Son yıllarda Ortadoğu'da kaosun, çatışmanın ve iç karışıklığın giderek arttığını basından dakika dakika takip ediyoruz. Bölgedeki hakimiyet savaşlarının Petrol ve doğalgaz kaynaklarına bağlayan analizler doğrudur. Ancak en az petrol ve doğalgaz kadar önemli bir faktör var. Su.
Bu nedenlerle bölgedeki olayları anlamamız için en önemli etkenlerden biri de su'dur. Suyu dikkate almadan yapılan bütün analizler eksiktir.
Su, tarımda, ekonomi gelişmede, sosyal ve kültürel yapılarda hayati öneme sahiptir. Bu yüzden bölge ülkesi olarak Türkiye'nin Milli Güvenlik Kurulunda 'su' gündeminin olmadığı bir toplantı olmamalı.
Türkiye, su konusunu milli güvenlik gündeminden çıkarırsa, Fırat ve Dicle'nin uluslararası nehirler olarak tanıması lobisine yenik düşebilir. Bu iki nehrin Türkiye'nin mutlak egemenliğindeki "sınıraşan sular" olduğu kırmızı çizgimiz olmalıdır.
Zira, Ortadoğu'da su'dan sebeplerle büyük bir savaşın çıkması an meselesidir. İsrail'in Ürdün su kaynakları üzerindeki hegemonyası ve Ürdün suyunun kontrolünü ele geçirme girişimi bu kıvılcıma örnektir. Ürdün nehri havzasındaki ülkeler arasında yaşanan çatışmaların ana faktörü sudur. Bunlar gittikçe bloklaşan bir su savaşının habercisidir.
Su savaşlarının arkasında kim var?
Ortadoğu'da görünürde farklı siyasi sebepler basında yer alsa da gizli bir su savaşları başlamıştır. Neden mi?
Son yıllarda İsrail'in su ihtiyacı giderek artmaktadır. İsrail, geçmişte üst üste kuraklıklar yaşamıştır. İsrail'de nüfus hızla artmaktadır. Tabii bununla birlikte su ihtiyacı da artmaktadır.
İsrail, kurak bir bölgedir, su kaynakları çok azdır. Su kaynaklarını artırmak için teknolojiyi kullanarak, alternatif su kaynakları geliştirerek proje üretmeye çalışmaktadır. İsrail'deki kanalizasyon suyunun üçte ikisi arıtılarak tarım arazilerinin sulanmasında kullanılıyor. Bunun yanında deniz suyunu tuzdan arındırma çalışmaları da yapmaktadır.
Mücadeleden de anlaşılacağı üzere su; susuzluğu yaşayan İsrail için ölüm kalım meselesidir.
Özetlersek; "3. Dünya Su Konferansı"nda konuşan eski Sovyet lideri Gorbaçov'un konuyla ilgili şu sözleri meselenin özeti mahiyetindedir: "Yakın tarihte su kaynakları üzerine 21 silahlı çatışma oldu ve bunların 18 tanesi Ortadoğu'da çıktı; hepsini de İsrail başlattı." (Dursun Yıldız, Su'dan Savaşlar, İstanbul: Truva Yayınları, 2010, s.13)
Yine Rockefeller'in; Dünyada en stratejik konumdaki ülkenin Türkiye olduğu, Büyük İsrail Devleti topraklarının su kaynaklarının önemli bir kısmının Türkiye'de olduğu şeklindeki sözleri, İçişleri Bakanımızın deyişiyle bizi işkillendirmelidir.
Bizde bu su kaynak bolluğu olduğu müddetçe maalesef bu kaynaklara göz diken de çok olacaktır. Bunlara karşı hazırlıklı olmalıyız.
Ne demiş Hz. Mevlana; "Tatlı suyun başı, kalabalık olur."
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021