AK Parti genel başkanı Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında ABD'de yaşanan terörist saldırıyı kınadı. Evet bu doğal bir gelişme çünkü bu menfur saldırı bir insanlık ayıbı olarak tarihi kayıtlarda hep yerini saklı tutacaktır. Burada üzerinde duracağımız, kınamanın kendisi değil de kınamanın yapılış tarzı.
Erdoğan kınama esnasında ABD vatandaşlarının kiliselerde yaptıkları duayı okudu. Bakın duada neler var neler: "Tanrı Başkan ve kongre üyelerini, İsa Mesih'in yolundan ayırmasın. İsa der ki; kendin için istemediğini başkası için de isteme"
Bunun üzerine telefonlarımız, çalmaya ve birçok e-mail gelmeye başladı. Haberi izleyenler soru üzerine soru yöneltiyorlardı:
Bir kere Erdoğan neden Müslüman Türk insanının yaptığı şekilde dua etmeyi tercih etmedi de bir Amerikan vatandaşının duasını tercih etti?
Acaba bir Hıristiyan Amerikan vatandaşının duasını neden kendi başına değil, veya bürosunda değil de basın ve yayının huzurunda yapmakla verilmek istenen mesaj ne idi?
Neden terörist saldırıda ölenlere değil de, Amerika Başkanına ve kongre üyelerine dua edildi, üstelik dua TBMM'de yapılarak bir yerlere mesaj mı verilmişti?
Sonra düne kadar "radikal islam" söylemlerinden dolayı hesaba çekilen, referansının İslam olduğunu söyleyen Erdoğan, Başkan ve kongre üyelerine İslami anlamda dini tebliğ etmesi gerekiyorken "İsa Mesih'in yolu"ndan ayrılmaması için dua ederek değiştiğini mi ifade etmeye çalışmıştır?
"Kendin için istemediğini başkası için de isteme" sözü Türk İslam kültüründe var iken ve kaynak olarak İslami literatürün gösterilmesi mümkün iken, Hz. İsa, Hıristiyanlık kaynak olarak gösterilerek, daha önce "referansım İslam" diyen Erdoğan'ın referansının değiştiğinin bir işareti miydi?
Yurt dışındaki Yahudi ve Hıristiyan lobilerle, ülkemizdeki yabancı elçiliklerle içli dışlı olan Erdoğan'da milli ve manevi sahada başka ne gibi değişiklikler olmuştu sorularını ve diğerlerini başka makalelerde ifade edeceğim.
Tayyip Erdoğan'ın yönetim konusunda "memleketin düzgün sakallı ve iyi Kur'an okuyanlara ihtiyacı yok, iyi yöneticilere ihtiyacı var" sözünün bir tesadüf olmadığını, bir planlamanın ve devam eden bir değişim sürecinin sonucu olduğu şimdi daha iyi anlaşılmaktadır.
Evet Tayyip Erdoğan hakkında değişti mi değişmedi mi sorularının ardı arkası kesilmiyor. Bu sorular sorulmaya devam edecektir.
Bu soru şu şekilde de sorulmaya başlanmıştır: "Erdoğan asıl kimliğini şimdi mi ortaya koyuyor, yoksa değişerek mi bu noktaya geliyor" denmektedir.
Tartışılmayacak kadar açık olan Erdoğan'ın değişip değişmediğinden ziyade fertten topluma milleti değiştirme eğilimidir. Neden mi diyeceksiniz? Erdoğan'a taraf olanların veya geçmişteki söylemlerinin etkisi altında kalanların -eğer ölçüleri yoksa- bu yaklaşımları referans olarak kabul ederlerse ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
Erdoğan kınama esnasında ABD vatandaşlarının kiliselerde yaptıkları duayı okudu. Bakın duada neler var neler: "Tanrı Başkan ve kongre üyelerini, İsa Mesih'in yolundan ayırmasın. İsa der ki; kendin için istemediğini başkası için de isteme"
Bunun üzerine telefonlarımız, çalmaya ve birçok e-mail gelmeye başladı. Haberi izleyenler soru üzerine soru yöneltiyorlardı:
Bir kere Erdoğan neden Müslüman Türk insanının yaptığı şekilde dua etmeyi tercih etmedi de bir Amerikan vatandaşının duasını tercih etti?
Acaba bir Hıristiyan Amerikan vatandaşının duasını neden kendi başına değil, veya bürosunda değil de basın ve yayının huzurunda yapmakla verilmek istenen mesaj ne idi?
