logo
25 NİSAN 2024

Tarih bilinci/ Prof. Dr. İbrahim Arslanoğlu

21.02.2007 00:00:00
Bundan yaklaşık bir yıl kadar önce üniversitemizin yemekhanesine girerken şahsen tanıdığım bir öğretim üyesinin şu sözleri söylediğine şahit oldum: "Tarih de bilim mi? Tarihte bir de doktora yapıyorlar, tarihin de doktorası olur mu?" Ben hocaya şunları söyledim: "Hocam sizin banşınız ne?" cevap "Metamatik profesörüyüm." Ben ilave ettim: "Hocam, tarih sosyal bilimlerin matematiğidir, nasıl doğal bilimler sonuçlarını kesinleştimek için matematiğe başvurursa, her sosyal bilim veya her sosyal araştırma mutlaka kendisini tarihsel bir temele dayandırmak zorundadır." Eski Milli Eğitim Bakanlarından Metin Bostancıoğlu, "Bizim miladımız cumhuriyettir" gibi bir söz sarfetmişti. Bu sözlerin kötü niyetle söylendiğine pek inanmak istemiyorum onun için bu, çok derin bir cehaletin sonucu olmalı diye düşünüyorum. Ayrıca tarihi olmayan bir toplum olan ABD'nin Irak'ta yaptıkları da bu yazıyı yazma sebeplerinden bir diğeridir. Geçmişle günümüz ilişkilerini tarihle sosyolojinin ilişkilerine bakarak anlayabiliriz. Çünkü tarih daha çok geçmişi, sosyoloji ise bugünü kavramaya çalışır. Aslında ikisini birbirinden ayırmak hemen hemen imkansızdır. Tarihle sosyolojinin ilişkisi Tarih bilimi; toplumların oluşma, gelişme, dağılma ve çözülme devrelerindeki somut toplumsal olay ve olguları ele alır. Onları zaman ve mekan içerisinde ayrı ayrı kalıplaştırıp inceler. Tarih, sadece geçmişi incelemekle yetinmez, bugünü de açıklar ve yarına ışık tutar(Tolan,1985). Bugün geçmiş zamanın sonucudur. Tarih sosyolojinin de yardımıyla dünü yarına bağlayan tek bilim olarak bilinmektedir Tarih, sosyal olayları tek tek ele alarak inceler ve bunların sebep ve sonuçlarını açıklar. Sosyolojinin konusu ise değişmez benzerlikler gösteren kurumlar oluşturur. Tarih sosyoloji için adeta bir laboratuar gibidir. Tarih olay ve olguları zaman ve mekan boyutları içinde somut tarzda tespit ettiği halde sosyoloji, olayları zaman ve mekandan soyutlayarak yorumlayamaya çalışır. Tarih toplumsal olayların dökümünü yapar, sosyoloji ise aynı toplum olaylarının bağlı oldukları yasaları ortaya koymaya çalışır (Aslantürk,1992). Gerçi bugün sosyolojide pek yasadan bahsetmek mümkün değildir, belki teoriden söz edilebilir. İngiliz sosyologu Bottomore(1998), bu görüşlere katılmaz. Ona göre işine saygı duyan bir tarihçi, eserlerinde genellemelere vardığı gibi sosyologlar da çalışmalarında tek bir kez olmuş olgulara veya olguların anlık tasvir ve irdelemelerine yer vermektedirler. Ayrıca sosyolojik açıklama, sosyal hayatın en genel taraflarını bulmak değildir. Esasen sosyal olaylar arasında bu geneldir, bu değildir gibi bir ayrım yapmak yersizdir. En genel olay da en özel olay kadar doğaldır, ikisi de aynı derecede açıklanabilirler(a.g.e). Sosyal olaylar ve sosyal kuruluşlar birer tarihsel gerçektirler. Belirli bir tarih döneminde ortaya çıkarlar ve o dönemin izlerini taşırlar ve çeşitli değişiklikler gösterirler(Erkal,1987). Prof. Braudel'e göre tarih ile sosyoloji bir kumaşın tersi ile yüzü gibidir(Meriç, 1992). Her tarihsel olgu bir sosyal olgu, her sosyal olgu bir tarihsel olgudur(Sanay,1991). Onun için sosyolojisiz tarih olamayacağı gibi, hele tarihsiz bir sosyoloji