PASOK'un yeni lideri olarak Batı Trakya'ya seçim turu düzenleyen Yunan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu burada anlamlı itiraflarda bulundu.
"Batı Trakya'da yaşamakta olan Türkler'e yıllarca uygulanan siyasal baskının hata olduğunu ve demokratik adımlar atmanın zamanının geldiği''ni söyleyen Papandreu bu ziyaretiyle Mart ayında yapılacak seçimler için puan kapmanın hesabında.
Gümülcine'ye yaptığı nabız turunda "Kadife'den Kesesi" türküsüyle karşılanan Papandreu'nun yukarıda belirttiğimiz açıklaması Türk basını tarafından "açık itiraf'' olarak verildi.
Türk kamuoyu, İsmail Cem dönemiyle başlatılan ve Sirtakilerle süslenen Papandreu'lu yeni sürece o kadar alıştırıldı ki; yakın zamanda Yunanistan'la kolkola Avrupa Birliği'nde halaylar bile çekebileceğimizi söyler olduk.
Batı Trakya'daki Türkler'in Atina yönetimince ne tür baskı altında kaldığını hep beraber yaşadık.
Türkler'in o bölgede hemen her seçim döneminde elikolu bağlanmadı mı?
Müslümanlar'ın seçtikleri Türk Müftü sürekli Yunan hükümetten veto yemedi mi?
İnsan hakları konusunda zayıf kaldığımızı iddia eden batılı ülkelerin hepsi Yunanistan'daki Türk azınlığın dramına sessiz kalmadılar mı?
Hangi Papandreu ile, hangi yönetim ve Avrupa Birliği ile elele verip halaylar çekeceğiz?
Söylemler değişse de kişiler, ve o kişilerin devlet politikası ( Biz hariç )pek değişmiyor.
Ege Adaları, Kıta sahanlığı, Hava sahası, Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıbrıs gibi ana sorunlarda Papandreu'nun görüşlerini ne belliyorsunuz?
Seçim alanına giren bölgelere o tarz vaadler verilecek ki oy alınabilsin.
Papandreu'nun Türkiye ile iki yönlü olarak silahlanmanın azaltılması talebini dillendirmesinden sonra Yunanistan Savunma Bakanı Yannos Papandoniu'nun "Yunanistan'ın milli konuları çözüme ulaşmadığı sürece, Yunan silahlı kuvvetlerinin gücünü koruması gerektiğini" açıklamasına ne diyeceksiniz peki?
Türkiye'ye Kıbrıs müzakerelerinin tartışıldığı, yeni hükümetin kurulduğu ve Zana Davası'nın görüldüğü bir zamanlamayla ziyarette bulunan Prodi ve Verheugen'den sonra Papandreu'yu da Türk dostu ilan ettik galiba.
Yine duygusal davrandık, yine subjektif yargılarla yaklaştık.
Oysa dış politika objektif veriler ve mantıki davranışlarla yapılır.
Hemen her seçim döneminde başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere İngiltere'de, Fransa'da, İtalya'da, elbette Türkiye'de vaadler verilir, ilginç çözümler önerilir; fakat vaadedilenlerle gerçekleşenler bir türlü örtüşmez.
Bunu halk da bilir; ama o cazibenin çekim merkezinden bir türlü uzaklaşamaz.
Yunanistan'daki seçimler de bu süreçte ve aynı potada değerlendirilmelidir.
Batılı başkentlerin fikir birliğinde oldukları ve Amerika'nın hitabetiyle yoğunluk bulan "Küresel değişim''e bazı siyasiler kendini kaptırmış gidiyor.
Bu siyasilerin patronu Bush, çevresel temsilcileri de Blair, Berlusconi, Aznar ve Tayyip Erdoğan.
İngiltere'de Blair İşçi partisine yeni yüz verdi.
Aznar'da büyük değişim var.
Berlusconi skandal kararlardan sonra yüzünü gerdirdi.
Erdoğan da 360 derece değişti.
Süper güç ABD'nin ikinci üssü Atina'da da değişim isteniyordu ve bu misyon Papandreu'ya verildi.
Ancak o 360 değil bizdeki gibi, 180 derecelik bir değişim gösterdi.
Batı Trakya'da estirilen Papandreu esintisi seçimler sonunda da sürecek mi birlikte göreceğiz.
