Kamu İktisadi Kuruluşları(KİT'ler) ile ilgili olarak hükümetimizin iki temel uygulaması var:
* Özelleştirmek
* Kapatmak
AKP yetkilileri "ya satacağız, ya kapatacağız" mesajları veriyor.
Kurumları daha karlı hale getirerek iç ve dış borçlarımızı ödemede katkı sağlayabilecek konuma gelmesini düşünmedikleri kesin.
Esasen özelleştirme doğru uygulandığı takdirde verimin artmasını ve istihdam sağlar, yanlış uygulandığında ise ülkeyi batıracak kadar tehlikelidir.
KİT'lerin en önemli özelliği stratejik kurumlar olmasıdır.
TÜPRAŞ, SEKA, PETKİM, ERDEMİR, TELEKOM, THY, TEKEL, MADEN İŞLETMELERİ gibi bütün kuruluşlar ülkemizin belkemiğini oluştururlar.
Bu ve buna benzeri kuruluşların ürünleri ve hizmetleri konusunda yabancılara bağımlı olmak bağımsız olmadığımız anlamına gelir.
Coğrafi konum olarak stratejik bir noktadayız ve birçok dünya ülkesi gözlerini üzerimize dikmiş vaziyette.
İştahlı bir şekilde "bu toprakları nasıl ele geçiririm"in hesabı içerisindeler.
Böyle bir durumda KİT'lerimiz çok daha fazla önem arzetmektedir.
AKP hükümetinin bu noktada duyarlı olmadığı kesin.
Egemenliğimizin temelini oluşturan KİT'lerin asla yabancılara satılmaması gerekirken, Kemal Unakıtan'ın ifadesiyle "Babalar gibi satarım" mantığına sahipler.
Yabancılar kar etmeyen kurumları asla satın almamaktadırlar.
Eğer özelleştirmeden maksat kurumlarımız daha iyi hizmet versin mantığı ise yabancıların satın almasının böyle bir hedefi yok, zaten kar getiremeyecek kadar kötü olan kuruma hiç bakmıyorlar.
Kar eden kurumlarımızı satın alan yabancılardan ucuz ürün ve ucuz hizmet beklemek hiç ama hiç mümkündür. Niye?
Çünkü tüccar mantığıyla hareket edeceklerdir, daha fazla kar etmek isteyeceklerdir ve zaten bu kuruluşların ürünlerini ve hizmetlerini tekel olduklarından dolayı Türk vatandaşı kullanmak mecburiyetindedir.
Yine kar eden KİT'leri alan yabancılar bu kuruluşları siyasi bir takım yaptırımlar için koz olarak kullanacaklardır. Böylece işleyen sistemimizi istedikleri an durdurabilecekler ve de bağımlılığımız daha da artacaktır.
Örneğin, Arnavutluk, Telekomu'nu bir Yunan şirketine satmıştı. Hatırlarsanız, Arnavutluk'ta karışıklıklar baş gösterdiği zaman Arnavutluk güvenlik güçleri doğal olarak Telekom üzerinden irtibata geçmek istemiş, ama Yunan şirketi buna müsaade etmemiştir. Karışıklığın bastırılması bu sebeple olduk güç olmuştur. Arnavutluk, Yunanistan'a bir takım siyasi tavizler vererek bu durumdan kurtulmuştur.
Tahkime imza attık ve şirketlerimizi yabancılara satıyoruz. Sizce bu ne anlama geliyor?
Oluşabilecek problemler konusunda Türk mahkemelerinin hiçbir yetkisi yok. AB mahkemeleri ne karar verirse o uygulanacak. Oldukça tehlikeli bir durum.
KİT'lerin en büyük faydalarından birisi de bu ürünleri ithal etmek zorunda kalsak bile, ithal ürünlerin fiyatlarının düşük olmasına sebep oluyordu.
KİT'leri sattığımızda veya kapattığımızda bu imkanı da elimizin tersiyle itmiş oluyoruz, yani KİT'lerin özelleştirilmesi ya da satılması, kullanmakta mecburi olduğumuz ürünlerin fiyatlarının her geçen gün daha da artmasına sebep olacaktır. Zaten ekonomik sıkıntılardan inim inim inleyen vatandaşlarımız iyice perişan olacaktır.
AKP hükümeti bir taraftan kar eden KİT'leri yerli rantiyeye ve yabancılara değerinin çok çok altında peşkeş çekerken, diğer taraftan da kar etmeyenleri kendi haline bırakarak iyice verimsizleşmesine sebep olmuş ve kapatma yoluna gitmişlerdir.
SEKA buna en güzel örnektir. Ülkemiz için önemi tartışılmaz olduğu halde kar etmiyor diye, sırf arazisi sebebiyle İzmit SEKA kapatılmıştır.
Önümüzdeki günlerde kağıtta yaşayacağımız problemleri görünce SEKA'nın önemini daha da anlayacağız.
