Sahife-i Seccadiye

Salat ve selam Allah'ın biricik sevgilisi Muhammed Mustafa ve O'nun tertemiz atalarının ve evlatlarının üzerine olsun.

İmam Zeynelâbidîn Ali b. Hüseyin es-Seccâd… "Allah'a ibadet eden abidlerin süsü" anlamına gelen "Zeynelâbidîn" unvanı ile "Allah'a çokça secde eden" anlamındaki "es-Seccad" O'nun unvanlarından sadece ikisi… 12 İmamların her biri harikulade güzellik ve yücelikleri bünyesinde barındıran Allah'ın seçilmişleridir…

Muhammed b. Müslim Zühri, İmam Zeynelâbidîn'i şöyle tasvir eder: "İmam Zeynelâbidin'in (a.s) ilmine, zühdüne, takvasına ve manevi makamına meczup olmuşumdur. Hiçbir Kureyş'liyi Hüseyin oğlu Ali'den daha takvalı ve daha üstün göremedim. Gördüğüm en bilgili ve en iyi Haşimi Hüseyin oğlu Ali idi." 

Sahife-i Seccadiye eseri eşsiz bir eserdir. Ehl-i Beyt dünyasında Kur'an'ın ikiz kardeşidir şeklinde nam salmıştır…

İmam Zeynelâbidîn Efendimiz, kendisine bahşedilen eşsiz belagat yeteneği, Arap dilinin üstün ifade yöntemlerini kullanma gücü, rabbani beceresi sayesinde, en parlak anlamları ve en ince mesajları, insanın rabbiyle olan bağını, yaratıcısı karşısında vicdani coşkusunu, yaratılışı ve ahretiyle bağlarını göz kamaştırıcı bir şekilde ortaya koymuştur. Bunların somut ifadesi olan ahlaki değerleri, hakları ve görevleri gözler önüne sermiştir. İmam Ali b. Hüseyin (a.s), dua aracılığıyla İslâm toplumunda manevi bir havanın meydana gelmesini sağlamıştır. Azgınlık dalgalarının iyice hırpaladığı Müslüman insanın şahsiyetinin kökleşmesini büyük ölçüde başarmıştır. 

Sahife-i Seccadiye sadece Allah ile raz-u niyaz ve onun dergâhından istekler, hacetler içermemektedir; İslami ilim ve maarifi içeren engin bir denizdir ki; inançsal, kültürel, sosyal, siyasal meseleler ve bazı doğal kanunlar, şer'i hükümler dua kalıbında ortaya konulmuştur. Sahife-i Seccadiye taşıdığı önem ve eşsiz değerden dolayı İslam tarihinde müteaddit defalar Arapça, Farsça dillerinde şerh edilmiştir.

Seyyid Muhsin Emin el-Amuli şöyle der: "Sahife'nin lafızlarının belagati, rakipsiz fesahati, içeriğinin yüceliği, yüce Allah karşısında tezellülü ifade eden, O'na övgüleri içeren olağanüstü ibareleri, Allah'ın affını, keremini talep ederken başvurulan akıl almaz yöntemleri ve Allah'a tevessül ederken esas alınan edebi üslubu en güçlü bir şekilde gösteriyor.

İbn-i Cezvi, "Hasaisu'l Eimme" kitabında şöyle yazmaktadır:

"Ali b. Hüseyin, Zeynelâbidîn'in imla, inşa, konuşma niteliği, hitap ve Allah yanında hacetlerin arz edilmesi açısından Müslümanların üzerinde talim hakkı vardır. Zira eğer o olmasaydı, Müslümanlar Allah-u Teâlâ'ya dileklerini arz edemeyecek ve O'nunla nasıl konuşacaklarını bilemeyeceklerdi. Dolayısıyla O İmam (a.s), insanlara istiğfar edildiğinde Allah'a nasıl hitap edileceğini öğretmiş ve Allah'tan yağmur rahmetini istediklerinde, hangi dille ve nasıl bunu yapacaklarını; düşmandan korkulduğunda, Allah'a nasıl sığınılacağını ve düşmanların kötülüklerinden nasıl kurtula bilineceğini öğretmiştir.

İmam Seccad Efendimiz dualarda ilk önce Allah'a hamd ve övgüde bulunmuş, sonra Hz. Peygamber (s.a.a) ve ailesine selam göndermiştir. Öyle ki bu kitapta  salavatın yer almadığı neredeyse bir dua dahi yoktur. Sonunda ise Allah'tan dilek ve hacetlerini istemektedir.

Sahife-i Seccadiye, yalnızca Allah'a dua ve yakarış; O'ndan hacetlerin istendiği bir dua kitabı değildir. İçinde birçok İslami bilim ve marifetleri de barındırmaktadır. İçinde inanç, kültürel, sosyal, toplumsal, siyasi, doğa yasaları ve şeri hükümler dua formatında açıklanmıştır. Allah'la ilişki kurmak için çeşitli zamanlar ve farklı hallerin iktizasına göre dualar beyan edilmiştir.