Açılım üstüne açılım? Kabak tadı verdi bu hükûmetin ipe sapa gelmez politikaları. Olmayan sanat politikasıyla tiyatroda sahne kapattırırken, bu kez sahneyi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) taşıyarak son perdenin açılımını yaptı usta oyun kurucuları ile. Bu oyunların yabancısı değiliz, kaç defa sahnelendi yargı üzerine oyunları. Ancak bu son oyun başka oyun! Mâziye baktığımızda işler güzel gidiyordu; aktöründen perdecisine, ışık tutanından alkış tutanına, yazarından yönetmenine mutlu bir uyum ve de beraberlik vardı. Sonra ne olduysa oldu, MİT mi desem bit mi (böcekti galiba), yoksa zemheri operasyonları mı, ne ise paralelde topa girmek varmış. Ona buna açılım saçılım derken bir açılım da paralele. Paralel devlet olur da, paralel polis olmaz mı? Onları hallaç pamuğu gibi attıktan sonra döndüler HSYK'ya. Arkadaş, bu HSYK'yı "paralel"le birlikte ve de "yetmez ama evet"çilerle el ele vererek kotarmadınız mı? Şimdi beraber yürüdüğünüz yollarda sırılsıklam oldunuz da, şarkınızı "Bir zamanlar mâziye bak, ne kadar şendik"e mi çevirdiniz! Göze gelen aşkınızla şaşkınsınız anladık ama anlamadığımız şu: paralel martavalını yutturduğunuzu mu, sanıyorsunuz!? Yutanlar ya da yutmuş gibi yapanlar olabilir; sözümüz, yutmayan ve de uyumayan kardeşlerimize, maç öyle veya böyle bitecek de, şike kokusu var şike! AKP oyun kurucuları demiştik, hangi mevkide mi oynuyorlar sorusuna, her mevkide oynarlar, yanıtı verilebilirse de şimdilik mevkileri başbakan yardımcılığı ve bakanlık. Bu arkadaşlar, polisleri hallaca verdik, sıra hakim ve savcılarda, ortasını yapınca HSYK 3. Daire Başkanı kritik bir müdahale yaparak "AKP'liler hâkim ve savcılara dönük operasyon algısı yaratıyor" diyerek, takımını kontratağa kaldırdı. İktidar ve eski ortakları arasındaki kavga mahkeme kapısına geldi dayandı. Şimdi görüntü biraz değişik gibi, "hem davacı hem kadı" yerine, şâirin "kadı olmak için etme hareket, kalmadı çünkü kazada (yargıda) bereket" sözü daha hakikati yansıtıyor. Aslında her iki söz ve görüntünün ortak noktası, yargıya güvenin tükenişidir. Bu tükenişin yargı da farkında. Nitekim, HSYK 3. Daire Başkanı Ahmet Hamsici, yargıya güven azaldı, diyebiliyor. Peki, daha önceleri neredeydiniz? Özel Yetkili Mahkemeler'in cirit attığı ortamlarda örneğin, hukukun Silivri meydan muharebesinde, savaş hukukuna rahmet okutacak acımasızlıklar dünyayı ayağa kaldırırken rahatsız olmadınız da, işin ucu size dokununca mı, yakınmaya başladınız hukuksuzluktan? Baskı düzeninin sonuçlarıdır bunlar. Bu düzen sürdükçe karanlığın uçurumuna yuvarlanıp gideriz. Yargı mensupları! Size, siyasal iktidarın ne ilk müdahalesidir bu, ne de son; gerçek hukuk adamlığı diplomadan önce yürek ister. Türk hâkimi, Cumhuriyet tarihimize dönüp baktığımızda çok önemli sınav vermiştir; Devrim yasaları ile yüzyılların birikimi gelenek ve göreneği arasına sıkışmış halkın Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda hukuk devletine intibakında gösterdiği gayret takdirlerin üzerindedir. Şimdi de iktidarın nobranlığına rağmen hukuk devleti için gayret size düşüyor. Gerçi hepimizin görev ve sorumluluğu varsa da, son söz yargıçlarındır! Yargı yürürlükteki yasalara göre karar verirse de, yasaları da idare eden yasalar vardır; insan hakları. Hukuk, insanlıktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023