''Yarım asra yaklaşan siyasi hayatı boyunca milletin takdiri ile geldiği tüm görevlerde faize dayalı ekonomik sistemle mücadele etmiş bir kardeşinizim.
Gelir adaletsizliğini bozan milyarlarca insanı kölesi haline getiren çarpık sisteme daima itiraz ettim. Faize dayalı bir ekonomik sistemi meşru göremeyeceğimizi sık sık ifade ettim. Rantiyenin sesi olan muhalefet bunda da hep karşımıza dikildi.
Doğru olan politikalarda dahil bu ülkenin hayrına dokunacak milli bir duruş sergileyemediler. Oysa insanlığı faize mahkum bırakan küresel sisteme itiraz etmek yerilecek değil takdir edilecek vakur bir tavırdır.
Faizsiz ekonomiye olan özlemimi şahsen bundan sonra da gür bir seda ile dillendirmeye devam edeceğim.''
Bu sözler kime ait?
132 milyar dolar borç ile devraldığı ülkemizi 520 milyar dolar borçlandıran
Cumhuriyet tarihinde ilk kez ana paradan çok borç faizi ödeyen
2023 yılında 600 milyar TL
2024 yılında 1.2 Trilyon TL
2025 yılının ilk 4 ayında 684 milyar TL yıl sonu itibarı ile 2 trilyon TL faiz, 22 yılın toplamında ise 610 milyar dolardan fazla faiz ödeyen tek parti iktidarının lideri Sayın Erdoğan'a ait.
86 milyon nüfuslu Türkiye'de bireysel kredi borcu bulunan vatandaşların sayısı 40 milyon 30 bin.
2025 Mayıs-Haziran dönemi verilerine göre, vatandaşların bankalar ve finans kuruluşlarına olan toplam bireysel kredi ve kredi kartı borcu 4 trilyon 569 milyar TL'ye ulaşmış durumda.
Ortalama kişi başına düşen borç miktarı ise 100 bin TL'yi aşıyor.
2024'te bankaların net kâr hacmi 659 milyar TL olmuş. İlk üçte ise 100.637 milyon TL ile Ziraat Bankası, 92.175 milyon TL ile Garanti Bankası 45.517 milyon TL kar ile de İş Bankası var.
Birde siyasi hayatında faizsiz ekonomi arayışında olan siyasetçilerimiz var.
Sıcak para
Türkiye: Vatandaşına cehennem, yabancıya cennet. Nasıl mı oluyor? Gel birlikte bakalım.
Diyelim ki İngiltere'den bir yabancı 100.000 Sterlin kredi çekiyor.
12 ay vadeli, aylık 8.614 Sterlin taksitle. Toplam geri ödeme: 103.368 Sterlin. Yani 1 yılda sadece 3.368 Sterlin faiz ödüyor.
Şimdi bu 100.000 Sterlini alıyor, Türkiye'ye getirip TL'ye çeviriyor. Güncel kurla (1 Sterlin = 52,50 TL): 5.250.000 TL ediyor.
Bu parayı Türkiye'de aylık net %3,6 faizle mevduata yatırıyor. Aylık kazancı: 190.000 TL Bu da güncel kurla yaklaşık: 3.600 Sterlin
Ne demek bu? İngiltere'de 1 yılda ödediği faizi, Türkiye'de 1 ayda kazanıyor! (Dilek Sönmez finansçı)
Bu sistemi kuranlar şimdi faizsiz ekonomi özlemini dillendiriyorlar.
Oysa faizsiz ekonominin kitabını 20 yıl önce yazan, dünya çağında 600 ekonomist tarafından değerlendirilen ve kabul gören modelin sahibi bir Türk oğlu Türk isi. Prof. Dr. Haydar Baş idi.
Bugün yapılan 'faizsiz ekonomi' açıklamalarını sırf bu mirası konmaktan başka bir amacı yoktur.
Çünkü var ve erişilebilir olana gitmek yerine özlem dile getirmek ya gerçeği inkardır ya da derin hesapların başlangıcıdır.
Milli Ekonomi Modeli
Prof. Dr. Haydar Baş ekonomi görüşlerini kitap haline getirmeden, iktidarda Ecevit-Bahçeli varken, Sayın Erdoğan siyasi yasaklıyken gazetemizde 25.10.2001 tarihli yayımlanan yazısında 'Milli Kalkınma Modeli'nin esaslarını' şöyle sıralıyordu:
1- Tamamen kendi insanımızın emeği, çalışması ve üretimiyle ülkemizin kalkınmasını ve ekonomik bağımsızlığını hedefleyen ekonomik modeldir.