Bu esintinin Ege ve Akdeniz'de de esmesini görebilecek miyiz acaba?
"Batı Trakya'da yaşamakta olan Türkler'e yıllarca uygulanan siyasal baskının hata olduğunu ve demokratik adımlar atmanın zamanının geldiği''ni söyleyen Papandreu bu ziyaretiyle Mart ayında yapılacak seçimler için puan kapmanın hesabında.
Gümülcine'ye yaptığı nabız turunda "Kadife'den Kesesi" türküsüyle karşılanan Papandreu'nun yukarıda belirttiğimiz açıklaması Türk basını tarafından "açık itiraf'' olarak verildi.
Türk kamuoyu, İsmail Cem dönemiyle başlatılan ve Sirtakilerle süslenen Papandreu'lu yeni sürece o kadar alıştırıldı ki; yakın zamanda Yunanistan'la kolkola Avrupa Birliği'nde halaylar bile çekebileceğimizi söyler olduk.
Batı Trakya'daki Türkler'in Atina yönetimince ne tür baskı altında kaldığını hep beraber yaşadık.
Türkler'in o bölgede hemen her seçim döneminde elikolu bağlanmadı mı?
Müslümanlar'ın seçtikleri Türk Müftü sürekli Yunan hükümetten veto yemedi mi?
İnsan hakları konusunda zayıf kaldığımızı iddia eden batılı ülkelerin hepsi Yunanistan'daki Türk azınlığın dramına sessiz kalmadılar mı?
Hangi Papandreu ile, hangi yönetim ve Avrupa Birliği ile elele verip halaylar çekeceğiz?
Söylemler değişse de kişiler, ve o kişilerin devlet politikası ( Biz hariç )pek değişmiyor.
Ege Adaları, Kıta sahanlığı, Hava sahası, Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıbrıs gibi ana sorunlarda Papandreu'nun görüşlerini ne belliyorsunuz?
Seçim alanına giren bölgelere o tarz vaadler verilecek ki oy alınabilsin.
Papandreu'nun Türkiye ile iki yönlü olarak silahlanmanın azaltılması talebini dillendirmesinden sonra Yunanistan Savunma Bakanı Yannos Papandoniu'nun "Yunanistan'ın milli konuları çözüme ulaşmadığı sürece, Yunan silahlı kuvvetlerinin gücünü koruması gerektiğini" açıklamasına ne diyeceksiniz peki?
Türkiye'ye Kıbrıs müzakerelerinin tartışıldığı, yeni hükümetin kurulduğu ve Zana Davası'nın görüldüğü bir zamanlamayla ziyarette bulunan Prodi ve Verheugen'den sonra Papandreu'yu da Türk dostu ilan ettik galiba.
Yine duygusal davrandık, yine subjektif yargılarla yaklaştık.
Oysa dış politika objektif veriler ve mantıki davranışlarla yapılır.
Hemen her seçim döneminde başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere İngiltere'de, Fransa'da, İtalya'da, elbette Türkiye'de vaadler verilir, ilginç çözümler önerilir; fakat vaadedilenlerle gerçekleşenler bir türlü örtüşmez.
Bunu halk da bilir; ama o cazibenin çekim merkezinden bir türlü uzaklaşamaz.
Yunanistan'daki seçimler de bu süreçte ve aynı potada değerlendirilmelidir.
Batılı başkentlerin fikir birliğinde oldukları ve Amerika'nın hitabetiyle yoğunluk bulan "Küresel değişim''e bazı siyasiler kendini kaptırmış gidiyor.
Bu siyasilerin patronu Bush, çevresel temsilcileri de Blair, Berlusconi, Aznar ve Tayyip Erdoğan.
İngiltere'de Blair İşçi partisine yeni yüz verdi.
Aznar'da büyük değişim var.
Berlusconi skandal kararlardan sonra yüzünü gerdirdi.
Erdoğan da 360 derece değişti.
Süper güç ABD'nin ikinci üssü Atina'da da değişim isteniyordu ve bu misyon Papandreu'ya verildi.
Ancak o 360 değil bizdeki gibi, 180 derecelik bir değişim gösterdi.
Batı Trakya'da estirilen Papandreu esintisi seçimler sonunda da sürecek mi birlikte göreceğiz.
Bu esintinin Ege ve Akdeniz'de de esmesini görebilecek miyiz acaba?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005