Bir süredir hoşgörü ve özgürlükler üstünde duruyoruz. Günümüzün konusu… Söylenen her sözden bir anlam çıkartmak, onu cımbızlamak, kavga edecek bir ortam yaratmak veya ortamı germek moda oldu.
Ehl-i Beyt sevgisinin, Tanrı inancının tartışılmaya çalışıldığı ortamlardan hoşlanmıyorum. Yaşamdan ders almamış, hayatın sırlarını çözmek yerine her kim olursa olsun insanların inancını hor gören, onlara tek tip bir yaşam biçimi hazırlamaya çalışanlardan, her hangi bir farklı kültürü yok sayanların da yararına inanmıyorum.
Bu tür insanlardan ve ortamlardan elimden geldiğince uzak durmuşumdur. Yaratıcı'yı kullanarak yanlış yapanların, kutsal kitapları farklı yorumlayanların, sanki gidip gelmiş gibi öte dünyadan haber verenlerin sohbetlerine de hiç değer vermemişimdir.
Yaratılan her canlının bu dünyada bir görevi olduğunu, o görevi yerine getirmek için doğduğunu düşünürüm. Kimisi ibret almakla; kimisi de ibretlik olmakla görevlidir. İbretlik olmak insanoğlunun doğru yoldan ayrılması, sapkın düşüncelere kapılması, başkasının hakkını yemesi ile doğru orantılıdır.
Tarih boyunca yaşanan savaşları düşünelim. Sadece birkaç yöneticinin gücü elinde bulundurmak, bu güç sayesinde kendinden zengin ülke veya insanların elindekini almak için çıkarıldığı bilinen bir gerçektir. Savaşlarda mazlum insanların nasıl bir kıyıma uğradığını düşünün. Birileri yeni yerler fethetmek uğruna savaşırken, diğerleri de yaşadıkları yerleri kaybetmemek uğruna canlarını, gençliklerini, yaşamlarını, geleceklerini feda etmişlerdir. Yaratıcının mutlu olmak ve huzur içinde yaşamak için sunduğu dünyayı; kana ve gözyaşına boğarak; geride derin yaralar ve yıllarca onarılamayacak kırık hayatlar bıraktıkları, buna da kader dedikleri bir gerçeklik ortadadır.
Ramazan ayının bir hoşgörü ayı olduğu, bayram sabahı küslerin barışması için fırsat olarak gösterildiği, mutlu olmak için sevginin paylaşılması gerektiği, küçük yaşlarımızdan beri kulağımıza fısıldanır. Bunların ne kadarı gerçekleşiyor ki?
Bu günler yeni bir 'sevgi ve barış' ayının başladığı, hoşgörünün egemen olduğu, küslerin kucaklaştığı, yardımlaşmanın en üst düzeye çıktığı günler olmalıdır.
Hangi dinden olursa olsun, birbirimize saygıyı unutmamak, inananların inancını gerçekleştirmesine karışmamak, inanmayanlardan da aynı saygıyı beklemek durumundayız. Çağın modern koşulları her türlü insan ile yakınlaşmamıza, ortak işler yapmamıza, birlikte aynı ortamı paylaşmamıza neden oluyor.
Biliyoruz ki, eğer istese idi Allah, tüm insanları tek bir 'din'e inandırır; kötüleri yok eder, onları farklı yaratmazdı. Kültürümüz, rengimiz, ırkımız, ülkemiz farklı olmazdı. Bize tanınmış olan akıl çerçevesinde doğruyu, iyiyi, güzeli seçmek; bu tercihleri yaparken başkasına eziyet etmemek, herkesin bizim gibi hoşgörülü olmasını beklememek zorundayız.
Dünyada, dil-din-ırk-cins ayrımı sonucu çok farklı bir yaşam alanı oluşmuştur. Bunu bir zenginlik olarak algılamalı; onları tanımaya ve anlamaya çalışmalıyız.
Hoş olmayan şey; kendisi gibi inanmadığı, kendisi gibi yaşamadığı, kendisinin inandığı değerlere sahip olmadığı için insanları öldürmeye kalkışmak, savaşlar çıkartmaktır.
Bugün bizim coğrafyamızın zenginlikleri için savaş çıkartmaya çalışanlara karşı tüm gücümüzle direnmek, değerlerimizi korumak elbette görevimizdir. Öncelikle bu konudaki kararlılığımızı sergilemek, tehditlerin farkında olduğumuzu gösterecek tedbirleri almak zorundayız.
Fakirlik nasıl bir kader değilse, savaşta hayati zorunluluk olmadıkça seçilmesi gereken bir yol değildir.
Bunun için de geçmiş savaşlarda olduğu gibi ülke insanının yapı taşlarını birleştiren sevgi harcına ihtiyaç var. Bunu oluşturmak toplumun her kesimindeki liderlerin, çevresinde sözü dinlenen insanların başlıca görevi olup, çevresinde bozulan toplumun duygu dünyasına hitap ederek düzeltmeye çalışmaktır.
Her şeyin ayarının kaçtığı bu günlerde tüm bu insanlara daha çok ihtiyacımız var.
Sağlıkla kalın.
- Zirvede olmak… / 09.05.2025
- Bir saldırının düşündürdükleri… / 06.05.2025
- Yörükler… / 02.05.2025
- Bir 23 Nisan yazısı… / 23.04.2025
- Zalimler unutulur, mazlumlar anılır… / 18.04.2025
- Dost… / 15.04.2025
- Çöp dağları… / 11.04.2025
- Maaşının hırsızı… / 07.04.2025
- Rekabet ve geleceğin partisi olmak… / 05.04.2025