Tok açın halinden anlamaz

Tok, açın halinden elbette anlamaz. Atalarımız boşuna "aç ne yemez, tok ne demez" buyurmamışlar. 

Gözünüzün önüne Cumhurbaşkanı'nın ve avanesinin birkaç gün evvel Eskişehir'de bir açılışta kurdele keserken halini düşünüp hep beraber bir empati yapalım…

Cumhurbaşkanı ve beraberindekiler kurdeleyi keserken karşılardan bir vatandaşın "yandık, bittik" şeklinde isyanı ve bağırmaları gelirken bir an, birkaç saniye bir duraksama ve ardından "Ya Allah, bismillah"larla kurdela kesilişi…

Hiç bir şey olmamış gibi bağrışmaya, çağrışmaya ve feryada kulak vermeden; tabir yerindeyse "işler ayna çal çal oyna…"

Bir an kendimizi Cumhurbaşkanımızın yerine koyarsak acaba o feryada karşılık verir miydik, vermez miydik sevgili okurlar?.. Öyle ya karşımızda, gözümüzün önünde bir feryat, bir ah var…

Sosyal medyada böyle isyan ve acizlikleri, işsizlikleri, çaresizlikleri görmek sıradanlaştı artık. Onlardan birini aktarırsak; 40 yaşlarında bir kardeşimiz ağlayarak mikrofonlara; "yeter artık devlet bizlere istihdam yaratsın, iş bulsun, işimden atıldım 2 çocuğum var, intiharın eşiğindeyim" diyerek feryat ediyordu… 

Başka bir olayı da anlatıp noktayı koymak istiyorum. Pazarda sunucu mikrofonu bir karı/kocaya uzatarak ne kadar maaş aldıklarını ve hallerinden memnun olup olmadıklarını sorduğunda; sevgili kardeşimiz 3.500 TL maaş aldığını, gül gibi geçinip gittiklerini dile getirdiğinde eşi ablamız beyine "niçin yalan konuşuyorsun" diye tepkide bulunuyordu…

Ülkemiz manzarası her şeyiyle ayan beyan ortada… Asgari ücretle yaşam savaşı veren bir yurdum insanı… Bulunamayan asgari ücret ve milyonlarca işsiz… Dünya piyasalarında parası pul olan bir Türkiye… Zamların sağanak sağanak yağdığı, faiz cenneti bir Türkiye… Ürettiği para etmeyen Türk tarım köylü ve çiftçisi… Tarım girdilerinin 1 yılda yüzde 500 arttığı, boğazına kadar faize batmış bir Türkiye… Geçinemeyip ikinci ve üçüncü bir iş yapan yaşlı emekliler… Umutsuz, hayalsiz, idealsiz, kimliksiz ve kişiliksiz bir Türk gençliği…

"Alt tarafa din iman, üst tarafa han hamam" gerçeğini iliklerine kadar yaşayan yurdum insanı… Dünyanın en pahalı akaryakıt, doğalgaz, su ve elektriğini kullanan Türkiye…

Ve son 20 yıldır paspas edilen, "at edilip binilen; eşek edip sürülen" ve en nihayetinde de AKILLANMAYAN bir millet…

Evet sevgili okurlar güler misiniz ya da ağlar mısınız bu hale? Otursak beraber ağlayanımız yok, gülersek gülecek mecalimiz yok. İki arada bir derede sefilleri oynamaktayız.

Fazla değil bir kez, sadece bir kez yanılıp doğrudan yana karar kılsak bir anda zengin olacağız, hem de bir anda. İnanın zenginlik yanı başımızda hiç de uzak değil. Sadece dilemek ve istemek…

Evet, baştakiler tok oğlu tok! Hayatında yamalı pantolon giymemişler ki, aç olan milletin halinden anlasınlar. Yahut şöyle de diyebiliriz. Vermek, veren el olmak ruhu yüce olan, Allah korkusu olan seçilmiş insanların işidir. Ruhu yüce olmayan Allah ile irtibatı sakat olan insan veremez… Onlar sadece isterler, bir vadi altınları olsa bir diğerini isterler. Milletin yastık altına, cebine, maaşına göz diker her zaman #iban gönderirler…

Bu millete vermek için, hazineyi eşit ve adil bir şekilde millete bölüştürmek için seçilmiş, ruhu yüce insan olmanız gerekiyor. Hz. Peygamber ahlakına bürünmüş, İmam Ali yüceliğinde, Hz. Hasan soyluluğunda, Hz. Hüseyin cömertlik ve yüceliğinde olmak gerek. Hz. Hüseyin gibi hizmete ve millete adanmışlık gerek.

Hz. Fatıma ana gönüllü olmak gerek. Birliğin, beraberliğin, kardeşliğin, bolluk ve bereketin, zenginliğin merkezi EHL-İ BEYT'tir.

Ruhun şad olsun Yüce İnsan…