Terörü oluşturanlar onunla mücadele eder mi?

Terör ya da terörizm bir takım hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, resmi, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımıdır. Terör uygulayan organize gruplara terör örgütü, terör uygulayan şahıslara da terörist denir.Önceden lokal anlamda yine yerel hedefler için terör faaliyetleri uygulanırken, son yüzyılda terör küresel bir operasyona dönüşmüş, dünyayı hükmetme arzusu taşıyan devletler, bir takım küresel unsurlar, terörü bir işgal maşası olarak kullanmışlardır.Bu genel değerlendirmeden yola çıkarak son yıllarda İslam coğrafyasını kasıp kavuran terör eylemlerini irdeleyemeye çalışalım.11 Eylül saldırılarından sonra ismini sıkça duyduğumuz El Kaide'nin, ABD'nin derlemesiyle kurulduğu bilinen bir gerçek? Ve ABD'den gelen açıklamalarda bile 11 Eylül saldırılarının içeriden planlandığı yine başka bir gerçek?Yani ABD, bir terör örgütünü BOP kapmasında bir işgal malzemesi, bir bahane olarak gün yüzüne çıkartarak 11 Eylül senaryosuyla bunu dünyaya kabullendirmiş, tanıtmış oldu.Ondan sonra Afganistan ve Irak işgali gündeme geldi.Başka bir ifadeyle, 11 Eylül saldırıları ve El Kaide'nin varlığı, ABD'nin ve İsrail'in menfaatine küresel bir sonuç doğurdu. Sonradan zuhur eden Taliban, ÖSO, El Nusra ve son olarak IŞİD gibi terör gruplarının da ortaya koyduğu terör eylemleri ABD'nin BOP emellerine ulaşması için yeni kapılar açtı, yeni bahaneler oluşturdu.Terör üzerinden yürütülen politikalara ve sonuçlarına baktığımızda, küresel sömürü ve işgal politikası yürütenlerin resmi yollardan elde edemedikleri hedeflere illegal yollardan, terör unsurlarıyla ulaşmaya çalıştıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.Uluslar arası toplumların, kuruluşların terörle mücadeleyi, terörü oluşturanların inisiyatifine terk etmemeleri gerekmektedir.Ortadoğu'da ve BOP kapsamındaki İslam ülkelerinde terörü oluşturan, destekleyen ve de perde arakasında koordine eden ABD ve yandaşlarının terörle mücadele etmesi, onu bitirmeye çalışması asla mümkün değildir.ABD, 11 Eylül'den sonra görünüşte terörle mücadele etmektedir ama bu mücadele ettiğini iddia ettiği terör örgütleri giderek daha güçlenmiştir ve bu terörle mücadele kapsamında işgal edilen ülkelerde milyonlarca masum sivil bizzat ABD tarafından katledilmiştir.Eğer Rusya, Suriye sürecinde devreye girip işgali durdurmamış olsaydı, Suriye de Irak'ın, Afganistan'ın ve Libya'nın kaderini yaşayacaktı.Suriye sürecinde, Rusya hem bu ülkenin terör bahanesiyle ABD ve yandaşları tarafından işgalini durdurmuştur, hem de ABD güdümlü terörün Suriye halkını ve rejimini devirmesine müsaade etmemiştir.Bu manada Rusya, son zamanlarda küresel terörü durduran, terörle mücadelede bir başarı ortaya koyan tek ülkedir.ABD yıllardan beri terörü palazlandıran politikalarına rağmen, yani terör konusunda sabıkası aşikar olmasına rağmen kendisini bugün de IŞİD'le mücadele konusunda tek yetkili kılmaktadır; halbuki bugün terörle mücadele konusunda ön planda olması gereken "sabıkalı ABD" değil, başarı ortaya koyan Rusya'dır.Eğer dünyada terörü bitirmek bir amaçsa, bu konuda başarılı olan Rusya önderliğinde bu mücadele yapılmalıdır. Birleşmiş Milletler ve onu oluşturan ülkeler dünyadaki küresel terörün bitmesi için bu noktada Rusya'ya kapı açmaları, küresel bir fırsat vermeleri gerekmektedir.Rusya bu konuda Suriye ve Ukrayna özelinde uyguladığı barış yanlı politikalarla, kendi coğrafyasındaki bütün halklara eşit olarak sunduğu sosyal uygulamalarla bu konuda rüştünü çoktan ispat etmiştir; bu onun hakkıdır.