Dünkü yazımda Diyanet'ten Sorumlu Bakan Mehmet Aydın'ın fikir portresini sunmuştum.
Dinlerarası diyalog ve dinde reformun sözcülerinden Mehmet Aydın'ın Kuran Kursu genelgesinin altında bir çapanoğlu aramakta haksız olmadığımıza kanaat getirmiş olmalısınız.
Pentagon'a yakın Türk gazetecisi sıfatı ile maruf Cengiz Çandar'dan da dinleyelim isterseniz.
"AKP içinden çıktığı radikal islami hareketle göbek bağını kestiğini göstermesi için İmam Gazali- İbni Teymiye çizgisindeki selefi akımla mücadele etmelidir."
Yanlış duymadınız. Cengiz Çandar, İslam konusundaki engin cehaleti ile bin yıllık Ehli Sünnet İslam algılayışının mimarı olan Gazali ile İbn-i Teymiye'yi bir kefeye koyarak tepelemesi gereken radikal selefi akımın temsilcisi ilan ediyor.
Çandar, Yaşar Nuri Öztürrk, Zekeriya Beyaz gibi reformcu tiplerin bu noktada pek başarılı olamayacağını, çünkü Müslüman Türk halkının onları içerden, kendilerinden kabul etmediğini söylüyor.
Çandar, dindar kesimin içerden kabul ettiği Bakan Mehmet Aydın'ın bu noktada AKP tarafından iyi kullanılması fikrini veriyor.
Gerçi Çandar, İmam Gazali'yi tanımadığı gibi, dindar kesimin Mehmet Aydın'a bakışında da yanılıyor.
Mehmet Aydın'a AKP tabanı dahil çok büyük bir kitle oldukça soğuk bakıyor. Çünkü dün de aktardığımız gibi Mehmet Aydın'ın islam, Kur'an ve başörtüsü konusundaki görüşleri AKP'nin tabanının kabul etmeyeceği Yaşar Nuri, Zekeriye Beyaz çizgisinin ötesinde marjinal ve reformcu bir çizgiyi temsil ediyor.
Onun atadığı Diyanet İşleri Başkanı da benzer bir çizgiyi temsil ettiğini ilk günden açığa vurdu.
"İslam gelenekleri modernlşmeli" diyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, ilk demeçlerinde bir Diyanet İşleri Başkanından çok CHP Milletvekili edasıyla konuşmuştu.
"İrtica ile biz mücadele ederiz" diyerek misyonunu dine hizmetten çok, dine mesafeli ceberrut anlayışın sözcüsü söylemi ile açıklamıştı.
Kara cüppe, kara çarçaf, irtica, yobaz kelimeleri ile süslü demeçler vererek dindar kesimleri şaşırtmıştı.
Şimdi bu çizgideki Mehmet Aydın ve Ali Bardakoğlu ikilisinin imzası ile hazırlanan Kur'an kursu genelgesinde gel de bir çapanoğlu arama.
Gelin de rahatsız olmayın. Nitekim daha üç gün içinde iddamız doğrulanmış oldu.
AKP Mehmet Aydın rejisörlüğünde bu atraksiyonla bir taşla iki kuş vurmayı amaçlamıştı.
Tasarı geçerse, Kur'an kursunu okul zeminine taşıyarak jimnastik gibi diğer etkinliklerle harmanlayarak din reformunun düğmesine basmak.
Ancak tasarı yargı engeline takılırsa, "Bu sefer de ne yapalım biz Kur'an eğitimini yaygınlaştırmak istedik ama müsaade etmediler" klasik oyununu oynayarak, bir kez daha seçmene mahali seçimler öncesi selam vermek.
Daha yargı kararına gerek kalmadan, AKP'nin geri adım atması için bir saatlik Çankaya ziyareti yetti.
Her halükarda samimi olmadıkları anlaşıldı.
Doğru yaptığına inanan ilk itirazla geri adım atmaz.
Ama iyi ki geri adım attılar. Belki oy avcılığı yaptılar ama hiç değilse Kur'an eğitimini sulandıramadılar.
