Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş'ın siyaset sahnesinde gerçekten de sosyal medyayı en aktif kullanan ve doğru tespitler yapan bir yapısı var. Bu konuda sadece biz değil toplumun büyük bir kesimi böyle söylüyor.
AKP iktidarı ile başlayan özellikle Cumhurbaşkanlık Hükümet Sistemi diye adı konulan sistemde, hukuksal yorumlar alışılmışın dışına çıkmıştır. Hukukçu dostlarımızın ifadesiyle böyle bir hukuksal yaklaşım dünyanın hiçbir sisteminde olmadığını söylüyorlar. Zaten toplumda bu algı oturmuş adalete olan güven çok büyük yara almıştır.
Ben hukukçu değilim ama düşünebilen bir bireyim. Ben de yaşanan bu süreçten fazlasıyla rahatsızım. Öyle şeyler duyuyor öyle şeylere şahit oluyoruz ki suçlu olsun olmasın Türkiye'de yaşayan her vatandaş sabaha yakın bir zamanda evinden alınabilir. Ya da tutuklanabilir.
Aklından zoru olan biri, öfkelendiği biri hakkında bir suç duyurusunda bulunsa ya da bir savcı bir konuda biri hakkında tutuklanma kararı verse o kişi hakkında yapılan ilk iş gece yarısı evinden alınmak oluyor.
Biz bu süreci Ergenekon ve Balyoz suçlamalarında gördük. Aylarca yıllarca hücrelerde kalan şahıslar, koca koca rütbe sahibi askerler içerde kaldı. Müebbetle yargılandı ama sonunda suçsuz oldukları ispat edildi. "Pardon" dendi berat etti. Kimisi ağır hastalıklara yakalandı kimi öldü. Kiminin alnındaki suç lekesi öldükten sonra silindi ama bunun adı adalet ise böyle adaletten kimseye fayda gelmez.
Bu süreci en iyi anlatan BTP lideri Hüseyin Baş'ın sosyal medya mesajıdır.
Sürecin adını vaktinde "pardon süreci" olarak koymuştum. Bu işlerin sonundan kocaman bir PARDON çıkar. Tutuklama gerçekleştirilen birçok meselede ardı ardına beraat kararları gelmeye devam ediyor. E o zaman niye bu kadar insan yoktan yere tutuklandı diye sormalı insan!
Hakkında suçlama bulunan kişiler ile alakalı dosyalar açılsa, iddianameler hazırlansa hukuksal süreç içerisinde istenilen şahıslar gelse ifadelerini verse, mahkeme süreci hızlandırılıp suçsuz olan hakkında iddiaların asılsız olduğu ilan edilse ya da suçu sabit olan biri tutuklansa daha etik daha adil ve daha merhametli bir davranış olmaz mı?

Suçu sabit olamadığı halde tutuklu olan şahısların çokluğundan cezaevlerinde yer kalmamış yataklarda vardiya usulü istirahat etme durumları yaşanmaktadır. Ceza evlerinde kaybolan zaman kaybolan iş kaybı kaybolan sağlıklar toplumda çok derin yaralar açmakta bu işlere muhatap olanlar ölünceye kadar yaşadığı çeşitli travmalar sayesinde dengesi bir hayat yaşayacaktır. Bu kadar derin yaralar ve kayıpların telafisi bir pardon olmamalıdır. Biraz vicdan muhasebesi yapalım lütfen.

AKP iktidarı ile başlayan özellikle Cumhurbaşkanlık Hükümet Sistemi diye adı konulan sistemde, hukuksal yorumlar alışılmışın dışına çıkmıştır. Hukukçu dostlarımızın ifadesiyle böyle bir hukuksal yaklaşım dünyanın hiçbir sisteminde olmadığını söylüyorlar. Zaten toplumda bu algı oturmuş adalete olan güven çok büyük yara almıştır.
Ben hukukçu değilim ama düşünebilen bir bireyim. Ben de yaşanan bu süreçten fazlasıyla rahatsızım. Öyle şeyler duyuyor öyle şeylere şahit oluyoruz ki suçlu olsun olmasın Türkiye'de yaşayan her vatandaş sabaha yakın bir zamanda evinden alınabilir. Ya da tutuklanabilir.