Her tarafı Ormanlarla dolu olan ülkemizde SEKA'nın kara geçirilmesi zor değil, ama sırf yabancı olan birilerinin stoklarındaki kağıt satılsın diye bu tarihi kurumumuzun kapatılmasını bu millet asla unutmayacaktır.
Sayın ekonomi yetkilileri! Bir taraftan ekonomi iyiye gidiyor diyerek kendinizi kandıradurun, bir taraftan işsizliği çözeceğiz diye yine kendinizi kandırın, yaptığınız bu uygulamalar işsizliğin sayısını arttırmaktan başka ne işe yarıyor?
Birilerinin problemlerini çözemeden, diğerlerini sokağa atıyorsunuz, üstelik sizi tek başına iktidara getiren bu milleti.
Özelleştirme ne zaman faydalı olur?
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in de ifade ettiği gibi eğer KİT'ler yüzde 51 devlette kalmak kaydı şartıyla kalan kısmı öncelikle çalışanlarına, sonra da vatandaşımıza ihale edilirse bu kurumlar çok daha fazla verimli hale getirilebilir.
Vatandaş, kendisi ortak olduğu için işine daha fazla sahip çıkar ve yolsuzluklara müsaade etmez.
Diğer önemli bir fayda ise devletine ortak olan vatandaş, kar da edince vatanına ve toprağına daha fazla sahip çıkar.
Peki, vatandaş parayı nereden bulacak? Bunu cevabı da Haydar Bey'in Milli Ekonomi Projesi'nde mevcut.
Sayın ekonomi yetkilileri! işte size babalar gibi bir çözüm. Babalar gibi satmayı düşüneceğinize, Haydar Bey gibi ekonomi üstadı fikir adamlarımızı biraz dinlemiş olsaydınız, böyle tehlikeli adımlar atmazdınız.
Hala geç kalmış değilsiniz.
Tabii, Haydar Bey'in projeleri bir bütündür, bir yerlere yama olarak kullanırsanız, elinizi yüzünüze bulaştırırsınız. Millet olarak içinde bulunduğumuz problemlere mantıklı ve de delilli projeler üretebilen şahsiyetler içimizde bulunduğumuz için çok şanslıyız.
Ama kadrini ve de kıymetini bilmek lazım.
* Özelleştirmek
* Kapatmak
AKP yetkilileri "ya satacağız, ya kapatacağız" mesajları veriyor.
Kurumları daha karlı hale getirerek iç ve dış borçlarımızı ödemede katkı sağlayabilecek konuma gelmesini düşünmedikleri kesin.
Esasen özelleştirme doğru uygulandığı takdirde verimin artmasını ve istihdam sağlar, yanlış uygulandığında ise ülkeyi batıracak kadar tehlikelidir.
KİT'lerin en önemli özelliği stratejik kurumlar olmasıdır.
TÜPRAŞ, SEKA, PETKİM, ERDEMİR, TELEKOM, THY, TEKEL, MADEN İŞLETMELERİ gibi bütün kuruluşlar ülkemizin belkemiğini oluştururlar.
Bu ve buna benzeri kuruluşların ürünleri ve hizmetleri konusunda yabancılara bağımlı olmak bağımsız olmadığımız anlamına gelir.
Coğrafi konum olarak stratejik bir noktadayız ve birçok dünya ülkesi gözlerini üzerimize dikmiş vaziyette.
İştahlı bir şekilde "bu toprakları nasıl ele geçiririm"in hesabı içerisindeler.
Böyle bir durumda KİT'lerimiz çok daha fazla önem arzetmektedir.
AKP hükümetinin bu noktada duyarlı olmadığı kesin.
Egemenliğimizin temelini oluşturan KİT'lerin asla yabancılara satılmaması gerekirken, Kemal Unakıtan'ın ifadesiyle "Babalar gibi satarım" mantığına sahipler.
Yabancılar kar etmeyen kurumları asla satın almamaktadırlar.
Eğer özelleştirmeden maksat kurumlarımız daha iyi hizmet versin mantığı ise yabancıların satın almasının böyle bir hedefi yok, zaten kar getiremeyecek kadar kötü olan kuruma hiç bakmıyorlar.
Kar eden kurumlarımızı satın alan yabancılardan ucuz ürün ve ucuz hizmet beklemek hiç ama hiç mümkündür. Niye?
Çünkü tüccar mantığıyla hareket edeceklerdir, daha fazla kar etmek isteyeceklerdir ve zaten bu kuruluşların ürünlerini ve hizmetlerini tekel olduklarından dolayı Türk vatandaşı kullanmak mecburiyetindedir.
Yine kar eden KİT'leri alan yabancılar bu kuruluşları siyasi bir takım yaptırımlar için koz olarak kullanacaklardır. Böylece işleyen sistemimizi istedikleri an durdurabilecekler ve de bağımlılığımız daha da artacaktır.
