Terör dünyası -dünya terörü- 14

Dünyanın huzursuz bölgeleri

Günümüzde dünyanın huzursuz bölgeleri arasında Balkanlar, Afrika'nın bazı kısımları, Ortadoğu ve Kafkaslar başı çekmektedir. Kafkaslarda ise en husursuz bölge Çeçenistan, Ermenistan, Azerbeycan ve Gürcistan'ın içine sarkan Rusya hegemonyası altında bulunan Güney Osetya Abhazya ve İnguş bölgeleridir.

Osetya Özerk Cumhuriyeti ve Rusya

Kuzey Kafkasyada yüzölçümü yaklaşık 8 bin kilometrekare olan ve 1999 yılından bu yana Rusya Federasyonu'na bağlı, yaklaşık 800.000 nüfuslu küçük Özerk bir devlettir. Osetlerin çoğu Kuzey Osetya'da yaşamakta, az bir kısmı ise Güney Osetya'da yani R. Fededrasyonu dışında kalmaktadır.

Osetler, kendi dillerinde «atan», gürcü lisanında «Owsethi», Almancada ise « Ossen» isimleriyle anılmaktadır.

Bu bölgeye milattan önce 7. yüzyılda Hunların baskısıyla Kafkasya'ya sığındıklarını tarih yazmaktadır. Aslında Hint-Avrupa kökenli ve İrani bir topluluk sayılmaktadır.

Dilleri Orta Asya kökenli sayılmaktadır. Hind Avrupa kökenli olmasına rağmen Kafkas dillerinden etkilenmiş bulunmaktadır.

Kuzey Osetya'da Rus yerleşimi 1784 yılından bu yana hızlanmış ve günümüzde 6 şehir ve bir o kadar da kırsal bölgede Rus yerleşimi bulunmaktadır. Kuzey Osetya'nın başkentleri Vladikafkas'tır.

İçinden Kafkaslar için önemli Rostov-Bakü karayolları geçmektedir. Ülkenin ortasından düzlük bölgelerde genişçe tarım arazileri var. Yüksek bölgelerde bir miktar hayvancılık söz konusu olmaktadır.

Oset dilinde ilk kitaplar Rus alfabesiyle 1789 yılında yayınlanmıştır. Halkının büyük kısmı Ortodoks hristiyan bir kısmı ise müslümandır. Osmanlı döneminde müslümanlar yaklaşık olarak % 40-45 nispetindeymiş.

Komünist dönemde müslüman kesim hızla eritildi. Günümüzde Müslümanlar % 5 kadardır. Osetya'da Osetlerin dışında: Ruslar, İnguşlar, Ermeniler, Gürcüler ve Ukraynalılar da yaşamaktadır.

Şu anda sorunlar Güney Osetya'da bulunmaktadır. Çünkü Güney Osetya Gürcistan kontrolünde bulunmaktadır.

Rusya ile Güney Kafkaslar

Rusya, Sovyetler'in parçalanmasından sonra yaklaşık olarak 10-15 yıllık büyük ekonomik ve idari sarsıntılar geçirdi. Ülkede komünizmden sonra serbest ticarete yönelme devresi çok sancılı oldu. Demokrasiye henüz ayak uyduramayan idari sistemde karmaşa ve mafya organizasyonlar türedi. Ama Putin geldikten sonra finans sistemi ve ekonomi yeniden canlandı ve şu anda Rusya Federasyonu finans sisteminde açık vermek şöyle dursun fazlalık vermeye başladı. Onun için dış yatırımlara doğru adım atmak istemekte ve Türkiye'ye doğru bazı yönelme emareleri var. Putin'in bu gelişinde ekonomik ve yatırım konuları ön planda tutulmak istenmektedir.

Hatta Putin Kafkaslar'da tekrar söz sahibi olmak istemektedir. Rusya'nın etkisinden çıkan Güney Kafkasya'yı tekrar kanatları altına sokmak arzusundadır. Fakat şu anda bu hususta bazı pürüzler var. Gürcistan yapılan bir nevi darbe ile eski başkanını devirdi ve batı yanlısı Saakaşvili'yi başkanlığa getirdi. Saakaşvili de ABD güdümüne girdi. Böylece Rusya'nın önüne engeller konuldu. Onun yanında Ermenistan hem Rus, hem de AB ile ABD. Azerbaycan ise Rusya'dan ayrıldı ve ABD'ye yanşaktadır. Türkiye ile Azerbaycan zaten kardeş halklardır. Türkiye ile Gürcistan arasında ise çok iyi münasebetler var.

Ermenistan ile Azerbaycan ise savaşta sayılırlar. Azerbaycan'ın toprakları sayılan Yukarı Karabağ Ermenistan'ın işgali altındadır. Bunun yanında Azeri topraklarının yaklaşık olarak % 20'si Ermenistan işgali altındadır. Kısacası Kafkaslar'da kör düğümler çok. Onları çözmek kolay değil. Ama Rusya'nın Çeçenistan'a ektikleri kin ve nefret tohumları heryerde karşılarına çıkmaktadır. Şimdi işte Güney Osetya'da da bu durum söz konusudur.