logo
01 HAZİRAN 2025

Paşa ve dayı

19.05.2012 00:00:00
Kemal Sunal’ın 1979 yapımı bir filmi vardı hatırlarsınız; Bekçiler Kralı. Hepimiz gülerek izlemişizdir. Ama filmde anlatılan bizdik. Bizi yönetenlerdi. Makamlarında iş yapmak yerine el etek öpenlerdi. Filmde öne çıkan iki karakter vardı. Biri Şaban diğeri “Dayı” karakteri.
Şaban bir bekçidir ve bekârdır. “Dayı” isimli bide köpeği vardır. Tayini çıkar. O sırada Zeytinburnu’na (İstanbul) dayısı İçişleri Bakanı olan bir bekçinin de tayin haberi gelir. Bizim Şaban görev yerine gelir. Müdüriyete gider. İlk kimse sallamaz. Sonra nasıl olursa bir dayı cümlesi geçer. Bütün amirler el pençe. İçişleri Bakanının yeğeni zannederler Şabanı. Hâlbuki Şaban’ın bahsettiği “Dayı” evde beslediği köpeğidir.
Ama bu “Dayı” nelere kadir olur biliyor musunuz? Vatandaşa eziyet eden mahalledeki muhtara, bakkala, manava, tüp gaz bayine uyarılarda bulunur. Şaban bu kişiler tarafından karakola şikâyet edilir. Ne var ki, Şabanı İçişleri Bakanının yeğeni olduğunu sanan komiser, tüm şikâyetleri hasıraltı eder. Şaban ise mahalleli yararına bu fırsattan istifade edip, daha da başkaldırıp çöpleri toplatmayan temizlik işleri müdürüne, çocukları zehirleyen sanayi artıkları için kanalizasyon yaptırmayan fabrika sahibine kafa tutar. Sonunda her şey tatlıya bağlanıp mahalleli huzura kavuşur.
Yani Şaban’ın beslediği “dayı” nın adı bile yapılması gereken hizmetlerin yapılmasına yeter. Komiser, bakkal, manav, fabrika sahibi vs. korktukları şeyin İçişleri Bakanı değil de, Şaban’ın köpeği olduğunu anladıklarında (onlar) için iş işten geçmiştir. Çünkü Şaban artık bir halk kahramanı olmuştur. Haliyle arkasında halk olduğu için kimsede onu yıkamamıştı. Filmin sonunda (temsili olarak) Bakanda mahalleye gelip, ona “Dayı” olmayı kabul etmişti.
Artık o yıllarda ülkenin karışıklığından olsa gerek (!) ne Başbakan, ne İçişleri Bakanı; Nasıl bir köpeği bize benzetirsin, diye bir çıkışta bulunmamışlardı. Üstelik o yıllarda demokrasinin gözü görmüyor, elleri tutmuyor, ayakları da sakattı.
Yıllar geçti. Erdoğan’da Türkiye’nin başına geçti. Demokrasiye ABD’den gözlük getirtti. Yine ABD ve AB’den protez el ve ayak getirip demokrasiye monte ettirdi. Böylece demokrasimiz ABD’ci görmeye, AB’ci tutmaya ve yürümeye başladı. Millet ise hep aynı yerde duruyor.
Şimdi biz yine şu “dayı” meselesine dönelim. Kemal Sunal “dayı” benzetmesi yapmıştı. Bekir Çoşkun ise bir yazısında, birileri için “paşa” benzetmesine gitti. İleri demokrasi sahipleri ise daha ileri gitti.
Genel Kurmay üzerine alınmış olacak ki, ordunun en mahrem belgeleri, patentli birkaç gazetecinin elinde dolaşırken sesleri çıkmayan, silah arkadaşları dalga üstüne dalga yiyip, içeri alınan ve bunun gibi ordu üzerinden siyasi eleştiri ve hakarete ses çıkarmayan Genel Kurmay, bir anda açıklama üstüne açıklama yaptı. Hatta buna kişiye özel “muhtıra verdi” bile diyebiliriz.
Tabi ileri demokrasinin en önde gideni Sayın Başbakan da sürece dahil oldu. Komutanları göreve çağırdı. Bu adamı dava edin. Neden? Çünkü kaleminden irin damlıyor.
Sayın Erdoğan! O kalem, ya Müslüman kanı akıtsaydı veya akmasına sebep olsaydı ne derdiniz? Mesela Suriye veya Irak gibi… Artı kimse Çoşkun’u dava edemez. Çünkü “paşa, şeyh, şığ” vs. rütbe, kavram ve tanımlamalar 1930’larda kanunen kaldırıldı. Yani Türkiye’de resmi olarak “paşa” yok ama “dayı” çok.  
Tabi bu “paşa” tartışmaları çok geniş alanlara yayıldı. Katılanlar, katılmayanlar hatta “hoşt” diyenler bile oldu. Ama ortada da bir “paşa” gerçeği vardı. Onu da Yılmaz Özdil köşesinde ortaya koydu;       
“… İzmir Emniyet Müdürlüğü’nde eğitildi. Rottweiller cinsiydi. 150 testten geçti, narkotikte uzmanlaştı, 20 haftalık kursu birincilikle bitirdi, polis teşkilatına katıldı. Gümrüklerde görev yaptı, Diyarbakır’da en tecrübeli polisler bile şüphelenmezken, bulaşık makinesi içine zulalanan kokaini yakalayarak efsaneleşti, Adana’da 75 kilo eroini enseledi.