2- Bu yönüyle milli kalkınma modeli, ülkeleri sömürmeyi hedef alan küresel güçlere karşı verilen mücadelenin de adıdır.
3- Bu model bir alternatif değil, ekonomik savaşın yaşandığı günümüz dünyasında yegane kalkınma modelidir.
Hedef nedir?
1- Maksat, ülkemizin kalkınması ve ekonomik bağımsızlığıdır. Ekonomik bağımsızlıktan kasıt, Türkiye'nin gerektiğinde her türlü mal ve hizmeti üretebilme gücüne sahip olması, iç ve dış ödemelerini borçlanmadan temin etmesidir.
2- Uluslararası sermayenin gelişmekte olan ülkelere karşı yürüttüğü ekonomik savaştan dolayı ülkemizde reel sektör, ileri teknoloji kullanan, büyük yatırım ve organizasyonları gerçekleştiren projeleri hayata geçirecek güçten uzaklaşmıştır.
3- Bu sebeple devlet, yeni ürünler geliştiren, yeni pazarlar bulan, yeni teknik ve yöntemlerin uygulandığı ve büyük sermaye yatırımlarının gerektiği alanlara girip, mamul ve yarı mamul üreterek reel sektöre öncülük yapacak; uzun vadede üretimimiz ve istikrarın sağlanması için stratejik malların üretimi garanti altına alınacaktır.
4- Reel sektör faaliyet dışı gelirlerle değil, üretimle para kazanmaya yönlendirilecektir.
5- Üreticinin sıfır maliyetle sermaye elde edebilmesi için, emisyonun genişletilmesi ve faiz giderlerinin kaldırılmasıyla elde edilecek kaynak, proje mukabili müteşebbise verilecektir.
6- Sigorta, vergi ve enerji gelirleri aşağıya çekilerek, maliyetlerin düşürülmesi temin edilecek; bu sayede halkımıza dış piyasa koşullarında rekabet edebilecek mal sağlanmış olacaktır.
7- Yerli üretim, ithal mallar karşısında korunacaktır.
8- Dışarıya satılan hammadde ve yarı mamullerin değer katılarak mamul haline geldikten sonra ihraç edilmesi sağlanacaktır.
9- Yapılacak yatırımlar, ekonomik açıdan öncelikli sektörlere dağıtılarak verimlilik yakalanacak ve yatırım hacmi ile daha yüksek bir büyüme hızı elde edilecektir.
10- Yabancı sermayenin, bir ülkeye enerji kaynaklarını veya doğal kaynakları kullanmak veya gümrük duvarlarını aşarak iç pazara mal ve hizmet satmak için geldiği bilinmektedir.
Gelişmekte olan ülkeleri sömürme mantığı dışında yatırım yaptığı ülkeyle 'ekonomik kader birliği' yapacak ve kazandığı paranın tamamını bu ülke içinde tekrar yatırıma dönüştürecek anlayışta olan yabancı sermayeye her türlü teşvik ve kolaylık sağlanacaktır.
11- Döviz kurlarını belirsizleştirmesi ve döviz riskine sebep olması dolayısıyla ve sermaye hareketleri üzerinde daraltıcı etkileri ve üreticimizin en riskli maliyet unsuru olması sebebiyle 'dalgalı kur politikasına son verilecektir. Türk parasının değeri, Merkez Bankası eliyle korunacak, dolarizasyonu önleyecek tedbirler alınacaktır.
12- Bankacılık kesimi, devlet denetimi altında olacak, faiz hadlerinin belirlenmesinde, banka kredilerinin sektörler ve firmalar arasındaki yatırımlarının dağılım ve yapısı kontrol altında tutulacaktır.
13- Uluslararası tahkim uygulamasına son verilecektir.
14- Gümrük Birliği, milli çıkarlarımız doğrultusunda tekrar gözden geçirilecektir.
15- Spekülatif para ve sermaye hareketlerine karşı tedbirler alınacaktır.
16- İşçi ve memurdan vergi alınmayacak; geliri belli bir seviyenin altında olan üretici ve pazarlamacıdan da vergi alınmayacaktır.
17- Tarım ve hayvancılık, ormancılık ve madencilik desteklenecek; bu işletmelerin devreye girmesi için faizsiz kredi verilecektir."
Bunlar hayal değil dünyanın kabul ettiği gerçeklerdi. Milletimiz hayalperestlerin peşine gitti.
Gelir adaletsizliğini bozan milyarlarca insanı kölesi haline getiren çarpık sisteme daima itiraz ettim. Faize dayalı bir ekonomik sistemi meşru göremeyeceğimizi sık sık ifade ettim. Rantiyenin sesi olan muhalefet bunda da hep karşımıza dikildi.
