Yüce Allah, Kur'ân-ı Kerîm'de Tahrîm Sûresi 6. ayette; "Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz." buyurarak ailenin korunmasına azami gayret gösterilmesini emretmiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ise; "Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha değerli bir miras bırakamaz." (İbn Mâce, Edep 3) buyurarak eğitimin önemine dikkat çekmiştir.
Toplumun çekirdeği, millet ve insanlık ağacının tohumu aile yuvasında atılır. Öyleyse her şey aileyle başlar.
Peygamberimiz, bir babanın evladı üzerindeki vazifesinin daha anne adayını aramakla başladığını bildirir. Ardından ona güzel bir isim verilmesini ve ilim tahsil ettirilmesini öğütler.
Kişinin evleneceği eşi sadece nefsani duygularla değil; yuvasına sahip çıkabilecek, evladına hayırlı bir anne olabilecek niteliklerle değerlendirilmelidir.
Zira "Yuvayı dişi kuş yapar" şeklinde bir atasözümüz vardır.
Evlat eğitimi daha doğmadan, tohum safhasında başlar. Babanın eve getirdiği lokmanın helal veya haram oluşunun bile çocuğun gönül dünyasının şekillenmesinde etkili olduğu; Allah dostları tarafından ifade edilmiştir.
Bu noktada annemin anlattığı bir hatırayı paylaşmak isterim:
"Babanız eskiden demirci ustasıydı. Irak'a yük taşıyan kamyon şoförlerinden mübarek dergâhlardan ekmek getirmesini istermiş. Bağdat'taki türbelerde, dergâhlarda pişen ekmekleri eve getirirdi. Bana da bunları önce kurut, sonra çocukların mamasına kat derdi. 'O zatların himmeti şefaati çocuklarımıza fayda verir; bu ekmeklerden yesinler ki hidayetli olsunlar' diye tembih ederdi."
Görüyor musunuz dostlar? Bu çaba bir dua hükmündedir; Allah dostlarının bereketine olan imanın bir tezahürüdür.
Böyle bir anne babanın yetiştirdiği evlat ile, gece gündüz harama koşarak evine helal–haram demeden lokma taşıyan kimsenin yetiştireceği evlat bir olur mu?
Rabbimize, kaderimize; babamızın, annemizin ve rahmetli üstadımızın çabalarına hamdolsun…
Demek ki çocuklar, tarlada kendi hâline bırakılmış ayrık otları gibi yetişmez. Onlara aile ocağında sevgi, ilgi ve sağlam bir eğitim verilmelidir.
Rahmetli Haydar Hocamız sık sık şöyle anlatırdı:
"Benim rahmetli anam çok dindar bir hanımefendiydi. Abdestsiz yere basmazdı. Müthiş bir Atatürk ve vatan aşığıydı. Bize çocukken hep Atatürk'ü ve onun vatan mücadelesini anlatırdı. Evimizde, Sarıkamış şehidi olan dedemin faziletleri anlatılırdı. Anamız bizi beşikte sallarken millî marşlarımızı ninni olarak söylermiş. Biz onun bereketli nefesiyle, kulaklarımızda yankılanan o marşlarla Allah, Peygamber, Ehl-i Beyt, vatan ve Atatürk sevgisini öğrendik."
Geleceğimizin teminatı olan genç nesillerin ihyası; onlara vereceğimiz sevgi, ilgi ve sağlam bir eğitimle mümkündür. Bunu asla unutmamalıyız.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ise; "Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha değerli bir miras bırakamaz." (İbn Mâce, Edep 3) buyurarak eğitimin önemine dikkat çekmiştir.
Toplumun çekirdeği, millet ve insanlık ağacının tohumu aile yuvasında atılır. Öyleyse her şey aileyle başlar.
Peygamberimiz, bir babanın evladı üzerindeki vazifesinin daha anne adayını aramakla başladığını bildirir. Ardından ona güzel bir isim verilmesini ve ilim tahsil ettirilmesini öğütler.
Kişinin evleneceği eşi sadece nefsani duygularla değil; yuvasına sahip çıkabilecek, evladına hayırlı bir anne olabilecek niteliklerle değerlendirilmelidir.
