Geçtiğimiz günlerde sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan İstanbul'la ilgili fikirlerini açıklıyor ve şunları söylüyor: "İstanbul'a gelene sormak gerek paran var mı? İşin var mı? Yerin var mı?" Bunu diyen mevcut iradeye seçimler geldiğinde seçmen sormayacak mı benim oyum var senin neyin var diye. Bu sözler sadece yetersizliğin, acizliğin ifadesi olsa gerek. En azından Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının ağzından çıkması güzel değil. Bir iktidar düşünün kendini başa getiren iradeye yani yüce Türk milletine hesap sorsun.Bir; milletin cebinde para varsa sizin başarınız, yoksa sizin mesuliyetiniz. Kimse doğup büyüdüğü toprakları, anasını, kardeşini, yarini bırakıp gurbet ele ekmek parası kazanmak için gitmek istemez. Lakin şartlar bunu gerektirdiği için İstanbul'a, taşı toprağı altın olan şehre iş bulmaya gidiyor. Barakada yaşamayı, aç kalmayı, itilip kakılmayı göze alarak gidiyor. Bunun sorumlusu da doğal olarak bizi yöneten iradedir ve onu seçen seçmenindir.İki; Başbakanın sorusu şu; "işin var mı?" Bu sorunun muhatabı da soruyu soran yerdir. Sorulan kişi de şunu diyecektir: "Siz bana iş verdiniz de ben mi çalışmadım."Ülkedeki gayrı resmi işsizlik oranı %15'lerde seyrederken işin var mı sorusunu sormak bile abesle iştigaldir.Üç; "yerin var mı?" Bu sorunun cevabı da elim bir tabloyu gözler önüne seriyor. Elimde bulunan üç beş dönüm arazim vardı, iş olmayınca para da olmayınca ne yapalım toprak mı yiyelim dedim, yabancı da gelip arazinin ederinden çok verince toprağımı da sattım. Tıpkı sizin özelleştirme adı altında Telekom, Erdemir vs. kurumları sattığınız gibi. Şimdi tarla parası da bitince ya nasip ya kısmet diyerek geldim buralara derler. Asgari ücretin 400 YTL, açlık sınırının 617 YTL 94 Ykr, yoksulluk sınırının 2 bin 12 YTL olduğu bir ülkede soruyu soran zevatın düşünmesi gerek.Yani iş yok, para yok, yer yok işin kötüsü sorumluluk üstlenen de yok. Unutulmaması gereken asıl konu milletin bir dönemliğine baş ettiği vekilleri dönem sonunda eski yerine gönderebileceğidir.Tabi bunu söyleyince biz büyük bir borç devraldık. Bizden önceki iktidarların yüzünden oldu diyebilirler. Fakat iktidara talip olanlar her şeyi üstlenerek talip olmalıdırlar. "Hamama giren terler."Adalet nerede, kalkınma nerede diye sorarlar. Millet olarak projesi olan bir partinin ve güçlü vizyon sahibi bir lideri başa geçirmenin zamanı gelmiştir. Bu tren son tren, bu şans son şanstır. Bunun için ayık olalım çevremizdeki dostlarımızı da ayıktıralım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012