Aklından zoru olan biri, öfkelendiği biri hakkında bir suç duyurusunda bulunsa ya da bir savcı bir konuda biri hakkında tutuklanma kararı verse o kişi hakkında yapılan ilk iş gece yarısı evinden alınmak oluyor.
Biz bu süreci Ergenekon ve Balyoz suçlamalarında gördük. Aylarca yıllarca hücrelerde kalan şahıslar, koca koca rütbe sahibi askerler içerde kaldı. Müebbetle yargılandı ama sonunda suçsuz oldukları ispat edildi. "Pardon" dendi berat etti. Kimisi ağır hastalıklara yakalandı kimi öldü. Kiminin alnındaki suç lekesi öldükten sonra silindi ama bunun adı adalet ise böyle adaletten kimseye fayda gelmez.
Bu süreci en iyi anlatan BTP lideri Hüseyin Baş'ın sosyal medya mesajıdır.
Sürecin adını vaktinde "pardon süreci" olarak koymuştum. Bu işlerin sonundan kocaman bir PARDON çıkar. Tutuklama gerçekleştirilen birçok meselede ardı ardına beraat kararları gelmeye devam ediyor. E o zaman niye bu kadar insan yoktan yere tutuklandı diye sormalı insan!
Hakkında suçlama bulunan kişiler ile alakalı dosyalar açılsa, iddianameler hazırlansa hukuksal süreç içerisinde istenilen şahıslar gelse ifadelerini verse, mahkeme süreci hızlandırılıp suçsuz olan hakkında iddiaların asılsız olduğu ilan edilse ya da suçu sabit olan biri tutuklansa daha etik daha adil ve daha merhametli bir davranış olmaz mı?
Suçu sabit olamadığı halde tutuklu olan şahısların çokluğundan cezaevlerinde yer kalmamış yataklarda vardiya usulü istirahat etme durumları yaşanmaktadır. Ceza evlerinde kaybolan zaman kaybolan iş kaybı kaybolan sağlıklar toplumda çok derin yaralar açmakta bu işlere muhatap olanlar ölünceye kadar yaşadığı çeşitli travmalar sayesinde dengesi bir hayat yaşayacaktır. Bu kadar derin yaralar ve kayıpların telafisi bir pardon olmamalıdır. Biraz vicdan muhasebesi yapalım lütfen.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Pardon süreci / 02.11.2025
- Atatürk, istismarcıların oyununu bozmuştur / 01.11.2025
- BTP Cumhuriyet Şöleni düzenledi / 31.10.2025
- Atatürk, Cumhuriyeti anlatıyor / 30.10.2025
- 102. yaşın kutlu olsun Cumhuriyet / 29.10.2025
- Gençler geleceğimizdir / 28.10.2025
- Geleceği savunmak kutsal bir görevdir / 27.10.2025
- ‘Geleceği Savunmak’ için Sivas’tayız -6- / 26.10.2025
- ‘Geleceği Savunmak’ için Sivas’tayız -5- / 25.10.2025
- ‘Geleceği Savunmak’ için Sivas’tayız -4- / 24.10.2025
- Atatürk, istismarcıların oyununu bozmuştur / 01.11.2025
- BTP Cumhuriyet Şöleni düzenledi / 31.10.2025
- Atatürk, Cumhuriyeti anlatıyor / 30.10.2025
- 102. yaşın kutlu olsun Cumhuriyet / 29.10.2025
- Gençler geleceğimizdir / 28.10.2025
- Geleceği savunmak kutsal bir görevdir / 27.10.2025
- ‘Geleceği Savunmak’ için Sivas’tayız -6- / 26.10.2025
- ‘Geleceği Savunmak’ için Sivas’tayız -5- / 25.10.2025
- ‘Geleceği Savunmak’ için Sivas’tayız -4- / 24.10.2025















































































