Adamlar çıldırmak üzere. Ölüp ölüp diriliyorlar. Nasıl olur da Ankara'nın göbeğinde yüzbinlerce insan ellerinde Türk bayraklarını dalgalandırarak Ermeni Soykırım iddialarını reddedebilir ve Ulusal Bağımsızlık için birbirlerine kenetlenebilirdi.
Onlar ki bugüne kadar meydanları boş bulmuş, "bu bir insanlık trajedisidir diyelim, olsun bitsin" söylemi ile Ermeni iddialarına çanak tutmuş, bugüne kadar ülkemizi bölüp parçalamak isteyen Avrupa Birliği'ne kuyruk sallamışlardı.
Elbette Batı'ya kuyruk sallayan mandacı ruhların, Ay-yıldızlı al bayrağımızı sallayan milyonlarca Türk insanından rahatsız olması normal. Elbette "ver kurtul lobisinin", " bu vatan bizimdir bizim kalacak" millet iradesinin gür sedası olan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'den ürkmeleri normal.
Şimdi hafakanlar basıyor. Akıl sağlıkları bozuluyor. Sinirleri altüst oluyor. Öfkelerinden kalemlerini kemirmeye başladılar. Her gün yüzlerine çalınmasına rağmen yalanlarını pişkince tekrar edip duruyorlar. Türkiye'nin Güneydoğusuna Kürdistan diyen ABD'li ortağın koltuğunun altına sığınan medya patronunun beslemesi kalemler verilen cevaplar karşısında yorulunca yalanlarını nöbetleşe tekrar etmeye karar verdiler galiba.
İpe sapa gelmez, mesnetsiz iddialarla ortalığı bulandıran Emin Çölaşan, yazdığına bin pişman olunca, pası ateist solcu arkadaşı Türker Alkan'a atıvermiş.
Ama Alkan ondan daha özürlü çıktı. Çölaşan'ın suratına çarpılan yalanları tekrar edip durmuş. Yeni yalan uyduramayacak kadar kısır bir kalem vesselam.
Valiliğin açıklamasını anlamaktan aciz veya şartlanmış Alkan, Mitingin izinsiz yapıldığı izlenimi vermeye çalışıyor. Onun için ideolojik şartlanmışlığı yüzünden kör olan gözleri görebilirse şu izin belgesine bir kez daha baksın.
Sonra Mitingde bildiriler değil bayraklar asıldı bay Alkan. Hem de yüzbinlerce. Demek ki seni rahatsız eden bu bayraklar. Ama çaresiz katlanacaksınız. Bu millet burada, bu topraklarda olduğu müddetçe başka bayrakları hayal bile etmeyin.
Güya Haydar Baş'a tarikat şeyhi diyerek suç isnad ediyor kendi aklınca. Ama buna da fazla heveslenme. Çünkü bugüne kadar heveslenenler yargı mercilerince cevaplarını aldılar. Bu ekonomik krizde bu tazminatları patronunuz ödemez, maaşınızdan mahsup eder; ne yaparsınız sonra.
Türker Alkan'a minik bir soru: Acaba Ankara Tandoğan Meydanı'nda Cizvit Tarikatı mensubu Papaz, Ermeni yalanlarını savunsaydı kınar mıydınız ?
Kınamak bir yana Türk Papa diye selamlar, günah çıkarırdınız değil mi?
Ve insan hakları havarisi kesilir, Papazlara, bölücü misyonerlere izin vermeyen Valiliği topa tutar, faaliyetlerini engelleyen polisimizi kınardınız değil mi?
Nereden mi biliyorum? Arşivler Alkan. Ah şu arşivler olmasa ne kadar rahat edecek, şekilden şekile girerek gerçek kimliğinizi maskeleyebilecektiniz.
Şu sözleri hatırladınız mı Alkan: "Yabancı misyonerler çocuklarımızı kandırıp Hıristiyan yapmaya çalışıyormuş. Bazı gazeteler ve radyolar ateş püskürüyor: Çocuklarımız elden gidiyor, uyanalım, engelleyelim, yasaklayalım, tutuklayalım...
İyi, yapalım, hepsini yapalım da, böyle tepki gösterenlerin hemen hepsi din ve vicdan özgürlüğünden yana olduklarını söyleyen kişiler. Din ve vicdan özgürlüğü, sadece kendi inancınız için mi vardır? Garip bir özgürlük anlayışı doğrusu."
Hatırladınız mı 11.9.1999 tarihli misyonerlere sahip çıkan yazınızı.
Bu mitinglerin en güzel yönlerinden biri de kimi zaman ateist, kimi zaman sosyalist, kimi zaman amansız laik kisvelerine bürünen Paulos kılıklı takiyyecilerin koyunlarında sakladıkları Haç'ı açığa çıkarmasıdır.
Türker Alkan rahatsız olmasın da kim olsun. Bu tiplerin Misyonerlere, bölücülere karşı fikri mücadele yürüten Prof. Dr. Haydar Baş'tan rahatsız olmaları normal. Onların milyonlarca vatandaşımızın bayrağımıza, vatanımıza, devletimize sahip çıkan milyonlarca dindar insandan korkmaları doğal. Çünkü bu millet olanları farkettikçe yem borularının kesileceğini biliyorlar.
