- Recep.Lâfzı, iştikak yollu çıkan isimler arasında sayılır. Kelime kökü de:- Tercip.Masdarı köküdür.Tercib ise. Araplara göre şu demeğe gelir:- Saygı. Yani: Tâzim.
Bu aya saygı gösterip tâzim edildiği zaman şöyle denir:- Ben bu aya saygılı oldum. (Recebtü hâzeşşehre)Bu tâbir, Habbab b. Münzir b. Cümuh'un sözünde dahi geçmiştir. Ki, bu Sakîfe-i Beni Sâide'de olmuştu. Şöyle ki:Rasûlüllah (s.a.v.) efendimiz vefat ettiği gün, tayin edilecek halife için, ansar ve muhacirin ihtilâfa düştüler. Bu arada, ansar, muhacirine şöyle dedi:- Bir emir sizden olsun; bir tane de bizden.Bu sırada, Habbab kızdı; kılıcını çekti ve şöyle dedi:- Ene cüzeylehal-Muhakkek ve uzaykuhal-mürecceb. (Kavmim arasında ulu, onların boyun eğip saygı gösterdiği biriyim.)Burada; bu cümlenin biraz lugat manâsına göre ayrıntılarına girelim:- Cüzayk.Tâbirini kullanmıştır ki; şu demeğe gelir:- Sahiplerine göre pek değerli bir hurma ağacıdır. Bilhassa, meyvelendiği zaman, devrilmemesi için ona dayanak verirler.- Recbe.Lâfzının bir başka manâsı dahi, şudur: Hurmalığın çevresindeki bina.Biraz da:- Cüzeylühal-MuhakkekDeyimi üzerinde duralım.Şu manâya gelir:- Bilhassa uyuz develerin sürtünüp kaşındığı hurma kütüğü. Yani Küçüğü.Denilmiştir ki:- Cezel.Kelimesinin manâsı şudur: Develerin sürtünüp kaşınmaları için, ağıllarına dikilen kütük.Bayezid, Yahya b. Ziyad Ferra'dan naklen şöyle anlattı:- Bu aya receb adının verilmesinin sebebi şudur ki: Bu ayda Araplar, hurmaları bol ağaçlara, destek verirler. Kökünden taa dalına kadar bağlarlar. Tâ ki: Rüzgâr sallayıp onun meyvelerini düşürmeye .Bu işi yaptıkları zaman da, şu tâbiri kullanırlar:- Reccebtün-nahle. (Yani: Hurmaya destek verdim.) Receb, tâbiri için şöyle diyen de vardır:- Tercib.Kelimesi şu manâyadır: Hırsızlık ve daha başka yollardan almak isteyenlerden, meyvelerinin yere düşmesinden korumak için, hurma dallarına dikenlik yapmak.Şöyle diyenler dahi vardır:- Hurmanın meyveli dallan eğildiği zaman, yere düşmemesi için ona verilen destek işinin adı: Tercib'dir.Şöyle diyenler dahi vardır:- O lâfız, Arap dilinden bir kelime olup bir şeyden heybete kapıldıkları zaman:- Reccebtüş-şey'e (O şeyden heybete kapıldım) Derler.
Bu aya saygı gösterip tâzim edildiği zaman şöyle denir:- Ben bu aya saygılı oldum. (Recebtü hâzeşşehre)Bu tâbir, Habbab b. Münzir b. Cümuh'un sözünde dahi geçmiştir. Ki, bu Sakîfe-i Beni Sâide'de olmuştu. Şöyle ki:Rasûlüllah (s.a.v.) efendimiz vefat ettiği gün, tayin edilecek halife için, ansar ve muhacirin ihtilâfa düştüler. Bu arada, ansar, muhacirine şöyle dedi:- Bir emir sizden olsun; bir tane de bizden.Bu sırada, Habbab kızdı; kılıcını çekti ve şöyle dedi:- Ene cüzeylehal-Muhakkek ve uzaykuhal-mürecceb. (Kavmim arasında ulu, onların boyun eğip saygı gösterdiği biriyim.)Burada; bu cümlenin biraz lugat manâsına göre ayrıntılarına girelim:- Cüzayk.Tâbirini kullanmıştır ki; şu demeğe gelir:- Sahiplerine göre pek değerli bir hurma ağacıdır. Bilhassa, meyvelendiği zaman, devrilmemesi için ona dayanak verirler.- Recbe.Lâfzının bir başka manâsı dahi, şudur: Hurmalığın çevresindeki bina.Biraz da:- Cüzeylühal-MuhakkekDeyimi üzerinde duralım.Şu manâya gelir:- Bilhassa uyuz develerin sürtünüp kaşındığı hurma kütüğü. Yani Küçüğü.Denilmiştir ki:- Cezel.Kelimesinin manâsı şudur: Develerin sürtünüp kaşınmaları için, ağıllarına dikilen kütük.Bayezid, Yahya b. Ziyad Ferra'dan naklen şöyle anlattı:- Bu aya receb adının verilmesinin sebebi şudur ki: Bu ayda Araplar, hurmaları bol ağaçlara, destek verirler. Kökünden taa dalına kadar bağlarlar. Tâ ki: Rüzgâr sallayıp onun meyvelerini düşürmeye .Bu işi yaptıkları zaman da, şu tâbiri kullanırlar:- Reccebtün-nahle. (Yani: Hurmaya destek verdim.) Receb, tâbiri için şöyle diyen de vardır:- Tercib.Kelimesi şu manâyadır: Hırsızlık ve daha başka yollardan almak isteyenlerden, meyvelerinin yere düşmesinden korumak için, hurma dallarına dikenlik yapmak.Şöyle diyenler dahi vardır:- Hurmanın meyveli dallan eğildiği zaman, yere düşmemesi için ona verilen destek işinin adı: Tercib'dir.Şöyle diyenler dahi vardır:- O lâfız, Arap dilinden bir kelime olup bir şeyden heybete kapıldıkları zaman:- Reccebtüş-şey'e (O şeyden heybete kapıldım) Derler.