Geçen ay... Samsun’da Türk Polis Teşkilatı’nın 167’nci kuruluş yıldönümü vesilesiyle, zihinsel engelli çocuklarımız için gösteri yapıldı, en büyük alkışı o aldı. Adı ne? Paşa.”
Genel Kurmay, Bekir Çoşkun’u; “Dünyanın en disiplinli ordusu olarak gösterilen ordumuzda disiplini zedelemeye kalkmak... ” la suçladı. Aldığı cevap ise adeta sessiz milyonların sesiydi.
“…İyi de “dünyanın en disiplinli ordusunun” yarısı darbe yapmaya kalkmak suçundan hapiste... Önceki Genelkurmay Başkanı silahlı terör örgütü kurmaktan, kuvvet komutanları hükümeti devirmeye teşebbüsten, ordu komutanları darbe planlamaktan içeride... Ordunun en gizli belgeleri medyadan medyaya, Fatih Altaylı’nın dediği gibi tekerlekli bavullarla taşınıyor... Disiplini ben bozdum yani? ...
Son sözü ben söyleyeyim; Bekir Çoşkun gibiler Türkiye’nin sorunlarını görüyorlar. Ama tedaviyi hep başka yerlerde artı milletin kültür ve İnancına ters odaklarda aradıkları için çuvallıyorlar. Misal Bekir Çoşkun eğer davasında samimi ise geçen haftaki, Prof. Dr. Haydar Baş Beyin katıldığı Ehl-i Beyt kongresinin Türkiye ve İslam Coğrafyasının birlik ve beraberliğine etkilerini anlatır…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Akın Aydın / diğer yazıları
En düşük emekli maaşı ne kadar olacak?
Uzmanı rakamı açıkladı
PSG, Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu
Paris sokakları savaş alanına döndü
İsrail-ABD güdümlü yardımlar ölüm tuzağına dönüştü
En az 30 Müslüman öldü, 115 Müslüman yaralandı
Suriye yönetimine mali destek
Memur maaşlarını o iki devlet ödeyecek
Gezi Parkı olaylarının yıldönümü
Taksim demir ağlarla örüldü
PSG tarihindeki ilki tarihi bir skorla kazandı
PSG, Şampiyonlar Ligi şampiyonu
ABD'nin ateşkes önerisine Hamas: ‘10 esir serbest bırakılacak’
ABD: ‘Hamas’ın yanıtı kesinlikle kabul edilemez’
Fenerbahçe, sezonu galibiyetle kapattı
Maç istifa sesleriyle başladı
Marmaray'da çocuklarının yanında darbetmişti
Tutuklandı
İsrailliler Batı Şeria'da kaçak yerleşim kurmaya çalışıyor
Filistinlilere ait bir evin kalıntıları üzerine...
Erdoğan'ın hedefinde CHP var
'Bu ülkenin tarihini 100 yılla sınırlandırdı'
Sabrediyorlar ancak nereye kadar!
Sanayici gerçekten zor durumda
Çok kritik uyarı
Hesap numaranızı verirken iyi düşünün
Umreye gideceğiniz firmayı iyi araştırın!
Dini tur şirketleri şikayetlerin merkezinde
İşte 171 günde dönenlerin sayısı
Suriyelilerin dönmeye niyeti yok
En düşük emekli maaşı ne kadar olacak?
Uzmanı rakamı açıkladı
PSG, Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu
Paris sokakları savaş alanına döndü
İsrail-ABD güdümlü yardımlar ölüm tuzağına dönüştü
En az 30 Müslüman öldü, 115 Müslüman yaralandı
Suriye yönetimine mali destek
Memur maaşlarını o iki devlet ödeyecek
Gezi Parkı olaylarının yıldönümü
Taksim demir ağlarla örüldü
PSG tarihindeki ilki tarihi bir skorla kazandı
PSG, Şampiyonlar Ligi şampiyonu
ABD'nin ateşkes önerisine Hamas: ‘10 esir serbest bırakılacak’
ABD: ‘Hamas’ın yanıtı kesinlikle kabul edilemez’
Fenerbahçe, sezonu galibiyetle kapattı
Maç istifa sesleriyle başladı
Marmaray'da çocuklarının yanında darbetmişti
Tutuklandı
İsrailliler Batı Şeria'da kaçak yerleşim kurmaya çalışıyor
Filistinlilere ait bir evin kalıntıları üzerine...
Erdoğan'ın hedefinde CHP var
'Bu ülkenin tarihini 100 yılla sınırlandırdı'
Sabrediyorlar ancak nereye kadar!
Sanayici gerçekten zor durumda
Çok kritik uyarı
Hesap numaranızı verirken iyi düşünün
Umreye gideceğiniz firmayı iyi araştırın!
Dini tur şirketleri şikayetlerin merkezinde
İşte 171 günde dönenlerin sayısı
Suriyelilerin dönmeye niyeti yok
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.