Onlar ki bugüne kadar meydanları boş bulmuş, "bu bir insanlık trajedisidir diyelim, olsun bitsin" söylemi ile Ermeni iddialarına çanak tutmuş, bugüne kadar ülkemizi bölüp parçalamak isteyen Avrupa Birliği'ne kuyruk sallamışlardı.
Elbette Batı'ya kuyruk sallayan mandacı ruhların, Ay-yıldızlı al bayrağımızı sallayan milyonlarca Türk insanından rahatsız olması normal. Elbette "ver kurtul lobisinin", " bu vatan bizimdir bizim kalacak" millet iradesinin gür sedası olan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'den ürkmeleri normal.
Şimdi hafakanlar basıyor. Akıl sağlıkları bozuluyor. Sinirleri altüst oluyor. Öfkelerinden kalemlerini kemirmeye başladılar. Her gün yüzlerine çalınmasına rağmen yalanlarını pişkince tekrar edip duruyorlar. Türkiye'nin Güneydoğusuna Kürdistan diyen ABD'li ortağın koltuğunun altına sığınan medya patronunun beslemesi kalemler verilen cevaplar karşısında yorulunca yalanlarını nöbetleşe tekrar etmeye karar verdiler galiba.
İpe sapa gelmez, mesnetsiz iddialarla ortalığı bulandıran Emin Çölaşan, yazdığına bin pişman olunca, pası ateist solcu arkadaşı Türker Alkan'a atıvermiş.
Ama Alkan ondan daha özürlü çıktı. Çölaşan'ın suratına çarpılan yalanları tekrar edip durmuş. Yeni yalan uyduramayacak kadar kısır bir kalem vesselam.
Valiliğin açıklamasını anlamaktan aciz veya şartlanmış Alkan, Mitingin izinsiz yapıldığı izlenimi vermeye çalışıyor. Onun için ideolojik şartlanmışlığı yüzünden kör olan gözleri görebilirse şu izin belgesine bir kez daha baksın.
Sonra Mitingde bildiriler değil bayraklar asıldı bay Alkan. Hem de yüzbinlerce. Demek ki seni rahatsız eden bu bayraklar. Ama çaresiz katlanacaksınız. Bu millet burada, bu topraklarda olduğu müddetçe başka bayrakları hayal bile etmeyin.
Güya Haydar Baş'a tarikat şeyhi diyerek suç isnad ediyor kendi aklınca. Ama buna da fazla heveslenme. Çünkü bugüne kadar heveslenenler yargı mercilerince cevaplarını aldılar. Bu ekonomik krizde bu tazminatları patronunuz ödemez, maaşınızdan mahsup eder; ne yaparsınız sonra.
Türker Alkan'a minik bir soru: Acaba Ankara Tandoğan Meydanı'nda Cizvit Tarikatı mensubu Papaz, Ermeni yalanlarını savunsaydı kınar mıydınız ?
Kınamak bir yana Türk Papa diye selamlar, günah çıkarırdınız değil mi?
Ve insan hakları havarisi kesilir, Papazlara, bölücü misyonerlere izin vermeyen Valiliği topa tutar, faaliyetlerini engelleyen polisimizi kınardınız değil mi?
Nereden mi biliyorum? Arşivler Alkan. Ah şu arşivler olmasa ne kadar rahat edecek, şekilden şekile girerek gerçek kimliğinizi maskeleyebilecektiniz.
Şu sözleri hatırladınız mı Alkan: "Yabancı misyonerler çocuklarımızı kandırıp Hıristiyan yapmaya çalışıyormuş. Bazı gazeteler ve radyolar ateş püskürüyor: Çocuklarımız elden gidiyor, uyanalım, engelleyelim, yasaklayalım, tutuklayalım...
İyi, yapalım, hepsini yapalım da, böyle tepki gösterenlerin hemen hepsi din ve vicdan özgürlüğünden yana olduklarını söyleyen kişiler. Din ve vicdan özgürlüğü, sadece kendi inancınız için mi vardır? Garip bir özgürlük anlayışı doğrusu."
Hatırladınız mı 11.9.1999 tarihli misyonerlere sahip çıkan yazınızı.
Bu mitinglerin en güzel yönlerinden biri de kimi zaman ateist, kimi zaman sosyalist, kimi zaman amansız laik kisvelerine bürünen Paulos kılıklı takiyyecilerin koyunlarında sakladıkları Haç'ı açığa çıkarmasıdır.
Türker Alkan rahatsız olmasın da kim olsun. Bu tiplerin Misyonerlere, bölücülere karşı fikri mücadele yürüten Prof. Dr. Haydar Baş'tan rahatsız olmaları normal. Onların milyonlarca vatandaşımızın bayrağımıza, vatanımıza, devletimize sahip çıkan milyonlarca dindar insandan korkmaları doğal. Çünkü bu millet olanları farkettikçe yem borularının kesileceğini biliyorlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014