mümkün değildir Tarih, sosyolojinin harmanıdır; sosyoloji kendisi ile ilgili bilgileri tarihten toplar.Tarihle sosyolojinin ilişkisini Amerikan çağdaş sosyologlarından Mills şöyle açıklar: " ...Her sosyal bilim veya ciddi denilebilecek her toplumsal çalışma, tarihsel bir bakışa dayanması ve tarihsel materyalden bütün olarak yararlanması gerekir. Tarihsel olmayan çalışmalar, sınırlı ve kısa dönemli olurlar (Aksoy, 1999). Sosyolog Emile Durkheim 1898 yılında yayımlanan Sosyoloji Yıllığı'nın önsözünde özetle şunları yazmıştır: "Tarih, kendisini sosyolojiden uzak tutmakla hem kendisine hem de sosyolojiye zarar vermiştir. Karşılaştırma yapmadan açıklama yapılamaz. Karşılaştırma yapmaya başlayan tarih de sosyolojiden ayrılmaz hale gelir. Aynı şekilde sosyoloji de tarihten vazgeçemez. Bunun için tarihsel veriye sosyolog gibi bakmayı bilen tarihçiler ile tarihçilerin tekniklerini bilen sosyologların yetiştirilmesi gerekir." Nitekim Wilfredo Pareto'nun yazılarında tarih ile sosyoloji iç içe geçmiştir(Çelebi,2000). Tarihçilerin ortaya koyduğu materyaller çoğu defa sosyologlara konu teşkil etmektedir. Sosyologlar bazen kendi başlarına bir tarihçi gibi olmaları gerekmektedir. Bu yolla kendi zamanlarına kadar önem verilmeyen, üzerinde durulmayan ve kendisi için gerekli bilgi ve verileri kendi başlarına bulup çıkarmak zorundadırlar(Bottomore,1998). Örneğin bir köyü inceleyen sosyolog o köyün tarihinde önemli bir yer tutan geçmiş olayları arayıp bulmak zorundadır. Fakat buna zamanı olmadığı için çoğunlukla tarihçilerin ortaya koyduğu verileri kullanmak zorunda kalır(Ozankaya, 1976). Tarihçi çözümlemeden(analiz) çok, betimleme(tasvir) ile uğraşır. Sayılamayacak kadar çok olaylar arasında önemli olanları bulmak ve incelemek için ayırmak, önemsiz saydıklarını ise elemektir (Sander, 1999). Sosyolojinin amacı, tarihi bir bütün olarak kavrama ve tarihe bütünlük içinde bir açıklama getirmektir. Tarihin temelinde de günümüzü anlayabilmek isteği yatmaktadır. Sosyoloji bir tarih bilinci ve tarihi yönlendirmek çabasıdır. Sosyoloji tarihin anlaşılması, bilinmesi ve tarihten gerekli derslerin çıkarılmasından başka bir şey değildir(Sezer, 1985). Biz kimiz, nereden geldik? diye sorduğumuzda bu sosyolojik bir sorudur. Çünkü bu soruyu bugün sormaktayız. Bunun cevabını verebilmek için geçmişe gitmemiz gerekmektedir. İşte burada tarih devreye girmektedir. Gerçi 21. yüzyılda Türkiye'de "Bizim miladımız cumhuriyettir" diyen Milli Eğitim Bakanları çıkabilmektedir. Tarih bilincinin olmadığını gösteren bu düşünce doğru olsaydı, Türk ordusunun tarihi, Mete Han'a dayandırılmaz ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran büyük Atatürk, bu Cumhuriyette ilk iş olarak Türk'ün dilini ve tarihini araştıracak Türk Dil ve Tarih Kurumlarını kurmaz ve ilk açtığı fakülteye de Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi adını vermez ve tarihimizin cumhuriyetle başladığını ilan ederdi. Tarih, bir bilim olduğu için bütün bilimlerdeki sebep-sonuç ilişkisi onun için de söz konusudur. Ancak sosyal olaylarda genellikle birden fazla sebep olabilmekte hatta konu ile hiç ilişkisi olmadığını düşündüğümüz faktörler, bazı olayların sebebi olabilmektedir. Devamı Yarın
 
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.