Doğru olan politikalarda dahil bu ülkenin hayrına dokunacak milli bir duruş sergileyemediler. Oysa insanlığı faize mahkum bırakan küresel sisteme itiraz etmek yerilecek değil takdir edilecek vakur bir tavırdır.
Faizsiz ekonomiye olan özlemimi şahsen bundan sonra da gür bir seda ile dillendirmeye devam edeceğim.''
Bu sözler kime ait?
132 milyar dolar borç ile devraldığı ülkemizi 520 milyar dolar borçlandıran
Cumhuriyet tarihinde ilk kez ana paradan çok borç faizi ödeyen
2023 yılında 600 milyar TL
2024 yılında 1.2 Trilyon TL
2025 yılının ilk 4 ayında 684 milyar TL yıl sonu itibarı ile 2 trilyon TL faiz, 22 yılın toplamında ise 610 milyar dolardan fazla faiz ödeyen tek parti iktidarının lideri Sayın Erdoğan'a ait.
86 milyon nüfuslu Türkiye'de bireysel kredi borcu bulunan vatandaşların sayısı 40 milyon 30 bin.
2025 Mayıs-Haziran dönemi verilerine göre, vatandaşların bankalar ve finans kuruluşlarına olan toplam bireysel kredi ve kredi kartı borcu 4 trilyon 569 milyar TL'ye ulaşmış durumda.
Ortalama kişi başına düşen borç miktarı ise 100 bin TL'yi aşıyor.
2024'te bankaların net kâr hacmi 659 milyar TL olmuş. İlk üçte ise 100.637 milyon TL ile Ziraat Bankası, 92.175 milyon TL ile Garanti Bankası 45.517 milyon TL kar ile de İş Bankası var.
Birde siyasi hayatında faizsiz ekonomi arayışında olan siyasetçilerimiz var.
Sıcak para
Türkiye: Vatandaşına cehennem, yabancıya cennet. Nasıl mı oluyor? Gel birlikte bakalım.
Diyelim ki İngiltere'den bir yabancı 100.000 Sterlin kredi çekiyor.
12 ay vadeli, aylık 8.614 Sterlin taksitle. Toplam geri ödeme: 103.368 Sterlin. Yani 1 yılda sadece 3.368 Sterlin faiz ödüyor.
Şimdi bu 100.000 Sterlini alıyor, Türkiye'ye getirip TL'ye çeviriyor. Güncel kurla (1 Sterlin = 52,50 TL): 5.250.000 TL ediyor.
Bu parayı Türkiye'de aylık net %3,6 faizle mevduata yatırıyor. Aylık kazancı: 190.000 TL Bu da güncel kurla yaklaşık: 3.600 Sterlin
Ne demek bu? İngiltere'de 1 yılda ödediği faizi, Türkiye'de 1 ayda kazanıyor! (Dilek Sönmez finansçı)
Bu sistemi kuranlar şimdi faizsiz ekonomi özlemini dillendiriyorlar.
Oysa faizsiz ekonominin kitabını 20 yıl önce yazan, dünya çağında 600 ekonomist tarafından değerlendirilen ve kabul gören modelin sahibi bir Türk oğlu Türk isi. Prof. Dr. Haydar Baş idi.
Bugün yapılan 'faizsiz ekonomi' açıklamalarını sırf bu mirası konmaktan başka bir amacı yoktur.
Çünkü var ve erişilebilir olana gitmek yerine özlem dile getirmek ya gerçeği inkardır ya da derin hesapların başlangıcıdır.
Milli Ekonomi Modeli
Prof. Dr. Haydar Baş ekonomi görüşlerini kitap haline getirmeden, iktidarda Ecevit-Bahçeli varken, Sayın Erdoğan siyasi yasaklıyken gazetemizde 25.10.2001 tarihli yayımlanan yazısında 'Milli Kalkınma Modeli'nin esaslarını' şöyle sıralıyordu:
1- Tamamen kendi insanımızın emeği, çalışması ve üretimiyle ülkemizin kalkınmasını ve ekonomik bağımsızlığını hedefleyen ekonomik modeldir.
2- Bu yönüyle milli kalkınma modeli, ülkeleri sömürmeyi hedef alan küresel güçlere karşı verilen mücadelenin de adıdır.
3- Bu model bir alternatif değil, ekonomik savaşın yaşandığı günümüz dünyasında yegane kalkınma modelidir.
Hedef nedir?
1- Maksat, ülkemizin kalkınması ve ekonomik bağımsızlığıdır. Ekonomik bağımsızlıktan kasıt, Türkiye'nin gerektiğinde her türlü mal ve hizmeti üretebilme gücüne sahip olması, iç ve dış ödemelerini borçlanmadan temin etmesidir.
