basit olan, masa başı senaryolarında rol alanlar, dedikodu ve iftiralarla kalemlerini kirletenler çoğunluktadır…
İşi habercilik olan medya, haber vasfı taşıyan her olayı okurlarına doğru dürüst aktarmak zorundadır. En azından dürüstlüğün ölçüsü bu olmalıdır. Ama maalesef bizdeki medya bu görevi yeterince yerine getirmemektedir. Özellikle de Prof. Dr. Haydar Baş'a medyanın takındığı tavrı anlamak mümkün değildir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın attığı her adım, yazdığı her eser, tertiplediği her program, aslında haberin kralı olacak niteliktedir. Çünkü o bir ömrü insanlığın yararına adamış, bir vatan ve millet sevdalısıdır.
Dünya siyasetinin ve ekonomisinin tıkandığı bir zamanda içimizden insanlığı kurtaracak bir model vaaz eden bir lider çıkmış, bu lideri görmezlikten gelmek hem dürüstlüğe hem medyanın görevine ters düşer. Yazdığı "Milli Ekonomi Modeli" eseri 7 uluslar arası kongrede tartışılmış kabul görmüştür.
Başta Rusya'nın da bulunduğu 120 ülkede Milli Ekonomi Modeli yıllardır parça parça uygulanmış, sonunda da Rus parlamentosu Duma'ya davet etmiştir. Rusya Prof. Dr. Haydar Baş'a yaptığı bu davetle dünyaya bu modeli uygulayacağına ilan etmiş, ama bizim medya bu tarihi olayı haber olarak görmezlikten gelmiş, vatandaşına duyurmamıştır. Ama ne yaparlarsa yapsınlar "güneşi balçıkla sıvayamazlar." Sorumluğunu ve görevini unutmuş bu medya, çok yakın bir gelecekte milletimizden hak ettiği dersi alacaktır.
Milletimiz, seçerek okuyacağı yazarını, ilim ve fikir adamalarını mutlaka bulacaktır. Gerçek haberden uzak kalmış, kirli işlere kalem oynatanlar da okurunu yitirmiş, köşelerde kimsesiz ve vicdanıyla başa başa kalacaktır. Ahiretteki hesaplarını söylemedik; onu da oraya gidince görsünler artık!
Dürüst yazar, dürüst siyasetçi, dürüst ilim adamı, dürüst din adamı, sıkıntısı çekilen bir toplumda, bırakın olanı biteni öğrenmeyi, doğru bildiklerinizde bile onların sayesinde yanılırsınız. Kafanız karışır, yolunuzu dahi kaybedersiniz…
Doğru ve dürüst haber anlayışını ilke edinen medya, bir toplumun doğruya ulaşmasında en önemli şarttır. Ama maalesef öyle bir medyamız var ki dostlar başına…
Almışlar ellerine kameralarını, boyalı boyalı kalemlerini; işleri güçleri nifak çıkarmak, ayrıştırmak, iftira atmak, kendince sansürlemek, istediğini haber yapıp, istemediğini karartmak, örtmek…(yapmayanları tenzih ederiz) Masum geçinenlerin de ne kalemi var yazmaya, ne kamerası var çekmeye, onlar da seyreder dururlar(!) Doğruyu, haklıyı savunan, Allahın rızasını düşünen, milletin menfaatini gözetenler de yok değil tabiî ki. Onlara selam olsun!
Peki, dürüst olmak bu kadar zor mu? Dedikodudan uzak, sadece gerçekleri savunmak, millet menfaatine olan bilgileri aktarmak, haklıları savunmak gibi onurlu bir iş, gerçekten bu kadar zor mu? Zor olsa gerek ki; daha basit olan, masa başı senaryolarında rol alanlar, dedikodu ve iftiralarla kalemlerini kirletenler çoğunluktadır…
İşi habercilik olan medya, haber vasfı taşıyan her olayı okurlarına doğru dürüst aktarmak zorundadır. En azından dürüstlüğün ölçüsü bu olmalıdır. Ama maalesef bizdeki medya bu görevi yeterince yerine getirmemektedir. Özellikle de Prof. Dr. Haydar Baş'a medyanın takındığı tavrı anlamak mümkün değildir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın attığı her adım, yazdığı her eser, tertiplediği her program, aslında haberin kralı olacak niteliktedir. Çünkü o bir ömrü insanlığın yararına adamış, bir vatan ve millet sevdalısıdır.
Dünya siyasetinin ve ekonomisinin tıkandığı bir zamanda içimizden insanlığı kurtaracak bir model vaaz eden bir lider çıkmış, bu lideri görmezlikten gelmek hem dürüstlüğe hem medyanın görevine ters düşer. Yazdığı "Milli Ekonomi Modeli" eseri 7 uluslar arası kongrede tartışılmış kabul görmüştür.
Başta Rusya'nın da bulunduğu 120 ülkede Milli Ekonomi Modeli yıllardır parça parça uygulanmış, sonunda da Rus parlamentosu Duma'ya davet etmiştir. Rusya Prof. Dr. Haydar Baş'a yaptığı bu davetle dünyaya bu modeli uygulayacağına ilan etmiş, ama bizim medya bu tarihi olayı haber olarak görmezlikten gelmiş, vatandaşına duyurmamıştır. Ama ne yaparlarsa yapsınlar "güneşi balçıkla sıvayamazlar." Sorumluğunu ve görevini unutmuş bu medya, çok yakın bir gelecekte milletimizden hak ettiği dersi alacaktır.
Milletimiz, seçerek okuyacağı yazarını, ilim ve fikir adamalarını mutlaka bulacaktır. Gerçek haberden uzak kalmış, kirli işlere kalem oynatanlar da okurunu yitirmiş, köşelerde kimsesiz ve vicdanıyla başa başa kalacaktır. Ahiretteki hesaplarını söylemedik; onu da oraya gidince görsünler artık!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Atatürksüz Zafer Bayramı kutlamanın anlamı olmaz / 30.08.2025
- Millete rağmen bir şey yapmak ayıptır günahtır / 29.08.2025
- Allah ile kulu arasındaki yakınlık / 28.08.2025
- Şüphesiz Rabbim duayı işitendir / 27.08.2025
- Her şeye rağmen hayra çağıranlardan olunuz / 26.08.2025
- İsrail vuruyor, dinli dinsiz bütün iktidarlar seyrediyor / 25.08.2025
- Kokuşmuş ve eskimiş siyasete mecbur değilsiniz / 24.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -18- / 23.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -17- / 22.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -16- / 21.08.2025
- Millete rağmen bir şey yapmak ayıptır günahtır / 29.08.2025
- Allah ile kulu arasındaki yakınlık / 28.08.2025
- Şüphesiz Rabbim duayı işitendir / 27.08.2025
- Her şeye rağmen hayra çağıranlardan olunuz / 26.08.2025
- İsrail vuruyor, dinli dinsiz bütün iktidarlar seyrediyor / 25.08.2025
- Kokuşmuş ve eskimiş siyasete mecbur değilsiniz / 24.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -18- / 23.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -17- / 22.08.2025
- BTP Gençlik Kampı analizi -16- / 21.08.2025