Mecliste tartışılan önemli konulardan birisi de Spor Yasa Tasarısı…
Uzunca bir süredir beklenen tasarı, Spor Yasa Tasarısı olmaktan çok futbol kulüpleri finansman yasa tasarısına dönüştü.
Tasarının komisyonda uzlaşma ile ortaya çıktığını belirten konuşmacılar önemli bir noktayı unutmuş görünüyorlar.
Daha önceki yıllarda gerek Gençlik ve Spor Bakanlığı döneminde yapılan spor şuralarını, gençlik kurultaylarını, milli eğitim şurası kararlarını pek dikkate almamışlar.
Tasarı daha çok futbol ağırlıklı spor kulüplerini dernekler mevzuatından uzak tutmak için hazırlanmış gibi görünüyor.
Özellikle amatör sporlarla ve gençlikle ilgili bir müeyyide içermiyor.
Tabii, federasyonların kurulmasının onaylanması ve başkanlarının atanması konusundaki siyasi bağımlılık ta su yüzüne çıkmış durumda.
Bunun ardından yeni bir Gençlik ve Spor Bakanlığı yapılanması için teşkilatı düzenleyici bir yasa çıkar mı bilmiyorum. Ancak beklemediğimi ifade edeyim.
***
Gençlik kulüpleri, spor kulüpleri, gençlik ve spor kulüpleri gibi ayrımlar içeren dernekler mevzuatına göre kurulmuş olan kulüplerin sadece belli bir miktarına çözüm getirecek. Bu yasanın yaptırımlarından acaba sadece spor kulüplerimi yararlanmış olacak bilmiyoruz. Ancak tümü üzerinde görüşler yayınlandıktan ve hukuksal durumları ortaya çıktıktan sonra bir kanaat sahibi olabileceğiz.
Hakkını vermek gerekir ki, Spor Yasa Tasarısı yıllardır ihmal edilmişti.
Bir zamanlar Roma'da arenada yarışan ve meşhur olan gladyatörlerden farkı kalmayan futbol dünyası paranın egemenliğine geçmiş durumda. Transfer zamanı takımlar; yüksek rakamlar ile yerli-yabancı oyunculardan kuruluyor. Stadyumlarda her biri birer kahraman, medyanın dilinde magazinsel yayın unsuru oluyorlar.
Hayranları çok, sevenleri çok... Kavgası çok, küfrü çok… Maçlara giderek tribünlerden bağırmak seyirci için bireysel deşarja, holiganlar için fırsata dönüşmüş durumda…
***
Bizi ilgilendiren tarafı, sporun da "milli" standartlarının belirlenmesi... Yabancılardan oluşan bir takımı başarısından ötürü alkışlamak pek hoş değil. Gözler yerli ve milli sporcuları arıyor. Devşirmeleri değil.
En acı tarafı sporun mafyalaştığı, kulüplerde kartelleşen çıkar guruplarının bulunduğu şeklinde yapılan söylemler. Sportif hedefi yakalamış, başarılı olmuş bir kulübe, mevcut tesisleri veya arazileri nedeni ile çökmek son yıllarda moda oldu.
Oysa spor, diğer milletler ile çıkılan arenalarda Türk halkının gururu olmayı, onlarla yarışıp başarıyı gerektiriyor.
Şimdi gözler bu yasanın uygulanmasından çıkacak olan sonuçlara çevrilmiş durumda. Çünkü yasa, geçmişten hiç de ders almış gibi görünmüyor.
Tabii, bir de asıl konusu spor olmayan ama spor dalı gibi organize olmuş federasyonların durumlarının ne olacağı merak konusu.
Dağın sonuçta ne doğurduğunu, yeni yasanın neyi hedeflediğini, 2023 seçimlerini nasıl etkileyeceğini hep birlikte bekleyip göreceğiz.
İşler ya daha da karışacak ya da iyice raydan çıkacak.
Olan arada yine amatör spor dallarına ve olimpiyatlarda temsil etmek zorunda olduğumuz dallara olacak…
- Gençlik ve milli demokrasi… / 19.06.2025
- Savaş tamtamları… / 18.06.2025
- Ölenlerin yaşamı… / 06.06.2025
- Söz veren mi, sözünü tutan mı değerli? / 31.05.2025
- Arifler ve âlimler… / 20.05.2025
- Bir öğün, üç tabak yemek… / 13.05.2025
- Zirvede olmak… / 09.05.2025
- Bir saldırının düşündürdükleri… / 06.05.2025
- Yörükler… / 02.05.2025