Ülkemizde, ilk defa siyasi partilerin seçim beyannamelerinin ortak noktası ekonomi olmuştur. CHP de aynı yolu izlemiş, ideolojik boyuttan uzaklaşmış ve ekonomiye ağırlık vermiştir. Bu durum, olumlu bir gelişme olarak yorumlanmıştır.Evet, gerçekten ekonomiye odaklanmak olumludur. Ancak eksik ve noksan bırakılan taraflar azımsanmayacak kadar çoktur. Şöyle ki, birçok siyasi parti ekonomik sorunları temelden ele almamıştır. Meselâ tarıma çok yüzeysel yaklaşılmıştır. Sanki tarımda tek sorun mazot fiyatının yüksek olmasıdır. Bütün tartışmaların bunun üzerinde yoğunlaşması, yersiz ve gereksizdir. Hâlbuki tarımda sorunlar çok derin ve kapsamlıdır. En temel sorun, kendi kendine yeterliliği kaybetmemiz ve tarım ürünleri ithal eden ülke konumuna düşmemizdir. Bu soruna çözüm getirmeyen tarım politikaları, nasıl olursa olsun yüzeyseldir. Yüzeysel politikalar neden tercih edilir? Bunu tercih eden siyasi partilerin tek amacı olabilir: Geçmişte olduğu gibi bir veya iki vaatle çiftçinin oyunu almak. Bu amacı güden siyasi partiler, herhalde ülkenin ve çiftçilerin değiştiğinin farkında değiller. Söz konusu siyasi partiler, kendilerince tarımda bir dizi yeni vaatler sıralıyorlar. Hemen söyleyelim, böyle bir arayışa hiç gerek yoktur. Çünkü Türkiye, tarımda başarılı olan ülkelerden biri idi. Bir başka deyişle Türkiye, tarımda ileriye değil, geriye gitmiştir. Bundan dolayıdır ki, gerçekten tarımda başarılı olunmak isteniliyorsa, geçmişteki uygulamalarımıza dönmemiz yeterlidir.Seçim sürecinde gördüğümüz şudur: Diğer alanlarda olduğu gibi tarımda da BTP'nin yaklaşımı kuşatıcı ve gerçekçidir. Zira BTP, siyaset sahnesine çıktığı günden itibaren tarımın önemini anlatmış ve onun stratejik sektör olduğunu ısrarla vurgulamıştır. Seçim beyannamelerinde de bu fark açıkça müşahede edilmektedir. BTP, tarım sektörünün sorunlarını sadece mazot fiyatına indirgememiş, tarımı bütün yönleriyle değerlendirmiştir. Özellikle kendi kendine yeterliliğin tekrar kazanılması için ortaya gerçekçi hedefler koymuştur. Tarımda başarısızlığımızın en tipik örneği fındıkta yaşadıklarımızdır. Fındık üretiminde dünya lideri olan Türkiye, ne yazık ki, fiyat belirleyici olamıyor. Böyle bir başarısızlık ve beceriksizlik olabilir mi? Fındığı işlemek o kadar zor mu ki, onu hammadde olarak satıyor ve kârını yabancılara yediriyoruz? AKP iktidarı, üretimi teşvik etmeyen doğrudan gelir desteğiyle övünüyor. O tür yanlış uygulamalar, ülkemizi dünyadaki gelişmelerden koparmıştır. Dünyada son iki yıldır tarım ürünlerinde gerileme yaşanırken, ülkemizde tam aksine tarım ürünleri sürekli yükseliyor. Bunun üzerinde durulması gerekirken, AKP iktidarı çözüm olarak ithalata yönelmektedir. Yerinde bir deyişle, yanlışa bir büyük yanlış daha eklenmektedir.Seçim beyannamelerinde, tarımın yüzeysel de olsa yer alması BTP'nin bereketidir. Çünkü BTP, birçok alanda siyasi partilere öncülük ve yol göstericilik yapmaktadır. Bu, siyasi partiler için önemli bir başarıdır ve o konuda BTP tektir. Seçmenin bunu idrak edip etmemesi kendi sorunu ve sorumluluğudur.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018