2002 yılının Nisan ayına girdik.
2001 yılının ekonomik göstergeleri açıklandı.
Tarim................... -6.1
Sanayi.................. -7.5
İnsaat................... -5.9
Ticaret.................. -9.4
Ulaşım.................. -4.9
Malî Kuruluşlar.... -9.9
Hizmetler............. -7.4
GSMH................. -9.4
Tablo böyle...
Yukarıdaki değerler GSM hasılasının (-9.4) küçülmüşlüğünü ifade etmekle birlikte gerçegi yansıtmıyor. Gerçek manipüle ediliyor.
Apaçık Türkiye'nin 2001 yılı GSM hasılası bir önceki yıla göre 202 milyar dolardan 148 milyar dolara düşmüştür. 2001 yılında küçülme % 26.7 olmuş. Kişi başına millî gelir 3.049 dolardan 2.160 dolara düşmüştür.
Özetle Türkiye 2001 yılında bir yıl öncesine nispetle (-54) milyar dolar üretim kaybına uğramışır.
Türkiye'de bütün sektörlerin parasal sorunlar dışında bir problemi olmadığını kamuoyunun bilgisine arzederiz.
2001'de Türkiye para krizine tutulmuştur. Sorun IMF politikalarıdır. Merkez Bankası'nın piyasalara para sürememesi de krizi tetiklemiştir. Daralan piyasalar sağa sola saldırmış panik işi çığrından çıkarmıştır.
Merkez Bankası, bankalara likidite açmamıştır. Bankalar piyasadaki kredileri geri çağırmış zaten daralan piyasalara Hazine % 200 faizle ihaleye çıkmıştır. Netice; parası olanlar az veya çok faize yöneldiler. Tedirginlik ve risk parayı piyasadan uzaklaştırdı. Doları olan yastğın altına attı. Mala talep düştü. Kredilerin bankalara geri dönmesi ve yenilenmemesi üretimin ipini çekti.
Üretim (-54) milyar dolar kayba uğrarken, finans piyasalarında neler oluyor bir bakalim;
19 Şubat 2001 krizinde iç borç (36) katrilyondan (122) katrilyona fırlamış. Devletin borcu (86) katrilyon artmıştır. Özetle Türkiye (-54) milyar dolar üretim kaybına uğramış. Finans kesimine (86) katrilyon borçlanmış. Varın zararı siz hesap edin.
Yıkım bununla bitti mi? Hayır. Faizciler yakamızı bırakmıyor ki. Bu yılda bütçeden (45) katrilyon götürecekler. Millet kaybediyor, faizciler kazanıyor. Zaman onların lehine çalışıyor.
Bunun sorumlusu kim? Ekonominin parametreleriyle oyanayarak paraya yön verenler Kemal Derviş'in özerk kurulları ve aciz iktidar değildir de, adamın birinin dediği gibi (- Bunun sorumlusu Abdülhamittir) mi acaba? Servetler böyle para oyunlarıyla birilerinin cebine akıtılırken, memleketi için, kafa yoran, gecesini gündüzüne katan, şehirden şehire koşan, feryad eden Prof. Dr. Haydar Baş bey ve BTP kadrolarından başka kim var? Acaba, ötekilerin seslerinin çıkmaması bu faiz kumpasından nemalanıyor olmalarından mıdır ?
2001 yılının ekonomik göstergeleri açıklandı.
Tarim................... -6.1
Sanayi.................. -7.5
İnsaat................... -5.9
Ticaret.................. -9.4
Ulaşım.................. -4.9
Malî Kuruluşlar.... -9.9
Hizmetler............. -7.4
GSMH................. -9.4
Tablo böyle...
Yukarıdaki değerler GSM hasılasının (-9.4) küçülmüşlüğünü ifade etmekle birlikte gerçegi yansıtmıyor. Gerçek manipüle ediliyor.
Apaçık Türkiye'nin 2001 yılı GSM hasılası bir önceki yıla göre 202 milyar dolardan 148 milyar dolara düşmüştür. 2001 yılında küçülme % 26.7 olmuş. Kişi başına millî gelir 3.049 dolardan 2.160 dolara düşmüştür.
Özetle Türkiye 2001 yılında bir yıl öncesine nispetle (-54) milyar dolar üretim kaybına uğramışır.
Türkiye'de bütün sektörlerin parasal sorunlar dışında bir problemi olmadığını kamuoyunun bilgisine arzederiz.
2001'de Türkiye para krizine tutulmuştur. Sorun IMF politikalarıdır. Merkez Bankası'nın piyasalara para sürememesi de krizi tetiklemiştir. Daralan piyasalar sağa sola saldırmış panik işi çığrından çıkarmıştır.
Merkez Bankası, bankalara likidite açmamıştır. Bankalar piyasadaki kredileri geri çağırmış zaten daralan piyasalara Hazine % 200 faizle ihaleye çıkmıştır. Netice; parası olanlar az veya çok faize yöneldiler. Tedirginlik ve risk parayı piyasadan uzaklaştırdı. Doları olan yastğın altına attı. Mala talep düştü. Kredilerin bankalara geri dönmesi ve yenilenmemesi üretimin ipini çekti.
Üretim (-54) milyar dolar kayba uğrarken, finans piyasalarında neler oluyor bir bakalim;
19 Şubat 2001 krizinde iç borç (36) katrilyondan (122) katrilyona fırlamış. Devletin borcu (86) katrilyon artmıştır. Özetle Türkiye (-54) milyar dolar üretim kaybına uğramış. Finans kesimine (86) katrilyon borçlanmış. Varın zararı siz hesap edin.
Yıkım bununla bitti mi? Hayır. Faizciler yakamızı bırakmıyor ki. Bu yılda bütçeden (45) katrilyon götürecekler. Millet kaybediyor, faizciler kazanıyor. Zaman onların lehine çalışıyor.
Bunun sorumlusu kim? Ekonominin parametreleriyle oyanayarak paraya yön verenler Kemal Derviş'in özerk kurulları ve aciz iktidar değildir de, adamın birinin dediği gibi (- Bunun sorumlusu Abdülhamittir) mi acaba? Servetler böyle para oyunlarıyla birilerinin cebine akıtılırken, memleketi için, kafa yoran, gecesini gündüzüne katan, şehirden şehire koşan, feryad eden Prof. Dr. Haydar Baş bey ve BTP kadrolarından başka kim var? Acaba, ötekilerin seslerinin çıkmaması bu faiz kumpasından nemalanıyor olmalarından mıdır ?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020