Hiç değilse şimdilik şükürler olsun.
Dinlerarası diyalog ve dinde reformun sözcülerinden Mehmet Aydın'ın Kuran Kursu genelgesinin altında bir çapanoğlu aramakta haksız olmadığımıza kanaat getirmiş olmalısınız.
Pentagon'a yakın Türk gazetecisi sıfatı ile maruf Cengiz Çandar'dan da dinleyelim isterseniz.
"AKP içinden çıktığı radikal islami hareketle göbek bağını kestiğini göstermesi için İmam Gazali- İbni Teymiye çizgisindeki selefi akımla mücadele etmelidir."
Yanlış duymadınız. Cengiz Çandar, İslam konusundaki engin cehaleti ile bin yıllık Ehli Sünnet İslam algılayışının mimarı olan Gazali ile İbn-i Teymiye'yi bir kefeye koyarak tepelemesi gereken radikal selefi akımın temsilcisi ilan ediyor.
Çandar, Yaşar Nuri Öztürrk, Zekeriya Beyaz gibi reformcu tiplerin bu noktada pek başarılı olamayacağını, çünkü Müslüman Türk halkının onları içerden, kendilerinden kabul etmediğini söylüyor.
Çandar, dindar kesimin içerden kabul ettiği Bakan Mehmet Aydın'ın bu noktada AKP tarafından iyi kullanılması fikrini veriyor.
Gerçi Çandar, İmam Gazali'yi tanımadığı gibi, dindar kesimin Mehmet Aydın'a bakışında da yanılıyor.
Mehmet Aydın'a AKP tabanı dahil çok büyük bir kitle oldukça soğuk bakıyor. Çünkü dün de aktardığımız gibi Mehmet Aydın'ın islam, Kur'an ve başörtüsü konusundaki görüşleri AKP'nin tabanının kabul etmeyeceği Yaşar Nuri, Zekeriye Beyaz çizgisinin ötesinde marjinal ve reformcu bir çizgiyi temsil ediyor.
Onun atadığı Diyanet İşleri Başkanı da benzer bir çizgiyi temsil ettiğini ilk günden açığa vurdu.
"İslam gelenekleri modernlşmeli" diyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, ilk demeçlerinde bir Diyanet İşleri Başkanından çok CHP Milletvekili edasıyla konuşmuştu.
"İrtica ile biz mücadele ederiz" diyerek misyonunu dine hizmetten çok, dine mesafeli ceberrut anlayışın sözcüsü söylemi ile açıklamıştı.
Kara cüppe, kara çarçaf, irtica, yobaz kelimeleri ile süslü demeçler vererek dindar kesimleri şaşırtmıştı.
Şimdi bu çizgideki Mehmet Aydın ve Ali Bardakoğlu ikilisinin imzası ile hazırlanan Kur'an kursu genelgesinde gel de bir çapanoğlu arama.
Gelin de rahatsız olmayın. Nitekim daha üç gün içinde iddamız doğrulanmış oldu.
AKP Mehmet Aydın rejisörlüğünde bu atraksiyonla bir taşla iki kuş vurmayı amaçlamıştı.
Tasarı geçerse, Kur'an kursunu okul zeminine taşıyarak jimnastik gibi diğer etkinliklerle harmanlayarak din reformunun düğmesine basmak.
Ancak tasarı yargı engeline takılırsa, "Bu sefer de ne yapalım biz Kur'an eğitimini yaygınlaştırmak istedik ama müsaade etmediler" klasik oyununu oynayarak, bir kez daha seçmene mahali seçimler öncesi selam vermek.
Daha yargı kararına gerek kalmadan, AKP'nin geri adım atması için bir saatlik Çankaya ziyareti yetti.
Her halükarda samimi olmadıkları anlaşıldı.
Doğru yaptığına inanan ilk itirazla geri adım atmaz.
Ama iyi ki geri adım attılar. Belki oy avcılığı yaptılar ama hiç değilse Kur'an eğitimini sulandıramadılar.
Hiç değilse şimdilik şükürler olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014