Birkaç yıldır kullanılmaya başlanılan, ancak son günlerde dikkat ettiyseniz daha da sık söylenilmeye başlanılan "Türkiyeli" sözcüğünün ne anlama geldiğini merak ettim ve bu anlamda tek otorite olan Türk Dil Kurumu'nun resmi internet sitesindeki Büyük Türkçe Sözlük'te arama yaptım. Sonuç şuydu ki; ekranda "Türkiyeli sözü bulunamadı" diye bir ibare göründü. Şaşırdım tabi. Bir de Güncel Türkçe Sözlük'e bakayım dedim. Belki orda vardır diye. Ama ekranda yine aynı yazı belirdi. Farklı sitelerde yaptığım birkaç aramanın daha ardından şunu anladım ki; Türkçede 'Türkiyeli' diye bir sözcük yok. Hiçbir zaman da olmadı. Öyleyse neden şu anda böyle bir tabir üretilmeye çalışılıyor? Oysaki Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu günden beri Türkiye'de yaşayan insanlara "Türk" denir. Bu böyledir. Yıllardır bu şekilde kullanılan bu sözcük yerine neden şimdi insanların diline başka bir sözcük yerleştirilmeye çalışılıyor? Aslında cevap çok basit. Bu da Türkiye'nin bölünmesi fikrini akıllara sokmak için yapılan bir çalışma. Türkiye mozaiğini oluşturan farklı etnik kimlikleri üst yüzeye çıkarma çabası. Siz aslında 'Türk ' değilsiniz. Türkiye topraklarında yaşıyorsunuz. Irkınız, diliniz farklı demenin farklı bir yolu. Önce kulağımızı yavaş yavaş alıştırmak suretiyle bilinçaltımıza yer etme çabası. Atatürk'ün büyüklüğü, feraseti, ileri görüşlülüğü bir kez daha hayranlık uyandırıyor insanda. Demek ki o bugünleri görmüş ve o yüzden "Ne mutlu Türk'üm diyene" demiş. Kimse bir daha bizi bölemesin diye. Birlik beraberlik içinde yaşayalım diye. Ama maalesef bugün bu oyuna geliyoruz. Birçok yüksek tirajlı yayın organı "Türkiyeli" ifadesini ne yazık ki sıklıkla kullanıyorlar. Buna dikkat edilmesi çok çok önemli. Ufak bir ayrıntı gibi görünse de insanlar etkileniyor. Hele ki içinde bulunduğumuz siyasi şartlarda güneydoğunun bu kadar karıştığı, huzurun bozulduğu, çözüm süreci adı altında topraklarımızın vatan evlatlarımızın katillerine peşkeş çekildiği günlerde kullandığımız her bir kelimeye çok dikkat etmeliyiz. Hassas bir dönemden geçiyoruz. Zira 'gerekirse referandum yapılsın madem istemiyorlar ayrılsınlar bizden' gibi söylemlerle karşımıza çıkan kişiler de aynı mantıktaki insanlardır. Hepsi aynı amaca hizmet etmektedirler. Amaç güzel ülkemizi bölmektir. Üstelik amaç yerine Kürdistan kurmak falan da değildir. Amaç Büyük İsrail Devleti'dir. Bunu gerçekleştirmek için de siyasi, sosyolojik, psikolojik bütün yöntemler bir arada kullanılmaktadır. Bu amaca ulaşmak kolay olmadığı için iş bölümü yapmışlar. Bir kısmı karışıklık çıkarıp huzuru bozmakta, bir kısmı medya aracılığıyla toplumun algısıyla oynayıp bu bölünmenin altyapısını hazırlamaktadırlar. İşte bize düşen de Atatürk'ün dediği gibi "Bu ahval ve şeraitte dahi Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır." İhtiyacımız olan tek şey ise ayık olmak, olanın bitenin farkında olmak ve farkındalığı olanlarla beraber olmaktır. Aslında bu kumaş Türk Milleti'nde vardır. Zaten Kurtuluş Savaşı'nda biz bunu ispatladık. O zaman milletimizin yaptığı en doğru şey; doğru bir liderin etrafında toplanmak, onunla bir ve beraber olmaktı. İşte bugün de yapmamız gereken aynı şey. Atatürk gibi ferasetli, ileri görüşlü, vatanperver liderleri kendimize "BAŞ" olarak seçersek onların bizi yapmaya çalıştığı "Türkiyeli" değil, yeniden büyük Türk Milleti olabiliriz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Asude Havuzlu / diğer yazıları
- Mutluluk… / 22.11.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020
- Üniversite sınavındaki sorunları değil sistemi tartışalım / 02.07.2020
- Kaynakların sınırsızlığı üzerine / 23.04.2020
- Artık kimse... / 18.04.2020
- Yetim kalmak / 03.04.2020
- #HayatMEMleevesığar / 30.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın-II / 26.03.2020
- Covid-19’a bir de buradan bakın / 25.03.2020
- Başkalarının acısına bakmak / 05.03.2020
- Coğrafya kader midir? / 03.03.2020