2- Uluslararası sermayenin gelişmekte olan ülkelere karşı yürüttüğü ekonomik savaştan dolayı ülkemizde reel sektör, ileri teknoloji kullanan, büyük yatırım ve organizasyonları gerçekleştiren projeleri hayata geçirecek güçten uzaklaşmıştır.
3- Bu sebeple devlet, yeni ürünler geliştiren, yeni pazarlar bulan, yeni teknik ve yöntemlerin uygulandığı ve büyük sermaye yatırımlarının gerektiği alanlara girip, mamul ve yarı mamul üreterek reel sektöre öncülük yapacak; uzun vadede üretimimiz ve istikrarın sağlanması için stratejik malların üretimi garanti altına alınacaktır.
4- Reel sektör faaliyet dışı gelirlerle değil, üretimle para kazanmaya yönlendirilecektir.
5- Üreticinin sıfır maliyetle sermaye elde edebilmesi için, emisyonun genişletilmesi ve faiz giderlerinin kaldırılmasıyla elde edilecek kaynak, proje mukabili müteşebbise verilecektir.
6- Sigorta, vergi ve enerji gelirleri aşağıya çekilerek, maliyetlerin düşürülmesi temin edilecek; bu sayede halkımıza dış piyasa koşullarında rekabet edebilecek mal sağlanmış olacaktır.
7- Yerli üretim, ithal mallar karşısında korunacaktır.
8- Dışarıya satılan hammadde ve yarı mamullerin değer katılarak mamul haline geldikten sonra ihraç edilmesi sağlanacaktır.
9- Yapılacak yatırımlar, ekonomik açıdan öncelikli sektörlere dağıtılarak verimlilik yakalanacak ve yatırım hacmi ile daha yüksek bir büyüme hızı elde edilecektir.
10- Yabancı sermayenin, bir ülkeye enerji kaynaklarını veya doğal kaynakları kullanmak veya gümrük duvarlarını aşarak iç pazara mal ve hizmet satmak için geldiği bilinmektedir.
Gelişmekte olan ülkeleri sömürme mantığı dışında yatırım yaptığı ülkeyle 'ekonomik kader birliği' yapacak ve kazandığı paranın tamamını bu ülke içinde tekrar yatırıma dönüştürecek anlayışta olan yabancı sermayeye her türlü teşvik ve kolaylık sağlanacaktır.
11- Döviz kurlarını belirsizleştirmesi ve döviz riskine sebep olması dolayısıyla ve sermaye hareketleri üzerinde daraltıcı etkileri ve üreticimizin en riskli maliyet unsuru olması sebebiyle 'dalgalı kur politikasına son verilecektir. Türk parasının değeri, Merkez Bankası eliyle korunacak, dolarizasyonu önleyecek tedbirler alınacaktır.
12- Bankacılık kesimi, devlet denetimi altında olacak, faiz hadlerinin belirlenmesinde, banka kredilerinin sektörler ve firmalar arasındaki yatırımlarının dağılım ve yapısı kontrol altında tutulacaktır.
13- Uluslararası tahkim uygulamasına son verilecektir.
14- Gümrük Birliği, milli çıkarlarımız doğrultusunda tekrar gözden geçirilecektir.
15- Spekülatif para ve sermaye hareketlerine karşı tedbirler alınacaktır.
16- İşçi ve memurdan vergi alınmayacak; geliri belli bir seviyenin altında olan üretici ve pazarlamacıdan da vergi alınmayacaktır.
17- Tarım ve hayvancılık, ormancılık ve madencilik desteklenecek; bu işletmelerin devreye girmesi için faizsiz kredi verilecektir."
Bunlar hayal değil dünyanın kabul ettiği gerçeklerdi. Milletimiz hayalperestlerin peşine gitti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Tek parti iktidarı fakirden alıp zengine veriyor / 01.09.2025
- Yandaş medya nereye koşuyor, yargı ne yapıyor? / 31.08.2025
- Bu zafer öyle üç satır ile gerçekleşmedi, bakın nasıl gerçekleşti? / 30.08.2025
- Öcalan-Kandil- DEM açık, AKP-MHP kapalı oynuyor / 29.08.2025
- Bugüne kadar hangi asker veya askerler anayasa yaptı? / 28.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025
- Yandaş medya nereye koşuyor, yargı ne yapıyor? / 31.08.2025
- Bu zafer öyle üç satır ile gerçekleşmedi, bakın nasıl gerçekleşti? / 30.08.2025
- Öcalan-Kandil- DEM açık, AKP-MHP kapalı oynuyor / 29.08.2025
- Bugüne kadar hangi asker veya askerler anayasa yaptı? / 28.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025