Örneğin, Arnavutluk, Telekomu'nu bir Yunan şirketine satmıştı. Hatırlarsanız, Arnavutluk'ta karışıklıklar baş gösterdiği zaman Arnavutluk güvenlik güçleri doğal olarak Telekom üzerinden irtibata geçmek istemiş, ama Yunan şirketi buna müsaade etmemiştir. Karışıklığın bastırılması bu sebeple olduk güç olmuştur. Arnavutluk, Yunanistan'a bir takım siyasi tavizler vererek bu durumdan kurtulmuştur.
Tahkime imza attık ve şirketlerimizi yabancılara satıyoruz. Sizce bu ne anlama geliyor?
Oluşabilecek problemler konusunda Türk mahkemelerinin hiçbir yetkisi yok. AB mahkemeleri ne karar verirse o uygulanacak. Oldukça tehlikeli bir durum.
KİT'lerin en büyük faydalarından birisi de bu ürünleri ithal etmek zorunda kalsak bile, ithal ürünlerin fiyatlarının düşük olmasına sebep oluyordu.
KİT'leri sattığımızda veya kapattığımızda bu imkanı da elimizin tersiyle itmiş oluyoruz, yani KİT'lerin özelleştirilmesi ya da satılması, kullanmakta mecburi olduğumuz ürünlerin fiyatlarının her geçen gün daha da artmasına sebep olacaktır. Zaten ekonomik sıkıntılardan inim inim inleyen vatandaşlarımız iyice perişan olacaktır.
AKP hükümeti bir taraftan kar eden KİT'leri yerli rantiyeye ve yabancılara değerinin çok çok altında peşkeş çekerken, diğer taraftan da kar etmeyenleri kendi haline bırakarak iyice verimsizleşmesine sebep olmuş ve kapatma yoluna gitmişlerdir.
SEKA buna en güzel örnektir. Ülkemiz için önemi tartışılmaz olduğu halde kar etmiyor diye, sırf arazisi sebebiyle İzmit SEKA kapatılmıştır.
Önümüzdeki günlerde kağıtta yaşayacağımız problemleri görünce SEKA'nın önemini daha da anlayacağız.
Her tarafı Ormanlarla dolu olan ülkemizde SEKA'nın kara geçirilmesi zor değil, ama sırf yabancı olan birilerinin stoklarındaki kağıt satılsın diye bu tarihi kurumumuzun kapatılmasını bu millet asla unutmayacaktır.
Sayın ekonomi yetkilileri! Bir taraftan ekonomi iyiye gidiyor diyerek kendinizi kandıradurun, bir taraftan işsizliği çözeceğiz diye yine kendinizi kandırın, yaptığınız bu uygulamalar işsizliğin sayısını arttırmaktan başka ne işe yarıyor?
Birilerinin problemlerini çözemeden, diğerlerini sokağa atıyorsunuz, üstelik sizi tek başına iktidara getiren bu milleti.
Özelleştirme ne zaman faydalı olur?
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in de ifade ettiği gibi eğer KİT'ler yüzde 51 devlette kalmak kaydı şartıyla kalan kısmı öncelikle çalışanlarına, sonra da vatandaşımıza ihale edilirse bu kurumlar çok daha fazla verimli hale getirilebilir.
Vatandaş, kendisi ortak olduğu için işine daha fazla sahip çıkar ve yolsuzluklara müsaade etmez.
Diğer önemli bir fayda ise devletine ortak olan vatandaş, kar da edince vatanına ve toprağına daha fazla sahip çıkar.
Peki, vatandaş parayı nereden bulacak? Bunu cevabı da Haydar Bey'in Milli Ekonomi Projesi'nde mevcut.
Sayın ekonomi yetkilileri! işte size babalar gibi bir çözüm. Babalar gibi satmayı düşüneceğinize, Haydar Bey gibi ekonomi üstadı fikir adamlarımızı biraz dinlemiş olsaydınız, böyle tehlikeli adımlar atmazdınız.
Hala geç kalmış değilsiniz.
Tabii, Haydar Bey'in projeleri bir bütündür, bir yerlere yama olarak kullanırsanız, elinizi yüzünüze bulaştırırsınız. Millet olarak içinde bulunduğumuz problemlere mantıklı ve de delilli projeler üretebilen şahsiyetler içimizde bulunduğumuz için çok şanslıyız.
Ama kadrini ve de kıymetini bilmek lazım.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Onlar Türkiye, Türk milleti ve Atatürk sevdalısıydılar / 07.05.2024
- ‘AKP sebep, enflasyon sonuç’ / 04.05.2024
- Asgari ücret artmadı, enflasyon arttı! / 03.05.2024
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- ‘AKP sebep, enflasyon sonuç’ / 04.05.2024
- Asgari ücret artmadı, enflasyon arttı! / 03.05.2024
- Taksim Meydanı, emekçilere neden kapalı? / 01.05.2024
- Vizesiz seyahat derken vizeyle hayal oldu! / 30.04.2024
- Bakan Şimşek’e göre sıkıntılar geride kalmış! / 27.04.2024
- Hükümetin enflasyonla mücadelesi millete zarar veriyor / 26.04.2024
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024