Dünya, robotların hayatımızda yer almasıyla olası tehlikeleri felsefi olarak tartışadursun, kas gücüne dayalı işsizliğin artması bir kaçınılmaz. Peki, "alet işler el övünür" atasözünü ne yapalım? Övünmek karın doyurur mu? Bunlara bir bakalım.
Sanayi devrimi ile üretim kanallarının önündeki teknik engellerinin kalktığını daha önce duymuş olmalısınız. Yani daha önce belli bir el emeği ile bir adet üretilen bir mamul, sanayi devriminden sonra aynı sürede binlercesi üretilebilir hale geldi. İnsanların temel ihtiyaç maddesi olan tarım mamulleri açısından baktığımızda daha önce karasabanla günler süren belli büyüklükte bir toprağı sürme işlemi şimdi traktörle bir iki saatte bitiyor. Bu sayede eskiden bir birim üretilen falanca bir tarım ürünü artık yüz kat, bin kat daha fazla üretilebilir oldu. Hayvansal gıda üretiminde de benzer teknolojik gelişmelerin faydalarını gördük. Bu artış aslına bakılırsa insan nüfus artışının kat ve kat üstünde. Bu açıdan bakılırsa insan ihtiyaçlarının karşılanması noktasında miktar açısından hiçbir sıkıntı görünmüyor.
Temel ihtiyaçlardan olan barınma ihtiyacını karşılayan inşaat sektörüne baktığımızda, vinçler, kepçeler, harç makinaları, hazır beton, hazır kalıp duvarlar ve daha adını bilmediğim nice teknolojik gelişmeler inşaat yapım hızını inanılmaz arttırdı. 1000 konutluk bir projenin tüm ayrıntılarıyla bir yılda tamamlandığını gözlerimle gördüm. Eskiden bir vincin yaptığını belki yüzlerce insan yapıyordu. Vincin icadı ile muhtemelen insan gücü farklı alanlara kaymış oldu, aynı yukarıda tarım örneğinde traktörün icadı ile insan gücünün farklı alanlara kaymış olması gerektiği gibi. Mesela belki vinç üreten tesiste çalışmaya başlandı. Ya da üretim sürecini hızlandıran diğer aletlerin üretiminde çalışmaya başladılar. Ama öyle veya böyle toplam insan kas gücü ihtiyacında azalma oldu. İhtiyaç kas gücünden beyin gücüne doğru kaymaya başladı.
Bir vinç, operatörü ile birlikte çalıştığı için belki ona robot denmez ama sonuçta yüzlerce insanın kas gücüne denk bir gücün sadece bir insan ile kontrol edilebilmesi açısından müthiş bir buluş. Şimdi insanların rutin yaptıkları, çok komplike zeka gerektirmeyen ve programlanabilir makineler ile yapılmaya başlanan iş sahaları gelişiyor. Mesela temizlik robotları. Bir evin tozunu tek başına 1-2 saat içinde alabiliyor. Evin haritasını çıkarıyor. Engel olan nesneleri tanıyor. Uygun yükseklikte olanların üzerinden aşıyor. Aşamadıkları nesnelerin etrafından dolanıyor vs. Çalışan bir bayanın evine büyük bir kolaylık getiriyor. Ama muhtemelen aynı bayanın evine temizlik için çağırdığı başka bir bayanı işinden edecek. Ama birileri bu robotların üretildiği fabrikalarda çalışıyor olacak.
Peki, robotlar insanları işsiz bırakmaya aday diye bunlara karşı mı olmalıyız? Mesela elektrikle çalışan arabalar yaygınlaşınca petrol üretimine ihtiyacı azaltacak ve bu sahada ekmek yiyen birçok kişiyi işsiz bırakacak diye itiraz mı etmeliyiz? Tabii ki hayır. Aslında teknolojik gelişmeler insan hayatını kolaylaştırmakla tüm dünya insanlarına kolaylık getirme potansiyeline sahip. Ama burada asıl mesele eskisinden daha fazla üretim kabiliyetine sahip olan bir devletin üretiminin karşılığı olarak insanlara pay edeceği geliri ne seviyede tutacağı. Teknolojik gelişmelerle insanlar daha az çalışmak zorunda kalabilir.
Peki, bu kötü bir şey mi? İnsanların daha az çalışmak zorunda kalması iyi bir şey. Önemli olan devletin toplamdaki üretiminin artıyor olması. İnsanların bu üretimden faydalanmasını sağlamak ise tamamıyla devletin paylaştırma politikasıyla alakalı.
Devlet ürettiği toplam mal ve hizmetin karşılığı olarak bastığı parayı vatandaşların tamamına pay ettiği zaman, insanlar bu mal ve hizmetten payına düşeni alabildiğinde bir şeyler icat ettiği için daha az çalışmak zorunda kalmasının faturasını ödemek zorunda kalmaz. İnsanlar hayatı kolaylaştıran şeyler icat ettiğine pişman olmamalı. İşte Milli Ekonomi Modeli bu açıdan bakıldığı zaman aslında tüm teknolojik gelişmelere açık ve felsefi olarak da destekleyen bir tasarıma sahip.
Milli Ekonomi Modeli ile üretimin önündeki engellerin finansal olarak kalktığı bir süreçte tam istihdamı sağlayabildiği gibi, teknolojik gelişmeleri hızlandırarak insanın daha az çalışmak suretiyle enerjisini daha entelektüel faaliyetlere aktarabilmesine imkân sağlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Gülelçin / diğer yazıları
- Kaçınılmaz arz fazlası / 14.04.2025
- Vasiyet ve sözleşme / 13.04.2025
- Chat Gpt ile MEM üzerine / 04.04.2025
- Gençlerin yurt dışı hayalleri / 03.02.2025
- Uzayda yaşam / 28.01.2025
- Terörist muhalifler! / 12.12.2024
- Mustafa / 09.11.2024
- Üçüncü boyut / 29.10.2024
- Erzincan altın madeni / 09.10.2024
- Bağımlılıktan kurtulmak / 01.10.2024
- Vasiyet ve sözleşme / 13.04.2025
- Chat Gpt ile MEM üzerine / 04.04.2025
- Gençlerin yurt dışı hayalleri / 03.02.2025
- Uzayda yaşam / 28.01.2025
- Terörist muhalifler! / 12.12.2024
- Mustafa / 09.11.2024
- Üçüncü boyut / 29.10.2024
- Erzincan altın madeni / 09.10.2024
- Bağımlılıktan kurtulmak / 01.10.2024