Oğlum mimar. İş için Dubai'ye gitmesi gerekiyormuş. Benim de kendisine eşlik etmemi istedi. Pandemi dönemi, kış mevsimi, işlerimizin yoğunluğu, ülkemizin sorunları varken hiç aklıma yatmadı bu iş. Ama mecburen kabul ettim teklifini.
Yalnız bırakamazdım onu. Hazırlıklarımızı yaptık. Haritadan Dubai'nin yerine baktım. Başkenti olduğu "Birleşik Arap Emirlikleri" Arabistan ve Umman'la komşu. İran'ın da karşısında, arada Basra Körfezi var.
Bu siyasi ve askeri gerginlikte biz ne cesaret gidiyoruz buraya? Değerli dostum Dr. Okan Özturan'ı aradım. O bilir oraları. "Rahat ol , güvenli bir şehir" dedi de biraz rahatladım. Akşam İstanbul'dan uçağa bindik. 4 saat sıkılırım diyordum. Ama rota üzerinde Aksaray, Elazığ, Diyarbakır, Antep, Bağdat, Necef üzerinden geçerken duygulandım ve vardır bir manevi kazancımız inşallah bu seyahatten dedim.
İran'a da yakın geçtik. Hz. Masume (r.a) annemize ve bütün enbiya, evliya ruhuna dualar okuduk. Şefaatlerini diledik. Aklıma geldi de bu güzelim İslam topraklarında, memleketlerinde ne diye gözyaşı, savaş ve gariplik vardı. Yabancı güçler nasıl böyle işgal eylemleri yapıyordu.
Papa, Dinlerarası Diyalog tuzağını kurmaya gelmişti. Ne cesaret, ne cüretti bu? Ama ahir zaman işte! Derken uçağın ekranında Kâbe yönü gösterildi. Mekke (Kâbe-i Şerif ) sağ tarafımızda kalıyordu. Peygamberimiz (s.a.v) Medine'de. Ehl-i Beyt ve evlatları hep ayrı bölgelerde metfun. İnsanın ben de vefat ettiğimde buralarda olsaydım, diyesi geliyor. Ama Allah (c.c) şefaatinden mahrum eylemesin Prof. Haydar Baş hocamız, canımız da Trabzon'da...
Uçağımız Basra Körfezi üzerinde ilerliyor. Sağımızda Arabistan, solumuzda İran. Büyük Okyanus'a doğru gidiyoruz aslında. Gece yarısı Dubai havalimanına indik. Sıcaklık 30 derece. Burada gümrükten itibaren görevliler, şehirdeki personel ve memurlar çok misafirperverler. Doğrusu şaşırdık bu duruma. Turizmin mantığını çözmüşler dedik! Türk mağazaları ve Türkler çok. Türki cumhuriyetlerden gelen çalışanlar da çok. Pandemidemiden dolayı işler durgun diyorlar ama burası dünya turizminin ilk 10 rotası arasında. Şehir oldukça güvenli. Maske, mesafe ve hijyene çok dikkat ediyorlar. Giyim kuşam tarzı İstanbul'a benzer diyebiliriz.
10 milyon nüfuslu Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Dubai'nin nüfusu 3 milyona yakın. Halbuki ben basından duyduklarımıza göre daha çok nüfus bekliyordum! Ağırlıklı nüfus Hindistanlılar %25, yerel nüfus %17, Pakistanlılar %14, diğer Araplar %15 ve %15 de Amerika, Kanada, İngiltere'den, kalan da diğer ülkelerden oluşuyor.
1971'de İngiltere'den bağımsızlığını kazanmış. Bildiğiniz gibi, bu ülke son yıllarda geniş bir coğrafyada söz sahibi olmaya çalışıyor! Petrol, turizm ve turizm kaynaklı ticaretten gelen ekonomik gelirler nereye kadar gider bilinmez? Çokça gökdelen türü binaları var. Dünyanın en yüksek gökdeleni ve yelkenliye benzer meşhur otel de burada. Çok lüks alışveriş merkezleri var. Belli markaların hakimiyeti burada da var! Buranın kendi vatandaşları vatandaşlık maaşına benzer işsizlik maaşı, faizsiz kredi ve benzeri bir çok imkandan faydalanıyorlar. Çalışan yabancılar çok daha kısıtlı imkanlara sahipler.
Buradan bakılınca güzelim vatanımız, Türkiye'miz ne kadar büyük, güzel ve stratejik bir konuma sahip. Tabiatı, tarihi ve maneviyatı ile bambaşka bizim ülkemiz. Şimdiden özledik. Çağımızda dünya küçüldü. Hava yolları, demiryolları, deniz yolları, enerji hatları ve iletişim teknolojisi Almanya'yı Rusya'ya ve Çin'e; Çin'i Avrupa'ya, Türki cumhuriyetleri Türkiye'ye bağlıyor, yaklaştırıyor.
Afrika her taraftan çekiştiriliyor! Rusya ve Çin gibi ülkelerin milli paralarını kullanması sonucu Batı ülkeleri batıyor ve kurtuluş çareleri arıyor. Uzaya, Ay'a, Mars'a yolculuklar başladı...
Kısaca demem o ki, gündemi belirleyen millet olmak zorundayız. Herkesin gözü-kulağı bizde. Buralardan bakılınca, bunu daha iyi anlıyor insan. Aksi halde gündemin peşinde sürüklenen halklar gibi sürüklenmeye devam ederiz. Allah (c.c) korusun, ahiretimizi de kaybederiz.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel başkanı Sn. Hüseyin Baş ve genç kadrosuna yetki verelim. "Milli Ekonomi Modeli" uygulansın. Ertesi sabah farklı bir dünyaya uyanacağız. Zaten yeni yetki verilen hükümetler farklı bir sabahı milletine sunamazsa, hayal kırıklıkları yaşanır, çileler ve arayışlar devam eder.
İnşallah, Yüce Peygamberimizin hadis-i şerifi gereği bu seyahatten maddi, manevi sıhhatle döneriz. Mübarek Miraç Kandilini de burada idrak ettik. Mescitlerde okunan ezanlar ve namaza duran müminler bize Harem-i Şerif'i ve Mescid-i Nebevi'yi hatırlattı. Daha başka izlenimlerimi de nasip olursa siz kıymetli okuyucularımla paylaşmak isterim. Allah (c.c)'a emanet olun.
- Türkiye’ye dönerken / 20.03.2021
- Sürpriz Ortadoğu seyahati / 13.03.2021
- Haberler / 06.03.2021
- Kararlı Olmak / 27.02.2021
- Doğru duvar / 20.02.2021
- Köyümüz ve biz / 13.02.2021
- Organizasyon / 05.02.2021
- Ağrı bizim dostumuz / 23.01.2021
- Dinlemek / 19.01.2021