Sen ne yücesin ‘iyilik’

Her Allah'ın günü iç karartıcı haberleri istemeyerek izlemek zorunda kalsak da zaman zaman iç açıcı haberlere de rastlamak mümkün sevgili okurlar.

İşte onlardan biri: "Bingöl'de isminin açıklanmasını istemeyen bir kişi, bakkal bakkal gezerek borç defterlerindeki vatandaşların borçlarını ödeyerek örnek bir davranış gösterdi.

Genç ilçesinde isminin açıklanmasını istemeyen bir hayırsever, ilçedeki bakkalları tek tek gezip mağdur vatandaşların veresiye defterini alarak borcunu kapattı. Hayırseverin yaptığı örnek davranış ise esnafları çok mutlu etti. 30'a yakın bakkalı gezen hayırseverin yaklaşık 100 bin TL tutarında bir borç ödeyerek hem esnafı sevindirdiği hem de ihtiyaç sahibi vatandaşlara destek olduğu öğrenildi. Esnaflar da iş yerlerinin camlarına "Bugün itibariyle tüm borçlarınız ödenmiştir" yazısı astı.

Sen ne yücesin ey "iyilik"… Dünyada iyilik yapmaktan daha yüce bir ibadet gösteremezsiniz. İyilik yapmak Allah'ın seçtiği yüce kullarının hasletidir. İyilik yapmak ve cömert olmak her kula nasip olmaz. Bundandır ki, Hz. Peygamber, kavmine her daim hizmet etmiş ve "kavmin efendisi o kavme hizmet edendir" buyurmuştur.

Bu hayırsever vatandaşımızın haberini izlerken birden gönlümde 12 İmamlar canlandı. Hz. İmam Ali Efendimizin hazinenin tüm gelirlerini eşit ve adil dağıtımı, vatandaşlık maaşı geldi aklıma… İmam Zeynel Abidin Efendimizin geceleyin hiç kimselerin haberi olmadan yoksulların kapılarına bıraktığı erzaklar geldi aklıma… İmam Zeynel Abidin Efendimiz vefat ettiğinde erzakları dağıtanın kendileri olduğu ortaya çıkar. Çünkü artık erzak dağıtan olmadığından tüm halk bu iyiliği yapanın İmam Zeynel Abidin olduğunu anlamış olurlar. İmam Muhammed Bakır, babalarını son yolculuğuna uğurlama işleminde mübarek vücutlarını yıkarken omuzlarındaki izlerin yoksullara erzak çuvalları taşımaktan dolayı olduğunu söyleyecektir. Başta Hz. Peygamber olmak üzere tüm İmamlar ve Ehl-i Beyt dostları iyilik yapmada ve cömertlikte zirve şahsiyetlerdi.

Bu hayırsever arkadaşımızın unutulmayacak bu davranışı aslında bizlere birçok şeyi de hatırlatmış ve özetlemiş de oldu. Toplumun gelmiş olduğu açlık ve sefalet ortadadır. Asgari ücrete talim eden bir Türk toplumu fotoğrafı vardır önümüzde.

Bu hayırsever vatandaşımız başta devlet reisimiz olmak üzere Türk milletinin hazinesi üzerinde oturanları empati yapmaya davet etmektedir. Hayırsever arkadaşımız bu davranışı ile devletin yapması gereken vazifeyi yapmıştır.

Ve şu şekilde seslenmiştir Reis'imize ve yetkililere: "Bu millet açlık sınırında işsiz ve aşsız yaşamaktadır. Lanet olası asgari ücrete talim etmektedir, asgari ücrete de iş bulamamaktadır. İşsiz millet sessizce intihar etmekte ve ar belasına sesini çıkaramamaktadır. Lütfen hazineyi eşit ve adil bir şekilde memleket evlatlarına dağıtınız ve adil olunuz. İslam'ın en büyük ve birinci şartı "ADİL OLMAK" tır… Devletin dini "ADALET" tir. Adaleti olmayan devlet dinsizdir. Sizler hangi dini, hangi Müslümanlığı yaşıyorsunuz!"

Evet, sevgili okurlar merhum Prof. Dr. Haydar Baş hocamızı dinlememenin acı faturalarını tek tek yaşayacağız ve yaşıyoruz…

Bu günler iyi günler… Bizleri daha kötü günlerin beklediğini tekrar söyleyelim…