Zira "Yuvayı dişi kuş yapar" şeklinde bir atasözümüz vardır.
Evlat eğitimi daha doğmadan, tohum safhasında başlar. Babanın eve getirdiği lokmanın helal veya haram oluşunun bile çocuğun gönül dünyasının şekillenmesinde etkili olduğu; Allah dostları tarafından ifade edilmiştir.
Bu noktada annemin anlattığı bir hatırayı paylaşmak isterim:
"Babanız eskiden demirci ustasıydı. Irak'a yük taşıyan kamyon şoförlerinden mübarek dergâhlardan ekmek getirmesini istermiş. Bağdat'taki türbelerde, dergâhlarda pişen ekmekleri eve getirirdi. Bana da bunları önce kurut, sonra çocukların mamasına kat derdi. 'O zatların himmeti şefaati çocuklarımıza fayda verir; bu ekmeklerden yesinler ki hidayetli olsunlar' diye tembih ederdi."
Görüyor musunuz dostlar? Bu çaba bir dua hükmündedir; Allah dostlarının bereketine olan imanın bir tezahürüdür.
Böyle bir anne babanın yetiştirdiği evlat ile, gece gündüz harama koşarak evine helal–haram demeden lokma taşıyan kimsenin yetiştireceği evlat bir olur mu?
Rabbimize, kaderimize; babamızın, annemizin ve rahmetli üstadımızın çabalarına hamdolsun…
Demek ki çocuklar, tarlada kendi hâline bırakılmış ayrık otları gibi yetişmez. Onlara aile ocağında sevgi, ilgi ve sağlam bir eğitim verilmelidir.
Rahmetli Haydar Hocamız sık sık şöyle anlatırdı:
"Benim rahmetli anam çok dindar bir hanımefendiydi. Abdestsiz yere basmazdı. Müthiş bir Atatürk ve vatan aşığıydı. Bize çocukken hep Atatürk'ü ve onun vatan mücadelesini anlatırdı. Evimizde, Sarıkamış şehidi olan dedemin faziletleri anlatılırdı. Anamız bizi beşikte sallarken millî marşlarımızı ninni olarak söylermiş. Biz onun bereketli nefesiyle, kulaklarımızda yankılanan o marşlarla Allah, Peygamber, Ehl-i Beyt, vatan ve Atatürk sevgisini öğrendik."
Geleceğimizin teminatı olan genç nesillerin ihyası; onlara vereceğimiz sevgi, ilgi ve sağlam bir eğitimle mümkündür. Bunu asla unutmamalıyız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Toplumun çekirdeği ailedir / 19.11.2025
- Vatan için toprağa düşen yiğitlere… / 18.11.2025
- Hak yerini bulmazsa? / 17.11.2025
- Haksızlık karşısında tavrımız nedir? / 16.11.2025
- Attığınız adıma dikkat edin, hesabı çetindir / 15.11.2025
- “Şimdi daha da kudurabilirsiniz” / 14.11.2025
- Atatürk ile Türk Milleti arasındaki suni perdeler kalkıyor / 13.11.2025
- Geleceği Savunmak için Kahramanmaraş’taydık -2- / 12.11.2025
- Geleceği Savunmak için Kahramanmaraş’taydık -1- / 11.11.2025
- Atatürk ve 10 Kasım / 10.11.2025
- Vatan için toprağa düşen yiğitlere… / 18.11.2025
- Hak yerini bulmazsa? / 17.11.2025
- Haksızlık karşısında tavrımız nedir? / 16.11.2025
- Attığınız adıma dikkat edin, hesabı çetindir / 15.11.2025
- “Şimdi daha da kudurabilirsiniz” / 14.11.2025
- Atatürk ile Türk Milleti arasındaki suni perdeler kalkıyor / 13.11.2025
- Geleceği Savunmak için Kahramanmaraş’taydık -2- / 12.11.2025
- Geleceği Savunmak için Kahramanmaraş’taydık -1- / 11.11.2025
- Atatürk ve 10 Kasım / 10.11.2025

















































































