2006 yılının AKP hükümeti için çok kritik ve AB- ABD ekseninde devamlı suretle "veren yıl" olacağını başta hükümet yetkilileri olmak üzere tüm dünya biliyor.2006 yılında hükümet önceki yıllarda altına imza attığı yükümlülükleri yerine getirecek, pırasa yaprağı gibi kestiği ve üzerine yüklü miktarları önünü arkasını düşünmeden yazdığı çeklerin bedelini ödeyecek. Ödenecek bedeller arasında Kıbrıs da var. Çünkü hükümet Kıbrıs çekini Anan Planı'na "evet" diyerek ve dedirterek kesmiş, geçtiğimiz aylarda Gümrük Birliği Ek Protokolü'ne attığı imzayla da bu çekin karşılıksız olmayacağını cümle aleme duyurmuştu. Şimdi tahsilat zamanı yaklaştı. Rumlar ellerini ovuşturarak, asırlarca uğraşsalar elde edemeyecekleri Kıbrıs lokmasını, Türk hükümetinin hiç uğraştırmadan altın tepsi içinde kendilerine sunmasının keyfini çıkarıyorlar. Üst üste alınan diplomatik yenilgilerin ve tek taraflı ağır bedellerin verilmesinin sancılarını yaşayan ve yaklaşan seçim öncesinde "ben bunu millete nasıl izah ederim"in karın ağrısıyla kıvranan hükümet bu aralar kılıf uydurmakla meşgul. Kıbrıs'la ilgili Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün önceki gün açıkladığı "eylem planı" da işte bu kılıflardan bir tanesi. AKP Hükümeti 2005'in son çeyreğinde Ek Protokol'e attığı imzayla, diğer AB üyelerine olduğu gibi, Kıbrıs Rum Kesimi'ne de Türk liman ve havaalanlarının açılacağını kabul etmişti. Bu resmî kabulün fiiliyata geçirilmesi için son süre olarak AB, Türkiye'ye 2006 yılını göstermişti. Türkiye, verilen bu söz gereği 2006 yılı içinde Rum gemi ve uçaklarına hazır olmalı. Her an Rum bayraklı gemi ve uçaklar Türkiye liman ve havaalanlarına gelebilir.Bu gerçeğin herkesten çok farkında olan - çünkü imzayı atan kendisi- sayın Abdullah Gül, son eylem planı manevrasıyla gerçekleri milletten gizlemeyi hedefliyor. Gül, Rum gemi ve uçaklarına limanlarımızın açılması karşılığında, Kuzey Kıbrıs'taki deniz limanlarının Kıbrıs Türk yönetiminin idaresi altında uluslararası ticarete; Ercan Havaalanı'nın da doğrudan ticarete açılmasını, ayrıca Kıbrıslı Türk tarafının "ekonomik bir varlık" olarak Gümrük Birliği anlaşmasına dahil edilmesini istiyor. Bizim medyanın "hem havuç, hem sopa" şeklinde manipüle ettiği bu manevrada sopa falan yok, sadece Rum Kesimi'ne vermekle yükümlü olduğu havucun siyah poşete konularak gizlenmesi var, o kadar. Gül'ün bu "siyah poşet manevrası"ndan bir gün sonra İngiliz Dışişleri Bakanı Jack Straw'ın KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ı makamında ziyaret etmesini de kullanan hükümet ve medya kamuoyunu "diplomatik manevra yapıyoruz" cakasıyla uyutacaklarını düşünüyorlar ancak yapılan işin "diplomatik patinaj"dan öte bir şey olmadığı ve her patinajda Türk dış politikasının nasıl yıpratıldığı apaçık ortada. Straw'ın Rum Kesimi, KKTC ve Türkiye ziyaretleri aylar öncesinden belirlenmişti. Türk Dışişleri bu eylem planını; KKTC ve AKP hükümetinin herhangi bir tanıtma politikası olmadığı için kendi içinde hiçbir anlam ifade etmeyen Straw'ın Talat ziyaretine denk getirerek Kıbrıs gibi önemli meselelerde bile "günü kurtarmanın" peşinde.Hükümetin bu tür ucuz hesaplar içine girmesi, Türkiye gibi ateş çemberinin tam ortasında yer alan ve binlerce yıllık devlet geleneği olan bir devletin özellikle dış politik alanda diplomatik reflekslerinin nasıl köreltilip, komik duruma düşürüldüğünün tezahürü niteliğinde?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012