Türkiye'yle çatıştırılacak, Irak'la sömürülecek

Suriye konusunda Irak'ın tavrı, üzerinde iyice düşünülmesi gereken bir konudur.Malum, Arap Birliği'nin yaptırım kararlarını onaylamayan birkaç ülkeden biri de Irak'tı.Arap Birliği'ne yaptırım kararı alma noktasında baskı kuran kim? ABD.Irak'ı işgal ederek, Irak'ın yönetimine iradesi olmayan kukla bir hükümeti getiren kim? Elbette ki ABD?Burada bir çelişki yok mu? ABD'nin talimatı dışına çıkmayan Irak yönetimi, ABD'nin talimatıyla hareket eden Arap Birliği'ne posta koyuyor. Sizce de garip değil mi?İşte bu çelişkili duruma en güzel yorumu gazetemizin başyazarı Prof. Dr. Haydar Baş yaptı. Hatırlayalım, Prof. Dr. Baş şunları yazmıştı:"Irak'ın Suriye yanında tavır alması, zengin petrol yataklarına sahip olan coğrafyayı Türkiye'ye bırakmak istemeyen ABD'nin tavrıdır aslında. Demek ki, ABD Irak vasıtası ile hem kaynaklara ulaşacak, hem de Ortadoğu'da baş olmak isteyen Türkiye'ye baş kaldıracaktır."Yani Türk siyasiler Libya konusunda olduğu gibi Suriye konusunda da avuçlarını yalayacaklar. ABD bir taraftan Türkiye'yi Suriye'ye karşı dolduruşa getirirken, savaşın içine çekerken, diğer taraftan da Irak hamlesiyle Türkiye'yi yakın bir gelecekte yalnız bırakacağının sinyallerini veriyor.Şu noktaya da dikkatlerinizi çekmek istiyorum: Bildiğiniz gibi Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, Rusya ve Çin'in vetosu sebebiyle Suriye'ye yaptırım kararı alamadı.Türkiye BM'ye üye bir ülke, BM'nin yap dediğini yapan, yapma dediğini de yapmayan bir ülke ama ne hikmetse Suriye konusunda BM'nin kararlarına ters düşerek yaptırım uygulayan ilk ülke oldu.Yani Türk siyasiler, Türkiye'yi uluslar arası hukuka aykırı bir durumun içine soktular.NATO da benzer şekilde Suriye'ye askeri bir müdahaleden kaçınıyor. Türkiye NATO'ya da üye bir ülke ve Türk siyasiler NATO'nun bile çekindiği bir konuda pervasızca davranıyor. Buna benzer bir hadise yakın tarihimizde yaşandı. Irak lideri Saddam Hüseyin, ABD'nin "Kuveyt senin arka bahçendir" mesajını alınca ABD'ye güvenerek Kuveyt'i işgal etti.Sonra bunun bir tuzak olduğunu anladı ama çok geç kaldı. Sonrası malum?Bugün de Türkiye yine ABD tarafından Suriye'ye doğru yönlendiriliyor ama ABD hiçbir resmi ortamda Türkiye'nin yanında değil.Irak'ın, perde arkasında ABD talimatlı Suriye tavrına bakılırsa ABD, Türkiye'yi aynen "Saddam'ın Irak'ı" gibi harcamaya hazırlanıyor.Türkiye'nin Suriye'ye karşı savaş pozisyonuna girmesi aynı zamanda iç hukukumuza göre de suç teşkil ediyor. Konuyla ilgili Anayasa maddelerini geçtiğimiz günlerde yazarımız Muharrem Bayraktar yazısında yer vermişti.Siyasilerimiz Türkiye'yi öyle bir pozisyona doğru itiyorlar ki, hem uluslar arası hukuka ters hem de kendi hukukumuza ters?Sonuçta bize hiçbir faydası olmayan karanlık bir tüneldeyiz. Uğruna kan dökmeye hazırlandığımız sözde müttefiklerimiz(!) Suriye işgalinden doğacak nemayı farklı kanallardan elde etmenin peşindeler. Sana zırnık koklatmayacaklar.Böyle bir tablonun oluşacağı, sonucu karanlık bir hadisede ısrar etmenin, dost ve müttefikimiz olan Suriye'yi küstürmenin, hatta kendimizi ve Suriye'yi Haçlı dünyasına altın tepsi de sunmanın anlamı nedir?Lütfen hayalleri bırakıp gerçekleri görelim.