Peşmergebaşı Barzani'nin Türkiye'yi tehdit eden son açıklamaları nedense medyada tahminimizden fazla yer buldu. Bu duruma şaşırıyoruz, çünkü Barzani bu tür açıklamaları hiç yapmadıysa en az 20 kez, hem de aynı cümleleri kullanarak yapmıştır. Ama nedense medya o dönemde bu açıkmalara bir satır bile yer vermezken, son açıklama bir anda Türkiye'nin gündemine oturdu. Kimbilir belki de Barzani'nin açıklamalarıyla eşzamanlı olarak 48 saatte 10 şehit vermiş olmamız da etkili olmuştur. Bugüne kadar Barzani'nin Türkiye'yi tehdit eden küstah açıklamalarını hep yazılı olarak görüp, bu açıklamaları yaparken ki mimiklerini görmemiştik. Ama bu son açıklaması, bir televizyon kanalı tarafından yayınlandı. Bu açıklamaları TV'den izleyenlerin gözünden, Barzani'nin gözbebeklerine ve mimiklerine kadar sirayet etmiş "Türkiye kini ve düşmanlığı" kaçmamıştır eminim. Ve hiçkimse bu kinin, Irak'ın işgaliyle oluştuğunu, yani 4 yıllık bir mazisi olduğunu iddia ederek komik duruma düşmesin. Çünkü bu kinin en az yarım asırlık bir arka planı olduğu, Barzani'nin gizleyemeyeceği yüz hatlarına yansımış bir gerçek.Bu manzara karşısında insanın aklına geçmişte yapılan hatalar, verilen kırmızı pasaportlar ve bugüne kadar kalpleri Türkiye düşmanlığıyla atan gruplara verilen destekler geliyor. Ama son kertede, AKP hükümetinin 5 yıllık icraatlarının, Barzani'yi bu cürretkar noktaya taşıdığı su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Sadece son hadisede bile hükümetin takındığı ve devlet ciddiyetinden yoksun tutum, Türkiye'nin devlet itibarının nerelerde dolaştığının acı bir ispatıdır. Dışişleri Bakanı Gül'ün, Barzani'ye cevap vermek için ABD Dışişleri Bakanı Rice'yi devreye koyma girişimleri, Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı çalışmalarının yoğun temposunda araya sıkıştırılmış birkaç cümle ile olayı kurtardığını zannetmesi ve son olarak Bakanlar Kurulu'ndan çıkan etkisiz "nota" Barzani'nin cesareti sadece ABD'den değil, Türkiye'deki bu gevşek tutumdan aldığının da ispatıdır aynı zamanda. Başbakan Erdoğan'ın yine benzer bir konuda, "bu müzik notası değil" türünden açıklamalarını hatırlayınca verilen son "nota"nın müzik notası mı, yoksa gerçek anlamda bir nota mı olduğu sorusu ister istemez insanın aklına takılıyor. Türkiye önümüzdeki aylarda terör ve Kuzey Irak gündemini çok daha sıcak bir şekilde yaşayacak ve hatta bu gündemin tam ortasında bulacak kendisini. 10 şehidin ardından dün de 4 şehit haberi geldi ve bu şehit haberleri önümüzdeki günlerde gelmeye devam edecek. PKK'nın şifreli telsiz konuşmalarına yansıyan "saldırın" talimatı, baharın gelmesiyle düğmeye basıldığının da işareti.Tüm bu karamsar ortamda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin operasyonlarıyla ilgili gelen haberlerle rahat bir nefes aldığımızı söyleyebiliriz. Barzani'ye yakın bir internet sitesi, Barzani'nin açıklamalarından saatler sonra Türk Ordusunun Kuzey Irak'ta bazı noktaları vurduğunu duyurdu. Doğruluğu henüz ispatlanmayan bu haberden hareketle, TSK'nın, hükümet gibi Barzani peşmergesine cevap için ABD'den onay beklemediğini ve verilen her şehidin kanının yerde kalmaması için büyük bir mücadelenin içine girdiğini gösteriyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012