Neden terörist saldırıda ölenlere değil de, Amerika Başkanına ve kongre üyelerine dua edildi, üstelik dua TBMM'de yapılarak bir yerlere mesaj mı verilmişti?
Sonra düne kadar "radikal islam" söylemlerinden dolayı hesaba çekilen, referansının İslam olduğunu söyleyen Erdoğan, Başkan ve kongre üyelerine İslami anlamda dini tebliğ etmesi gerekiyorken "İsa Mesih'in yolu"ndan ayrılmaması için dua ederek değiştiğini mi ifade etmeye çalışmıştır?
"Kendin için istemediğini başkası için de isteme" sözü Türk İslam kültüründe var iken ve kaynak olarak İslami literatürün gösterilmesi mümkün iken, Hz. İsa, Hıristiyanlık kaynak olarak gösterilerek, daha önce "referansım İslam" diyen Erdoğan'ın referansının değiştiğinin bir işareti miydi?
Yurt dışındaki Yahudi ve Hıristiyan lobilerle, ülkemizdeki yabancı elçiliklerle içli dışlı olan Erdoğan'da milli ve manevi sahada başka ne gibi değişiklikler olmuştu sorularını ve diğerlerini başka makalelerde ifade edeceğim.
Tayyip Erdoğan'ın yönetim konusunda "memleketin düzgün sakallı ve iyi Kur'an okuyanlara ihtiyacı yok, iyi yöneticilere ihtiyacı var" sözünün bir tesadüf olmadığını, bir planlamanın ve devam eden bir değişim sürecinin sonucu olduğu şimdi daha iyi anlaşılmaktadır.
Evet Tayyip Erdoğan hakkında değişti mi değişmedi mi sorularının ardı arkası kesilmiyor. Bu sorular sorulmaya devam edecektir.
Bu soru şu şekilde de sorulmaya başlanmıştır: "Erdoğan asıl kimliğini şimdi mi ortaya koyuyor, yoksa değişerek mi bu noktaya geliyor" denmektedir.
Tartışılmayacak kadar açık olan Erdoğan'ın değişip değişmediğinden ziyade fertten topluma milleti değiştirme eğilimidir. Neden mi diyeceksiniz? Erdoğan'a taraf olanların veya geçmişteki söylemlerinin etkisi altında kalanların -eğer ölçüleri yoksa- bu yaklaşımları referans olarak kabul ederlerse ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Lozan Antlaşması’nı korumak, vatanı korumaktır / 28.05.2025
- Abraham Antlaşmaları'na direnenler tasfiye mi ediliyor? / 27.05.2025
- Arz-ı Mev’ud’un yeni cephesi / 26.05.2025
- Trump’ın Orta Doğu çıkarması: Haraç, tasfiye ve dizayn / 21.05.2025
- Hukuk devleti ilkesine zarar bumerang etkisi yapar / 20.05.2025
- Lozan’la sorunu olanın Türkiye’yle derdi vardır / 19.05.2025
- PKK ve yeni süreçte jeopolitik dengeler: Sevr mi Lozan mı? / 14.05.2025
- Türkiye için vakit kaybetmeden Afet Yönetimi Bakanlığı kurulmalı / 06.05.2025
- 40 milyar dolarla ne yapabilirdik? / 05.05.2025
- 1 Mayıs'ın ardındaki gerçek soru: Hangi sistem emekçiye umut olabilir? / 04.05.2025
- Abraham Antlaşmaları'na direnenler tasfiye mi ediliyor? / 27.05.2025
- Arz-ı Mev’ud’un yeni cephesi / 26.05.2025
- Trump’ın Orta Doğu çıkarması: Haraç, tasfiye ve dizayn / 21.05.2025
- Hukuk devleti ilkesine zarar bumerang etkisi yapar / 20.05.2025
- Lozan’la sorunu olanın Türkiye’yle derdi vardır / 19.05.2025
- PKK ve yeni süreçte jeopolitik dengeler: Sevr mi Lozan mı? / 14.05.2025
- Türkiye için vakit kaybetmeden Afet Yönetimi Bakanlığı kurulmalı / 06.05.2025
- 40 milyar dolarla ne yapabilirdik? / 05.05.2025
- 1 Mayıs'ın ardındaki gerçek soru: Hangi sistem emekçiye umut olabilir? / 04.05.2025