Savaş hazırlığında istikşafi görüşmeler

Önceki gün Yunanistan ile istikşafi (keşif amaçlı) görüşmelerin 61'incisi İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleşti. Öğlen saatlerinde başlayan görüşme 2,5 saat sürdü.

Gündem ve içerik gizli tutuldu, toplantı sonrası herhangi bir açıklama yapılmadı.

Bundan önceki istikşafi görüşme 5 yıl önce Mart 2016'da Atina'da yapılmıştı.

Bundan sonraki ise yine Atina'da yapılacak ve Şubat'ta düşünülüyor.

Görüşmede Türk heyete Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlık etti. Ama heyetin içinde Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın'ın yer alması oldukça dikkat çekti.

Yunan heyete ise başkanlık eden isim Kıdemli Büyükelçi Pavlos Apostolidis oldu.

Görüşmenin hangi çerçevede yapılacağı konusunda taraflardan farklı açıklamalar vardı. Yunanistan, sadece deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasının görüşüleceğini, İstanbul'a gelen heyetin bu görev tanımıyla yetkilendirildiğini kaydetti.

Türkiye ise görüşmelerin tarafların görüş ayrılığı yaşadığı tüm konuları kapsaması gerektiğini vurguluyordu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "60 turda ne görüşüldüyse 61'inci turda da aynı konular ele alınacak. Sorunların tamamının çözülmemesi durumunda gerginlikler devam edecek" demişti.

2,5 saat boyunca ne görüşüldü, yetkililerimiz detaylı bir açıklama yapmadığı için tam olarak bilemiyoruz ama Yunanistan'ın adımları, Yunan basınındaki haberler, ABD ve AB'den gelen memnuniyet açıklamaları gelişmelerin Türkiye lehine olmadığının açık göstergesi. Zaten aleyhimize olan gelişmeleri önce dışarıdan öğreniyoruz.

İstikşafi görüşmenin olduğu gün AB dışişleri bakanları videokonferans yöntemiyle bir araya geldi ve Türkiye'ye yönelik Aralık ayındaki liderler zirvesinde kararlaştırılan yaptırımları rafa kaldırdı. "Olumlu gelişmeler kaydedildiğini gördüğümüz için Türkiye'ye karşı bugün yaptırım kararı almadık" diyen Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Ankara'dan gelen sinyallerin kalıcı olmasını beklediklerini söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price ise, Washington yönetiminin görüşmelerin yeniden başlamasını memnuniyetle karşıladığını duyurdu. Ege ve Doğu Akdeniz'de yaşanan tüm gerilimlerde hep Yunanistan'ın safında yer alan, Türkiye'ye olan düşmanlıklarını gizlemeyen bu ülkelerin memnuniyetleri oldukça düşündürücü.

Türkiye ile istikşafi görüşmeye oturan Yunanistan ise Türkiye'ye karşı savaş pozisyonu almaya, her türlü askeri hazırlıkları artırmaya devam etti.

Bir taraftan Yunan heyeti İstanbul'a gelerek Türk heyetle görüşürken, aynı gün Yunanistan Fransa ile Rafale savaş uçaklarının anlaşmasını yapıyordu.

İstikşafi görüşmelerin yeniden başlamasının Yunanistan için iki anlamı var:

Birincisi, AB ve ABD baskısıyla Türkiye'yi masada tavize zorlamak.

İkincisi ise, savaş hazırlığı konusunda zaman kazanmak.

Bakın, Yunanistan Ege ve Doğu Akdeniz konusunda hangi adımları attı:

Lozan'a göre bize ait olan 19 adamızı ve 1 kayalığımızı işgal etti, silahlandırdı ve buralara belediye başkanları atayarak, resmi binalarını açtı. Yunan Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı bu adalara ziyaret ederek, Türkiye'ye karşı provokatif söylemler kullandılar.

Yunanistan savunma bütçesini 5 kat artırdı.

İsrail ile savunma işbirliğine gitti. Ege Denizi'nin ortasındaki İskiri Adası'na İsrail'den satın alınacak insansız hava araçlarıyla bir drone üssü kurulacak.

Yunanistan'ın batısındaki İyon Denizi için aldıkları karasularını 12 mil genişletme kararını, Girit'in doğusu ve güneyi için de aldılar. Bu, Türkiye'nin yetki alanına açık müdahale anlamına geliyor. Fransa ile 18 adet Rafale savaş uçağı konusunda anlaştı. Yunan medyası bu anlaşmayı, "Atina ve Paris Türk planlarını suda boğdu" başlıklarıyla duyurdu.

Yunanistan Fransa'dan ayrıca fırkatenynler de alacak.

Fransız uçak gemisi Charles de Gaulle, Yunanistan'a destek için Doğu Akdeniz'e geliyor. Uçak gemisinin yanında Yunan donanmasına ait fırkateynler ve savaş gemileri de olacak.

Fransa ve Yunanistan'ın 2021 boyunca birçok tatbikat gerçekleştirecek. Fransız savaş uçakları da Doğu Akdeniz'de uçacak. Yunanistan tarafından 12-22 Nisan tarihlerinde organize edilecek tatbikatta Fransa'nın yanı sıra ABD, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve İtalya hava kuvvetleri de yer alacak. Geçen yıl, Yunan ordusu, ABD, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Güney Kıbrıs gibi ülkelerle birçok tatbikata girişmişti.

ABD, Güney Kıbrıs'a uygulanan 30 yıllık silah ambargosunu kaldırdı.

Washington bununla da kalmadı, uçak gemisi USS Dwight D. Eisenhower'ı Girit'e göndererek Yunan donanmasıyla tatbikat yapmasını sağladı.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Girit'teki Suda Üssü'nü Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'le birlikte gezdi, Türkiye'ye mesaj verdi.

ABD, bununla da kalmayıp Suda Üssü'ne bir savaş gemisi konuşlandırdı.

Atina yönetimi, ABD'den 24 adet F-35 savaş uçağı istedi. ABD'nin Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt, F-35'ler için gelen talepten büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi.

Yunanistan, Lozan'a aykırı olmasına rağmen, Türkiye sınırındaki Dedeağaç'ta bir ABD askeri üssüne onay verdi.

Bu ve daha birçok askeri hamleye imza atan Yunanistan'la istikşafi görüşmeler yapıyoruz. Üstelik Yunan Başbakanı Miçotakis'in "Artık yaşanan sorunlar Yunanistan ile Türkiye arasında değil, AB ile Türkiye arasında" dediği bir atmosferde.

Yunanistan şartlarını dayatıp, kendi lehine sınırlarını çizerken ve bizler ise Türkiye olarak her şeye rağmen "önkoşulsuz" masaya oturmuşken.

Dış politikada bu tıkanmışlığımızın sebebini Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş bir cümleyle özetliyor:

"Türkiye'nin dış politikası, küresel bir kaç ülkenin iç politikası haline geldi."

Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi "Ne AB, ne ABD tek çözüm bağımsız Türkiye" demedikçe, bunun gereği olarak Milli Ekonomi Modeli'ni ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezini hayata geçirmedikçe asla bu kötü gidişatı düzeltemeyiz.

Biz istikşafi görüşmelerle oyalanırken, onlar atlarını alıp Üsküdar'ı rahatlıkla geçerler.